“Hayvanî nefislerinde yer eden haset kiri ile düşünce ufuklarını kuşatan karanlığın hakikatin nurunu görmelerini engellediği din istismarcıları, saldırgan ve zalim düşman olarak, haksız yere işgal ettikleri makamları korumak için elde edemedikleri ve çok uzağında bulundukları insanî erdemlere sahip insanları küçümserler. Amaçları başları tutmak, makam ve mevkilerin başına geçmek ve din tacirliği yapmaktır. Gerçekte onlar dinden yoksundurlar. Zira bir şeyin ticaretini yapan onu satar. Sattığı ise kendisinin değildir. Dolayısıyla dini satanlar, din üzerinden istismar ve sömürü yapanlar, dine sahip olamazlar” demiş ilk İslam filozofu Kindî...
Din istismarı, dini kötüye kullanma, din sömürüsü yapma, dini menfaati için araçsallaştırma, dini bir şeye alet etme, dini değerleri kullanarak toplumdan maddi ve manevi çıkar sağlama, Allah adını kullanarak insanlardan çıkarlar elde etme, haksız çıkar elde etmek için dine, dini inanç ve duygulara atıfta bulunma gibi anlamlara gelir. Din istismarı bir tür din tacirliğidir. Din istismarı yapanlar tabir caiz ise, dini kendi çıkarı uğruna satan kişilerdir.
Maddi ve manevi her şeyi menfaat aracı haline getiren istismar, ahlâk dışı anlayışın bir ürünüdür. Din istismarının en kötü ve aynı zamanda en tehlikeli şekli; “Allah’ın kitabının ve Hz. Peygamber’in sözlerinin istismar edilmesidir. Hz. Peygamber; “Dini dünyaya alet eden insan ne kötüdür” buyurmuştur.
Tarih boyunca birçok kişi ve grup dinin insanlar üzerindeki etkisinden faydalanarak çeşitli kazançlar elde etmeyi denemiş, din tüccarlığı yapmaktan çekinmemiştir. Bu kişi ve gruplar kimi zaman ayet ve hadislerin anlamlarını çarpıtmış ve ilgili olmadıkları yerlerde kullanmışlar, kimi zaman da kendi art niyetlerine alet olacak şekilde kendi icraatlarını meşrulaştırmak ve fikirlerini hakim kılmak amacıyla keyfi olarak yorumlayabilmişlerdir.
Din istismarı konusu günümüzde ciddi bir güvenlik meselesine de dönüşmüş, dini istismar ederek kan döken Fetö, Deaş, El Kaide, Boko Haram gibi terör örgütleri ortaya çıkmıştır.15 Temmuz 2016 yılında din istismarının karanlık çehresiyle yüzleşilmiş, Fetö terör örgütü din kisvesi altında Türkiye Cumhuriyeti Devletini işgale kalkışmış, bu hain işgal girişimine aziz milletimiz geçit vermemiştir.
Unutulmamalıdır ki, dinin koyucusu Allah’tır. Tebliğcisi ise Hz. Peygamber’dir. Bunun haricinde din adına kutsallıklar üretmeye kimsenin hakkı bulunmamaktadır. Din adına, Allah adına insanların manevi duygularını istismar ederek kurulan yapılar dinimizle taban tabana zıttır.Yüce kitabımız Kur’an’da Allah bizi; “Dikkat edin! O aldatanlar sizi Allah ile aldatmasın” diye ikaz etmektedir.
İstismarcıların tuzağına düşülmemesi için insanlara din ve maneviyat kisvesi altında yaklaşan kişi ve grupların kendi çıkarlarına hizmet edip etmedikleri iyi gözlemlenmelidir. İnsanları İslam’ın temel kaynaklarına, akla ve mantığa aykırı safsatalarla, cennet vaatleriyle, sahte rüyalarla oyalayıp oyalamadıklarına iyi bakılmalıdır. Paralarını, evlatlarını ve hayatlarını sorgusuzca kendi ellerine teslim etmelerini talep edenlere kesinlikle aldanılmamalıdır.
Hızlı bir değişimin yaşandığı günümüz dünyasında, insanlar bilgilerini dijital mecralardan edinmeye başladı. Bu realite göz önüne alındığında “bilgi kaynaklarının güvenilirliği” hususunda çok dikkatli olunmalıdır. Günümüzde insanlık adına kirlenen o kadar çok şey var ki, maalesef bu kirlilik ortamında bilgi de kirlenmiş, dini bilgi de bu kirlenmeden yeterince nasiplenmiştir. Dini bilgi alırken çok,çok dikkat etmek gerekmektedir. Sağlıklı beslenme konusunda nasıl temiz ve organik gıdanın peşine düşüyorsak, aynı hassasiyet ve titizliğimizi dini bilgi edinme noktasında da gösterilmeliyiz.
Dini bilginin en saf ve en temiz hali yüce kitabımız Kur’an-ı Kerim’de ve alemlere rahmet olarak gönderilen Hz. Peygamber’in sünnetinde ve güzel ahlâkındadır. Şayet dini bilgi adına verilen şeyler katı bir bağnazlığı, kuru, sığ bir şekilciliği, kin ve nefreti, öfke ve şiddeti içeriyorsa kesinlikle kirlidir. Müslümanı kendi onur ve haysiyetinden vazgeçmeye, gözü kapalı itaate teşvik ediyorsa kirlidir. Bu bilgi ezoterik bir gizemciliğin peşinden sorgulamaksızın gitmeyi söylüyorsa kirlidir. Bu bilgi imtiyazlı, hiyerarşik, tekelci müslümanlığı telkin ediyor, dışlayıcı radikalist, tekfirci bir anlayışı, diğer müslümanları kafirlikle itham edici bir anlayış ve tutumu fısıldıyorsa kirlidir. Doğru bilgi değildir.
Din adına çıkar elde etmenin ve nüfuz oluşturmanın tasvip edilecek herhangi bir dinî temeli olmadığı gibi bu tür yapılara karşı duruş sergilemek hem ahlakî hem dinî sorumluluktur. İslami geleneğimizin hurafelerden uzak, sağlıklı ve sağlam kaynaklardan beslenmesine özen gösterelim. Bizi Allah’a kulluk yerine kendine kul olmaya çağıranlara itibar etmeyelim. Aklımızı, irademizi sorgulamaksızın bir başkasına teslim etmeyelim. Çocuklarımızın sahih dini bilgiyi doğru yöntem ve metotlarla ehil kişilerden, legal yapılar içinde almasına özen gösterelim. Onları sevgi, ilgi ve rehberliğimizden mahrum bırakmayalım. Onları kime emanet ettiğimize, din adına ne öğrendiklerine dikkat edelim. Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün dediği gibi “Fikri hür, vicdanı hür, irfanı hür nesiller” yetiştirelim.
Aziz Atatürk’ü, silah arkadaşlarını, tüm şehitlerimizi, ebediyete irtihal etmiş gazilerimizi daima şükranla anıyoruz. Ruhları şad olsun. 15 Temmuz Demokrasi ve Milli Birlik Günü kutlu olsun. 20 Temmuz günü idrak edeceğimiz Kurban Bayramınız mübarek olsun. Devletimiz, milletimiz varolsun. Yüce Allah milletimize kötü ve karanlık günler göstermesin.
SEN DE DÜŞÜNCELERİNİ PAYLAŞ!