Sosyal bir varlık olan insanın kendisinin ve neslinin güvenli bir şekilde inanç ve kültür değerleriyle birlikte hayatlarını sürdürebilmeleri ve geleceklerini emniyet altına alabilmeleri için bir vatana sahip olmaları hayati derecede önem arz etmektedir. Bundan dolayıdır ki vatan her millet için çok vazgeçilmez bir öneme sahiptir.
Vatan, bir toprak parçasından öte değerler ifade eder. Vatan, var olmaktır. Özgürlüktür vatan. Can demektir. Din, mal ve kıymet verdiğimiz değerler demektir. Bizi biz yapan değerler vatanla mümkün olabilmektedir, vatanla yaşamaktadır. İnsan için vücut neyse millet için vatan odur. Milletlerin ruhu tarih, vücudu vatandır. Vatansız bir milletin yaşaması, varlığını devam ettirebilmesi hemen hemen imkansız gibidir.
Milletimiz için vatan aynı zamanda kutsal bir mahiyet taşımaktadır. Kültürümüzde vatan sevgisi adeta imandan bir parça gibi kabul edilmektedir. Vatanı koruyup yükseltmek için verilen mücadelelere ciddi değerler atfedilmekte, manevi değeri yüksek payeler verilmektedir.
Tarihimizde ecdadımız vatanı uğrunda nice destanlar yazmıştır. Yakın tarihimizdeki 30 Ağustos Zaferi başta olmak üzere I. Dünya Savaşı sonrası vatanımızı işgal eden emperyalistlere karşı Atatürk’ün önderliğinde millet olarak verdiğimiz Kurtuluş Savaşı eşsiz bir kahramanlık destanıdır.
Destanlar, bir milletin en büyük kültür miraslarıdır. Milletin hafızasıdır, kimliğidir. Destan kahramanları, yıllar, yüzyıllar geçse de milletin hafızasından silinmezler, kaybolmazlar.
“Bastığın yerleri toprak diyerek geçme tanı.
Düşün altındaki binlerce kefensiz yatanı” dediği gibi şairimizin... Her karışının şehit kanlarıyla yoğrulduğu vatan toprağının altında binlerce kefensiz yatanları hissetmemek mümkün mü? Alın teriyle vatan toprağını sulayan gazilerimizi hatırlamamak mümkün mü?
30 Ağustoslar, öylesine geçip giden sıradan bir gün değildir. Her anı kahramanlıklarla dolu, her anı yokluktan yeniden dirilmenin destansı öykülerini içeren, hürriyet ve istiklâlimizi kazandığımız bir zafer günüdür.
Milli günlerimiz, milli bayramlarımız millet olma şuurunu besleyen ve canlandıran çok özel zaman dilimleridir. Milletin geleceğini sağlama alan, tarihte dikilmiş, geleceğe yön veren köklü ağaçlar gibidir. 30 Ağustos Zaferini milletçe büyük bir onur ve gururla bayram olarak kutladığımız şu günlerde şanlı tarihimizi unutmayalım.
Bir kahramanlık destanı yazan, bu cennet vatanın, milletimizin ve devletimizin, bayrağımızın ve ezanımızın varlığını, istiklâl ve hürriyetimizi, milletçe namus ve şerefimizle yaşıyor olmamızı borçlu olduğumuz Başkomutan Gazi Mustafa Kemal Paşa ve silah arkadaşlarını, aziz şehitlerimizi ve gazilerimizi bir kez daha hatırlayalım.
Cepheye mermi taşırken yolda donarak şehit olan Şerife Bacılarımızı ... Belinde fişekleri, ayağında çizmeleri, omuzunda mavzeriyle Kara Fatmalarımızı, Makbule Hanımlarımızı, Ayşe Çavuşlarımızı... Hayatının baharında cepheye koşan delikanlılarımızı... Yavrusunu vatana kurban olsun diye kınalayıp cepheye gönderen analarımızı... ve teröre kurban giden askerlerimizi, polislerimizi... unutmayalım. Ruhlarına fatihalar gönderelim.
Bu vesileyle cennet vatanımızı bizlere canları ve kanları pahasına miras bırakan, bu uğurda canlarını veren aziz şehitlerimizi, gazilerimizi ve ordumuzun başkomutanı Ulu Önder Atatürk ve silah arkadaşlarını ve bu orduyu yokluklar içinde var eden ve destekleyen aziz milletimizin her ferdini saygı ve minnetle yâd ediyoruz. Ruhları şad olsun. Mekanları cennet olsun. Cumhuriyetimiz ilelebet payidar, milletimiz bahtiyar olsun. 30 Ağustos Zafer Bayramımız kutlu olsun.
SEN DE DÜŞÜNCELERİNİ PAYLAŞ!