Kurtuluş Savaşı ya da Milli Mücadele... Anadolu’nun emperyalistlerin işgalinden kurtarılıp temizlenmesi için 19 Mayıs 1919’da Samsun’a çıkan Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün önderliğinde Türk milletinin verdiği müthiş bir mücadele... Türk milletinin asla esir edilemeyeceğini dünyaya ilan etmiş, tarihe altın harflerle yazılmış bir destan.
Atatürk’ün, “Dünyada hiçbir milletin kadını “Ben Anadolu kadınından fazla çalıştım, milletimi kurtuluşa ve zafere götürmekte Anadolu kadını kadar emek verdim” diyemez” dediği gibi Türk kadınları Kurtuluş Savaşımızda kahramanlıklarla ve destansı öykülerle dolu büyük işler yapmış.
İzmir’in işgalinden hemen sonra ülkemizin dört bir yanında işgalleri protesto mitingleri yapılmış. Vatanın işgalden kurtarılması, bağımsızlık için savaşılması gerektiği dile getirilmiş. Bu mitinglerde katılımcıların ve konuşmacıların çoğunu kadınlar oluşturmuş. İstanbul’daki mitinglere kadınlar “İzmir Türk kalacaktır” rozetleriyle katılmış. Halide Edip, Münevver Saime, Naciye Hanım, Meliha ve Sabahat Hanım konuşmalar yapmış. 23 Mayıs’ta işgal kuvvetlerinin gölgesi altında 200 bin kişinin katıldığı Sultanahmet mitinginde Halide Hanım, katılımcılara bağımsızlık yemini ettirmekten çekinmemiş. Türk kadınının bu savaşta erkeklerin yanında mücadele etmeye hazır olduğunu tüm dünyaya duyurmuş.
Sultanahmet mitinginde yaptığı konuşma sonrası hakkında tutuklama kararı çıkarılan Halide Edip Anadolu’ya geçmiş ve Milli Mücadele’ye katılmış. Atatürk onu Batı Cephesine tayin etmiş. “Halide Onbaşı” olarak Kurtuluş Savaşına fiilen katılmış. Daha sonra çavuş ve başçavuş rütbesi almış. İstiklal Madalyasıyla taltif edilmiş.
Münevver Saime Hanım da Kadıköy mitinginde halkı Milli Mücadele’ye davet eden konuşması sebebiyle hakkında tutuklama kararı çıkınca, Milli Mücadele’ye katılmak için Anadolu’ya geçmiş. Batı Cephesinde aktif olarak çalışmış. Büyük yararlılık göstermiş. Kurtuluş Savaşındaki mücadelesi ve yaralanması sebebiyle “Asker Saime” olarak anılmış.
Kara Fatma (Fatma Seher Hanım), eşiyle birlikte Balkan Savaşına katılmış, Kafkas Cephesine gitmiş. Mondros Mütarekesinden sonra eşi Ermeniler tarafından şehit edilince etrafına topladığı kadınlarla Ermenilere karşı çarpışmış. Atatürk’le görüşerek görev istemiş, “Kadınsam Türk de değil miyim? Bana görev verin” demiş. Müfreze komutanı olarak Batı Cephesi’nde görevlendirilmiş. Bursa ve İzmit’in işgalden kurtulması için çarpışmış. Adana, Dinar, Nazilli, Sarayköy, Afyon ve Tire’de savaşmış. Sakarya Savaşı ve Başkomutanlık Muharebe’lerine katılmış. Başarısından dolayı Kara Fatma ismini ona Atatürk vermiş. Bir ara Yunanlılara esir düşmüşse de kendi çabasıyla kurtulmuş. Üsteğmenliğe kadar yükselmiş. Üsteğmenlik maaşını Kızılay’a bağışlamış. 1954 ‘de yeniden maaş bağlanmış.
Halime Çavuş, Milli Mücadele başlayınca aynanın karşısına geçmiş. Erkek gibi traş olup saçını kesmiş. Askerlerin arasına karışmış ve adı da Halim olmuş. Savaşta ayağından yaralanmış ve bir ayağı sakat kalmış. Daha sonra kadın olduğu anlaşılmış ve Halime Çavuş olmuş.
Kübra Efe, 17 yaşında nişanlı bir genç kız. “Vatan işgal altındayken evlenemem” diyerek babasının kıyafetini giymiş, efelerle birlikte savaşmış. Savaştan sonra kendisine maaş bağlanmak istenmiş. Fakat o “Vatanı kurtarmanın karşılığı olmaz” diyerek kabul etmemiş.
Binbaşı Ayşe, aslen Selanikli olan Ayşe Hanım’ın eşi Kafkas Cephesinde şehit düşmüş. 15 Mayıs 1919’da düşman İzmir’e daha sonra Aydın’a girince Kuva-yı Milliye birliği kurmuş. Salihli’de düşmanla savaşmış, çavuş rütbesi almış. Başından sonuna kadar Kurtuluş Savaşı’nın içinde yer almış. Sakarya’da yaralanmış, tedavi olup Büyük Taarruza katılmış ve burada da bacağı kırılmış. Başarıları nedeniyle binbaşılığa yükseltilmiş.
Çete Emire Ayşe Hanım, eşi Çanakkale’de şehit olmuş. Aydın işgal edilince silahlanarak Yörük Ali Efe grubuna katılmış. Milli Mücadele’nin sonuna kadar savaşmış. Efe unvanını almış. Savaşın sonunda Atatürk kendisini İstiklal Madalyasıyla ödüllendirmiş.
Ayşe Çavuş, aslen Prizren’li, İzmir’e yerleşmiş bir Türk kadını, eşini Balkan Savaşı’nda kaybetmiş. Dört oğlu ve bir kızıyla Milli Mücadele’ye katılmış. Çavuş unvanını almış. 350 kişilik bir kuvvetle Salihli’de düşmanla çarpışmış. Umurlu Harbinde yaralanmış. Büyük oğlunu Dermirci’deki savaşlarda, küçük oğlunu İnönü Savaşları’nda şehit vermiş.
Gördesli Makbule Hanım, daha yeni evliyken eşi Halil Efeyle birlikte Kuva-yı Milliye’ye katılmış, işgalcilerle yapılan çatışmalarda yer almış. Akhisar Sındırgı arasındaki Kocayayla mevkiinde başından vurularak şehit olmuş.
Eşini, oğlunu cepheye göndermiş, onlara hasret zor ve sıkıntılı zamanlara katlanmış, yeri gelmiş miting meydanlarında kalabalıkları Milli Mücadele’ye ikna etmiş, yeri gelmiş çeyizini Milli Mücadele’ye bağışlamış, yeri gelmiş cepheye erzak, cephane taşımış, yaralı Mehmetçiği tedavi etmiş, yeri gelmiş cepheye koşmuş canını feda edip şehit olmuş, gazi olmuş kahraman Türk kadını...Anadolu’nun bütün kadınları Kurtuluş Savaşı’nın isimsiz kahramanları...
Milli varlığımız yönünden önemi büyük olan 19 Mayıs Atatürk’ü Anma Gençlik ve Spor Bayramı’nı kutlarken, bugünleri bize armağan eden aziz Atatürk’ü, onun silah arkadaşlarını, şehitlerimizi ve gazilerimizi, kahraman ecdadımızı rahmetle minnetle anıyoruz. Ruhları şad olsun.
SEN DE DÜŞÜNCELERİNİ PAYLAŞ!