Vatan, millet ve bayrak için can feda etmek…
Mütefekkirler bunun felsefesini yapar. Alimler izahına çalışır. Şairler bunun için destanlar yazar. Siyasetçiler kürsüde anlatır, masada savunurlar.
Fakat askerlerimiz, mehmetçiklerimiz, güvenlik güçlerimiz… Bizzat onlardır ki ölümle pençeleşirler. Kağıt üzerindeki yazıların, dillerdeki sözlerin ifadesini gerçekleştirirler.
Kağıt üzerinde yazı yazmakla, kürsüde konuşmakla, alın teri veya kanıyla kutsal vatan toprağı üzerine iz bırakmak arasında büyük farklar olsa gerek…
Bu sebeple askerlerimiz, güvenlik güçlerimiz ağır ve zor, fakat mukaddes bir vazife yapmaktadırlar. Rütbe ve mevkii ne olursa olsun…
Türk milleti onun için sınırda nöbet tutan erimize, gerektiğinde vatan için şehadet şerbeti içmeye hazır askerimize “sevimli küçük Muhammed” anlamına gelen Mehmetçik ismini vermiş.
Kadını erkeği, küçüğü büyüğü, zayıfı kuvvetlisiyle bütün bir milletin uykusunu rahat tatması için kendi uykusunu feda eden, milletinin korkusuzca yaşaması için kendini harcayan, başkalarının emniyeti uğrunda kendi varlığını siper edinenler… Mehmetçiklerimiz, güvenlik güçlerimiz… İşte her zaman saygıyla, hürmetle anılmaya layık olanlar bunlardır… Şairin dediği gibi:
Bu vatan, toprağın kara bağrında
Sıradağlar gibi duranlarındır,
Bir tarih boyunca onun uğrunda,
Kendini tarihe verenlerindir.
Tutuşup kül olan ocaklarından,
Şahlanıp köpüren ırmaklarından,
Hudutlarda gazâ bayraklarından,
Alnına ışıklar vuranlarındır.
Ardına bakmadan yollara düşen
Şimşek gibi çakan sel gibi coşan,
Huduttan hududa yol bulup koşan,
Cepheden cepheyi soranlarındır.
İleri atılıp sellercesine
Göğsünden vurulup tam ercesine,
Bir gül bahçesine girercesine
Şu kara toprağa girenlerindir.
Tarihin dilinden düşmez bu destan,
Nehirler gazidir, dağlar kahraman,
Har taşı yakut olan bu vatan
Can verme sırrına erenlerindir.
Kahraman mehmetçiklerimizi, güvenlik güçlerimizi her zaman ve her yerde başarılı ve muvaffak kılmasını, devletimizi, milletimizi, ordumuzu yurdumuzu her türlü tehlikeden, düşmanların taarruz ve tasallutundan, terör ve şiddet belasından emin ve muhafaza eylemesini Cenab-ı Hak’tan niyaz ediyorum.
Canlarıyla vatanımıza siper olan aziz şehitlerimizi, gazilerimizi, Başkomutan Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ü, silah arkadaşlarını, ebedi Karşıyaka’lı Zübeyde Hanım’ı şükran ve dualarla anıyorum. Şehitlerimizin yakınlarına bol ecir, sabır ve metanetler diliyorum.
Gazilerimize, geçtiğimiz günlerde emekli olan değerli bir asker Ege Deniz Bölge Komutanı Tuğamiral Cemalettin Bozdağ Bey’e, saygıdeğer Karşıyakalılara, Karşıyaka Haber ailesine esenlikler diliyorum.
Kur’an-ı Kerîm’in; “Hep birlikte barış içinde yaşayın” ayetinin ışığında, Atatürk’ün “Yurtta barış, dünyada barış” dediği gibi, insanlığın can feda etmeye mecbur olmayacağı gerçek bir dünya barışının gerçekleşmesi dileklerimle saygılar sunuyorum.
SEN DE DÜŞÜNCELERİNİ PAYLAŞ!