Dünya tarihinde gelmiş geçmiş en büyük liderlerden biridir Atatürk. Türk Milletinin yetiştirdiği en önde gelen isimlerden biridir O.
Milli Mücadele’de birliği temin eden bir lider. Muharebe meydanlarında düşmana göz açtırmayan bir kumandan. Anadolu topraklarından emperyalistleri kovan, Türkiye Cumhuriyeti Devletini kuran. Sosyal, ekonomik ve fikri alanlarda yaptığı devrimlerle ulusunu kısa zamanda yüzyıllar boyu ileri götürmüş, büyük devlet adamı…
Şairin dediği gibi:
Doğudan geldiğinde bakılmamalıymış,
Nerede bunalırsa vatan, oradaymış O!
Çanakkale’den sağ dönenler anlatıyor
Ateş onu yakmaz, gülle devirmez
Öyle bir imanmış, öyle bir güven
Sanki tek başına bir orduymuş O!
Vatan toprağı ve insan beyni… Bu iki şey, asla işgal altında olamazdı O’na göre. Çünkü birincisini kaybeden ulusal bağımsızlığını, ikincisini kaybeden bilimsel bağımsızlığını yitirmiş olurdu. Onun için “Bağımsızlık benim karakterimdir” demişti O. Onun için “ Cumhuriyet aklı hür, vicdanı hür, irfanı hür nesiller ister” demişti O.
Aynı zamanda büyük bir düşünür ve fikir adamıdır O. Binlerce kitabı şerh düşerek okuyacak kadar bilime düşkün. “Hayatta en hakiki mürşit ilimdir” demişti O.
Din konusunda gerçekten üst seviyede, sağlam bilgilere sahip bir şahsiyetti O. Türk Milleti inandığı dini öz kaynağından öğrensin, Kur’an’ın ne dediğini bilsin istemiş. Kur’an’ı ilk kez Türkçeye çevirtip bastırmış, ücretsiz dağıttırmış, Hak Dini Kur’an Dili adıyla Kur’an’ın bilimsel çevirisini yaptırmış, Peygamberimizin hadislerini ihtiva eden Sahih-i Buhari isimli eserin Türkçe çevirisini yaptırıp halka ücretsiz dağıttırmış O.
“İslam Dini son ve en mükemmel dindir. Son din olmasının nedeni de budur. Dinime gerçeğin kendisine nasıl inanıyorsam öyle inanıyorum” demişti. İnancını hayatının her safhasında vicdanının en mutena yerinde muhafaza etmişti O.
Hurafeciliğe ve taassuba karşı çıkmıştı O. Dini istismar edenlere, din maskesi altında insanları sömürenlere, din kisvesine bürünerek insanları aldatanlara ve kötülük yapanlara, dini istismar ederek maddi, manevi, politik çıkar sağlayanlara, insanları Allah’a kulluk yerine kendine kul ve köle olmaya çağıranlara karşı çıkmıştı. Onlarla mücadele etmişti O.
Silah arkadaşlarından Fahrettin Altay’ın da dediği gibi, Türk ve Müslüman bir anne babadan dünyaya gelmiş, ecdadı Türk olan bir insandı. Küçük yaşta babadan yetim kalmış, annesi Zübeyde Hanım’ın yanında ilk din bilgisini almıştı. İyi bir Müslümandı O. Müslümanlığın istediği gibi dürüsttü, temizdi, iyilikseverdi, kalp kırmazdı. Vatanı ve milleti için kendini vakfetmişti O.
Sadelik içinde yaşadı hayatı boyunca. Hiçbir bireysel çıkar ve mülk peşinde koşmadı. Ömrü savaşlar, sıkıntılar, zorluklar içinde geçti. Buna rağmen fazilet ve erdemini daima muhafaza etmiştir O.
Döneminde dünya şampiyonu olan Kurtdereli Mehmet Pehlivan için hazineye şöyle bir mektup yazmış O. “Cihan Pehlivanı Kurtdereli Mehmet’e 1000 lira ikramiye ödeyiniz. Not: Bu para kasım ayı maaşımdan kesilecektir.”
İzmir’de yaptığı bir konuşmada şöyle demiştir O: “Benim naçiz vücudum, bir gün elbet toprak olacaktır. Fakat Türkiye Cumhuriyeti, ilelebet payidar kalacaktır.”
Özlemle, minnetle, rahmetle anıyoruz Onu. Ruhu şad olsun. Makamı âli, mekanı cennet olsun. “En büyük eserim” dediği Cumhuriyetimiz var olsun.
SEN DE DÜŞÜNCELERİNİ PAYLAŞ!