Kurtuluş Savaşımızın kahramanlarından Binbaşı Ayşe, İzmir’de yaşayan Selanik asıllı, mangal yürekli bir Türk kızıymış. Binbaşı olan eşi Birinci Dünya Savaşı’nda Kafkas Cephesinde şehit olmuş. Ayşe Hanım da çocuklarını yetiştirme derdine düşmüş.
Osmanlı Devleti Birinci Dünya Savaşı’ndan yenik çıkınca 30 Ekim 1918’de Mondros Mütarekesini imzalamak durumunda kalmış. Mondros Müterakesiyle merkezi otoriteyi teslim alan emperyalistler İstanbul’u ve Anadolu’nun çeşitli bölgelerini işgal etmişler. Paris’te yaptıkları anlaşmayla İzmir ve Ege Bölgesi’nin önemli bir bölümünü Yunanlılara vermişler. Yunan ordusunu silah, malzeme ve üstün harp gücüyle destekleyerek 15 Mayıs 1919’da İzmir’in işgalini başlatmışlar.
Yunanlılar şehre hakim olunca Ayşe Hanım iki oğluyla birlikte Aydın’a gitmiş. Eşinin ve tüm vatan evlatlarının intikamını almaya yemin etmiş. İş başa düştü diyerek, rahmetli eşinin emaneti olan değerli eşyalarını, ziynetlerini satıp silah ve techizat satın almış. Köy köy gezerek halkı Milli Mücadele’ye katılmaya teşvik etmiş. 280 kişilik Kuvayı Milliye birliği oluşturmuş. Daha sonra 350 kişiye ulaşan birliğiyle Köpekçi Nuri çetesine katılmış.
Ayşe Hanım Aydın’ı işgale gelen Yunan ordusuyla savaşmış. Böylece bilfiil katılmış olduğu İstiklal Mücadelesine başından sonuna kadar iştirak etmiş. Turgutlu ve Demirci’de düşmana büyük darbeler indirmiş. Fakat Demirci’de oğlunun biri şehit olmuş. Oğlunun acısını yüreğine gömen Ayşe Hanım düzenli ordunun kurulmasıyla derhal ordu birliklerine katılmış ve kendisine üsteğmen rütbesi verilmiş.
Birinci İnönü ve İkinci İnönü Savaşlarına katılan Ayşe Hanım’ın diğer oğlu da İkinci İnönü Savaşlarında şehit olmuş.
Ayşe Hanım, adeta yaralı bir kurt gibi Mustafa Kemal Paşa’nın başkomutanlığında 22 gün 22 gece süren Sakarya Savaşı’na katılmış. Bu savaşta piyade mermisiyle kasığından yaralanmış. Seyyar hastanede tedavi olup tekrar cepheye koşmuş. Mürsel Paşa’nın tümeninde 26 Ağustos 1922’de Büyük Taarruz’da, 30 Ağustos 1922’de Başkomutanlık Meydan Muharebesinde savaşan birliklerin en ön saflarında yer almış.
30 Ağustos Zaferi’nin ardından Başkomutan Gazi Mustafa Kemal Paşa “Ordular! İlk hedefiniz Akdeniz’dir ileri” emrini vermiş. Düşman İzmir’e kadar takip edilmiş. 9 Eylül 1922’de İzmir’in kurtarılmasıyla yurdumuz düşmandan temizlenmiş. Ayşe Hanım İzmir’e ilk giren birlikler arasında yer almış. Ancak bu arada bir misket mermisiyle sol bacağı kırılmış. İzmir hastanesinde tedavi olduğu günlerde, hiç çekinmeden Milli Mücadeleye katılması ve başarılı hizmetleri sebebiyle terfi ettirilmiş, binbaşı yapılmış.
Binbaşı Ayşe 1925 yılının Haziran ayında İstanbul’u gezmeye gitmiş. Cumhuriyet Gazetesi kendisiyle röportaj yapmış. Üzerinde bir süvari elbisesi varmış. Röportajın sonlarında Binbaşı Ayşe şunları söylemiş; “Allah’a şükürler olsun. Bugün büyük Gazi’miz sayesinde amacımıza ulaştık. Vatanımız kurtuldu. Vaktiyle düşman çizmesi altında inleyen sevgili topraklarımızda şimdi serbest ve göğsümü gere gere gezebiliyorum.”
Kurtuluş Savaşı’mızın ölümsüz kahramanları, aziz şehit ve gazilerimizi, ordularımızın Başkomutanı, Cumhuriyetimizin kurucusu Büyük Önder Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ü ve silah arkadaşlarını rahmet ve minnetle anıyorum. Atatürk’ün; “Dünyada hiçbir milletin kadını, ben Anadolu kadınından daha fazla çalıştım, milletimi kurtuluşa ve zafere götürmekte Anadolu kadını kadar emek verdim diyemez” sözleriyle övdüğü kahraman Türk kadınını da...
SEN DE DÜŞÜNCELERİNİ PAYLAŞ!