Dinimizi dünyevi çıkarlar uğruna istismar etmeye çalışanlar tarih boyunca var olagelmiştir. Din istismarı, dinin manevi otoritesini kullanarak, dinin insanlar üzerindeki etkisinden faydalanarak ekonomik çıkar sağlamak, itibar ve nüfuz, güç, şöhret ve makam elde etmek,menfaati için dini kullanmak demektir.
Dini istismar edenler, fani şahsiyetlere insan üstü vasıflar atfederek grup veya örgüt liderini kutsallaştırır, özel ve seçilmiş olduğunu, söylediklerinin kudsiyet arzettiğini söyler. Böylece insanların iradelerini teslim almaya yeltenir.
Dini istismar edenler, hatasız ve masum olduğu yalanıyla kendilerini hakikatin yegane temsilcisi gibi göstermeye çalışır. Akla ve mantığa aykırı asılsız safsatalarla, hikayelerle, rüyalarla, sahte sevap vaatleriyle, hurafelerle insanları yönetmek ister. Şeytani hislerini, hezeyanlarını gaipten haber diye takdim eder. İnsanların saf ve temiz duygularını sömürür. İnsanların çaresizliğinden menfaat devşirir.
Din istismarcıları, kendileri gibi düşünmeyenleri dışlar, mutlak itaat göstermeyenleri ötekileştirir, itibarsızlaştırmaya çalışır, hatta tekfir eder, kafirlikle itham eder.
Din istismarcıları, kendilerini sorgulanamaz görür, sorudan ve sorgulamadan hoşlanmaz, karşılarında asla sorgulayıcı olmamak gerektiğini kafalara işleyip durur. Kendilerine kayıtsız şartsız bağlılığı şart koşar. Mensuplarından kula kulluk derecesinde teslimiyet ister. Mensuplarının beyinlerini uyuşturup kendilerine sadık bir köleye dönüştürür adeta, emirlerini yerine getiren birer robot haline getirir. Aile, millet ve kültür bağlarını zayıflatır.
Din istismarcıları, karanlık emellerine ulaşmak için menfaati uğruna yalanı, ikiyüzlülüğü, iftirayı, hırsızlığı, şantajı, kumpası, şiddeti ve benzeri gayrı ahlaki yöntemleri meşru görür. Din istismarcısı için din, adeta kazanç amaçlı rastgele takılmış bir maske gibidir.
Din istismarı karşısında her birimize düşen, dini istismar edenlere karşı dikkatli, duyarlı, uyanık olmaktır. Yüce kitabımızda Allah bizi, “Dikkat edin! O aldatanlar sizi Allah ile aldatmasın” diye ikaz etmektedir. Allah ile insanları aldatarak kula kulluğa çağırmak en büyük zulümdür. İslam dini, dini yalnız Allah’a has kılarak ibadet etmeyi ve Allah’ın rızasına uygun olarak insanlığa hizmet etmeyi esas almıştır. Dinin koyucusu Allah’tır, tebliğcisi Hz. Peygamber’dir. Bunun haricinde din adına kutsallıklar üretmeye kimsenin hakkı bulunmamaktadır. İslam dini, Hz. Peygamber’den başka masum ve tartışılmaz bir otorite, yapı ve rehber kabul etmez. Hiçbir kimse ve hiçbir yapı kendisini dinin temsilcisi olarak göremez ve insanları mutlak itaat ve bağlılığa çağıramaz. Din adına, Allah adına insanların manevi duygularını istismar ederek kurulan yapılar dinimize taban tabana zıddır.
İnsanları Allah’ın dini ile aldatan, 15 Temmuz 2016’da devletimizi işgale kalkışan Fetö terör örgütü, İslam coğrafyasında hiçbir insani ve ahlaki değeri tanımayan dini görünümlü terör unsuru yapılar, dinimizi istismar eden kişi ve yapılara karşı çok dikkatli, duyarlı ve uyanık olmamız gerektiğini bize güçlü bir şekilde hatırlatmıştır.
Öyle ise dini istismar edenlere karşı duyarlı, dikkatli ve uyanık olalım. İnsanları Allah’a kulluk yerine kendine kul ve köle olmaya çağıranlara itibar etmeyelim. Aklımızı, irademizi bir başkasına teslim etmeyelim. İstismara fırsat vermemek için dinimizi iyi niyetli ve sağlam kaynaklardan, güvenilir uzmanlardan hurafelerden uzak doğru bir şekilde öğrenelim. Ölçümüz daima Kur’an-ı Kerim ve Hz. Peygamber’in sünneti, güzel ahlakı olsun.
İslam kültürüne derin bir vukufiyeti bulunan Gazi Mustafa Kemal Atatürk söylev ve demeçlerinde, dinin layık olduğu bir mevkide tutulması ve yüceliğinin korunması gerektiğini belirtmiş, din istismarının ve hurafeciliğin dinin yüceliğini zedeleyeceğini ve dine zarar verdiğini, taassubun da çıkarcılığa zemin teşkil ettiğini söylemiş ve bir konuşmasında şöyle demiştir; “Evet din lüzumlu bir müessesedir. Dinsiz milletlerin devamına imkan yoktur. Yalnız şurası vardır ki din, Allah ile kul arasında kutsal bir bağlılıktır. Softa sınıfının din komisyonculuğuna izin verilmemelidir. Dinden maddi çıkar sağlayanlar iğrenç kimselerdir. İşte biz bu duruma muhalifiz ve buna izin vermiyoruz. Bu gibi din ticareti yapan insanlar saf ve masum halkımızı aldatmışlardır. Bizim ve sizlerin mücadele edeceğimiz ve ettiğimiz bu kimselerdir.”
Cumhuriyetimizin kurucusu Atatürk’ü, vatan için can feda etmiş tüm şehit ve gazilerimizi şükranla anarken devletimizin payidar, milletimizin de bahtiyar olmasını diliyor ve yazımızı filozof Bruno’nun şu sözleriyle tamamlıyorum; “Tanrı, iradesini hakim kılmak için yeryüzündeki iyi insanları kullanır; yeryüzündeki kötü insanlar ise kendi iradelerini hakim kılmak için Tanrı’yı kullanırlar.”
SEN DE DÜŞÜNCELERİNİ PAYLAŞ!