Ağaçların kökleri toprak altında ve çok derindedir. Ağaçların dik durmasını sağlayan toprağın altındaki kökleridir.
Ülkemizin her karış toprağı şehitlerimizin kanıyla, gazilerimizin alın teriyle sulanmış. Toprağın altındakiler olmasa, toprağın üstündekiler zor dururdu ayakta…
Milli Şairimiz öyle demiyor mu?
“Bastığın yerleri ‘toprak’ diyerek geçme, tanı!
Düşün, altındaki binlerce kefensiz yatanı.”
Bir başka şairimiz de;
“Bu vatan toprağın kara bağrında
Sıradağlar gibi duranlarındır.
Bir tarih boyunca onun uğrunda
Kendini tarihe verenlerindir” demiyor mu?…
Gaziler bu toprağı vatan kılan yiğitlerdir. Canları pahasına vatanımızı, bayrağımızı ve milletimizi savunmuş. Kimi zaman şiddetli soğuğa maruz kalmış. Kimi zaman günlerce açlıkla, susuzlukla mücadele etmiş. Arkadaşları gözlerinin önünde şehadet şerbetini içmiş, şehit olmuş. Bedenlerine isabet eden kurşun ve şarapnel parçaları onları yıldıramamış. Hiçbir şey onları vatanımızı, bayrağımızı savunmaktan alıkoyamamış… Peygamberimiz vatanı savunan gazileri “Yüce Allah’ın heyeti” olarak nitelemiş. Kutlu kişilerdir gazilerin her biri… Aslında şehitlik makamına talip olmuş, şehadetin kıyısından dönmüş…
Üzerinde yaşadığımız bu yurdu bize emanet eden Türk Devletinin kurucusu en büyük gazi… Gazi Mustafa Kemal Atatürk… Gazilerin gazisi…
1921 yılında Afyon, Kütahya, Eskişehir işgal edilip, işgal kuvvetleri Ankara’ya yaklaşınca Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin Kayseri’ye taşınmasını teklif edenler olmuş. Mustafa Kemal Paşa şu konuşmayı yapmış; “Şunu biliniz ki, ben bu Meclis-i Âli’de tek başıma kalsam da mücadeleye ahdettim. Düşman adım adım her tarafı işgal ederek Ankara’ya gelecek olursa, ben bir elime silahımı bir elime Türk bayrağını alıp Elmadağı’na çıkacağım. Burada tek başıma, son kurşunuma kadar düşmanla çarpışacağım. Sonra da bu mukaddes bayrağı göğsüme sarıp şehit olacağım. Bu bayrak kanımı sindire sindire emerken, ben de milletimin uğruna hayatımı feda edeceğim. Huzurunuzda buna yemin ediyorum.”
Türkiye Büyük Millet Meclisi 5 Ağustos 1921 tarihinde Mustafa Kemal Paşa’ya “Başkomutanlık” unvanı vermiş. Mustafa Kemal Paşa da Polatlı’daki cephe karargâhına giderek ordunun başına geçmiş.
23 Ağustos 1921’de düşman ordusu Sakarya savunma hattımıza dayanmış. Sakarya cephesine giden Mustafa Kemal Paşa askerlerine kısa, öz fakat kararlı ve inançlı bir konuşma yapmış; “Hattı müdafaa yoktur, sathı müdafaa vardır. Bu satıh bütün vatandır. Vatanın her karış toprağı milletin kanıyla sulanmadıkça terk olunamaz” demiş. Bu inançlı sesi duyan Türk ordusu düşmanın üzerine atılmış ve savaş kazanılmış. Sakarya Meydan Muharebesiyle milletimizin 1683’te Viyana kapılarından başlayarak Anadolu’ya doğru 238 yıllık gerileyişi son bulmuş.
Bu savaştan sonra 19 Eylül 1921’de Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde kabul edilen bir kanunla, Türk Milleti’nin bir şükran nişanesi olarak Mustafa Kemal Paşa’ya “Gazi”lik unvanı verilmiş.
Mustafa Kemal Paşa’ya gazilik unvanı verilişinin yıldönümü, Gaziler Gününde, bu toprağı vatan kılan aziz şehitlerimizi ve ebediyete irtihal etmiş gazilerimizi, Gazilerin gazisi Ulu Önder Atatürk’ü ve Zübeyde Hanım’ı şükranla anıyoruz. Ruhları şâd olsun. Yaşayan gazilerimiz sağolsun.
Bölgemizdeki gazilerimizi ve eşlerini bir araya toplayarak sıcak bir aile ortamı oluşturan Muharip Gaziler Derneği Başkanımız Halil TAŞCI’dan ve eşi Fatma TAŞCI’dan Allah razı olsun.
Atatürk’ün dediği gibi; “Yurtta barış dünyada barış” olsun. Her şey gönlünüzce olsun…
SEN DE DÜŞÜNCELERİNİ PAYLAŞ!