Canlı cansız bütün âlem bir denge üzerine kurulmuş. Yüce Allah her şeyi bir ölçüye göre yaratmış ve düzenlemiş. Tabiattaki canlılar arasında da denge ve ahengi gözetmiş. Buna göre hayvanlar ekolojik sistemin vazgeçilmez bir parçası. İnsanın hizmetine sunulmuş, insanlar için sayısız faydaları olan, aynı zamanda estetik bir değer olarak da tabiatın süsü.
Dinimiz sadece insanlara değil bütün canlılara iyiliği merkeze almış. Peygamberimizin bildirdiğine göre; “Adamın biri yolda yürürken çok susamış. Bir kuyuya rastlamış. Kuyuya inip suyunu içmiş. Çıktığında dili dışarıda, hızlı hızlı soluyan ve susuzluktan dolayı nemli toprağı yalayan bir köpekle karşılaşmış. Adam “ benim başıma gelen susuzluk bunun başına da gelmiş” diyerek tekrar kuyuya inmiş. Ayakkabısına su doldurup ağzıyla tutarak yukarı çıkmış ve köpeği sulamış. Bu davranışından dolayı Allah o adamdan hoşnut olmuş ve günahlarını bağışlamış...” Peygamberimiz bunu anlatınca yanındakiler; “Ey Allah’ın elçisi! Hayvanlara yaptığımız iyilikler için bize bir sevap var mı?” diye sormuş. Peygamberimiz; “Her canlıya yapılan iyilikte sevap vardır” buyurmuş. Bir müslümanın Allah’ın tüm yaratıklarına karşı nasıl bir tavır içinde olması gerektiğini özlü bir şekilde ifade etmiş.
“Elif okuduk ötürü, pazar eyledik götürü;
Yaratılanı hoş gördük, Yaradan’dan ötürü” diyen Yunus da mısralarıyla herhalde bunu anlatmak istemiş...
“Merhamet etmeyene merhamet olunmaz.”, “Merhamet edene Allah da merhamet eder. Siz yerdekilere merhamet edin ki göktekiler de size merhamet etsin” buyuran Peygamberimiz, sadece insanlara değil hayvanlara karşı da merhametli olunmasını emretmiş. Bir kediyi hapsederek açlık ve susuzluktan dolayı ölmesine yol açan bir kişinin bu yüzden cehennemlik olduğunu bildirmiş. Sebepsiz yere zararsız hayvanların öldürülerek tabiattaki düzenin bozulmasına karşı çıkmış. Masum ve savunmasız hayvanların korunması konusunda her zaman hassasiyet göstermiş.
Ayrıca Peygamberimiz, yavruları yuvasından alındığı için ızdırap içinde kanat çırpan bir kuşu görünce bunu yapanları uyarmış, hemen yavruların yuvaya konulmasını emretmiş. Hayvan neslinin korunmasına yönelik tedbirler almış, onların yumurtalarının alınmamasını istemiş. Bazı kimselerin karınca yuvasını yaktıklarını görünce yakanlara tepkisini göstermiş. “Bu dilsiz hayvanlar hakkında Allah’tan korkun” buyurmuş. Hayvanlara eziyet edilip işkence yapılmasını şiddetle yasaklamış.
Peygamberimiz zevk için avlanmayı haram olarak değerlendirmiş. Sadece yılan, akrep, kuduz köpek, fare gibi insanın canına ve malına zarar verebilen bazı ziyankâr hayvanların gerektiğinde öldürülmesine izin vermiş. İhtiyaç olmaksızın öldürülen bir kuşun kıyamet günü öldürenden davacı olacağını bildirmiş, “Haksız yere bir serçeyi öldürenden Cenab-ı Hak kıyamet gününde hesap soracaktır.” buyurmuş.
Alemlere rahmet olarak gönderilen Hz. Peygamber; “Zarif davranış işe güzellik katar. Zarafetten yoksunluk ise, işi kusurlu kılar” buyurmuş. Hayvanlara yumuşak davranılmasını söylemiş. Hayvanlara eziyet edenleri uyarmış, dövülmemesini, güçlerinin üstünde yük taşıttırılmamasını emretmiş. Hatta süt sağma esnasında memelerinin incinmemesi ve çizilmemesi için sağım işini yapan kimselerin tırnaklarını kesmelerini istemiş. Hayvanları birbiriyle dövüştürmeyi yasaklamış.
Maalesef günümüzde ölçüsüz avlanma ve ölçüsüz tüketim tabii dengeyi altüst etmiş, birçok hayvan türü yok olma tehlikesiyle karşı karşıya kalmış. Bazı hayvanların dövüştürülmesi, güreştirilmesi adeta eğlence aracı haline gelmiş...
Halbuki Yüce Allah yeryüzündeki bütün mahlukata karşı adaletli ve ölçülü davranılmasını, hayvanlara şefkat ve merhamet gösterilmesini emretmiş. Öyleyse bütün mahlukata, tabiatın bir parçası ve süsü olan hayvanlara şefkatle, merhametle davranalım.
Bilerek karıncayı bile incitmeyecek bir hayat tarzını benimseyip yaşamaya çalışalım...
SEN DE DÜŞÜNCELERİNİ PAYLAŞ!