“Tanrı, iradesini hâkim kılmak için yeryüzündeki iyi insanları kullanır; yeryüzündeki kötü insanlar ise kendi iradelerini hâkim kılmak için Tanrı’yı kullanırlar” demiş Filozof Bruno
2016 yılı 15 Temmuz gecesi, dört yıl önce millet olarak tarihimizin en zor ve en karanlık gecelerinden birini yaşadık. Yıllarca dini ve dini duyguları istismar eden, insanların saf ve temiz duygularını sömüren, dine, akla ve mantığa aykırı asılsız safsatalarla, hikayelerle insanımızı aldatan Fetö terör örgütü en sonunda devletimizi, vatanımızı işgale kalkıştı. Milletimiz, milli birlik ve beraberlik içinde bu işgal girişimine engel oldu. İstiklal ve istikbalini korudu. Karanlığa gömülmekten kurtuldu. Din kisvesi altında milletin varlığına kastedenler hüsrana uğradı. 251 insanımız şehit edildi. 2194 insanımız ise yaralandı, gazi oldu…
Halbuki İslam dini rahmet ve esenlik dinidir. Korku ve şiddet dini değildir. Terör ve şiddeti bir insanlık suçu saymış, “Bir insanı öldüren bütün insanlığı öldürmüş gibidir.” ilkesini getirmiştir. Bütün insanlar, hatta kâinatı paylaşan bütün canlılar için merhameti ve adaleti öngörmüştür. Peygamberimizin ifadesiyle “Müslüman elinden ve dilinden diğer insanların zarar görmediği kişidir. Mümin, malları ve canları hususunda diğer insanların kendisine güven duydukları kimsedir.”
Bu acı tecrübe göstermiştir ki, din gibi yüce bir hakikat, şahıslar üzerine bina edilmemelidir. İnsan aklını, idrakini, vicdanını, iradesini ve kişiliğini sorgulamaksızın bir başkasına teslim etmemelidir. Dinimiz sahih kaynaklarından, hurafelerden uzak doğru bir şekilde öğrenilmelidir. Çocukların sahih dini bilgiyi doğru yöntem ve metotlarla iyi niyetli ve güvenilir ellerden öğrenmesine özen gösterilmeli, din adına ne öğrendiklerine dikkat edilmelidir. Kur’an-ı Kerim’in rehberliğinde Hz. Peygamber’in güzel ahlâkı örnek alınmalıdır. İnsanları Allah’a kulluk yerine kendine kul ve köle olmaya çağıranlara itibar edilmemelidir.
İslam’ın gönderiliş gayesi, yeryüzünde kula kulluğu önleyip bütün insanlığı Allah önünde aynı konumda eşit haklara sahip kılmaktır. Bütün peygamberler insanlara bu temel öğretiyi bildirmiştir.
İslam dini, Allah’tan başka rehber edinmeden, dini yalnız Allah’a has kılarak ibadet etmeyi ve Allah’ın rızasına uygun olarak insanlığa hizmet etmeyi esas almıştır. İslam dini, Hz.Peygamber’den başka masum ve tartışılmaz bir otorite, yapı ve rehber kabul etmez. Peygamberimiz dışında hiçbir kimse ve hiçbir yapı, kendisini dinin mutlak temsilcisi olarak göremez ve insanları kayıtsız şartsız kendisine itaate ve bağlılığa çağıramaz. Bir kişinin özel, seçilmiş ve yanılmaz olduğu, söylediklerinin kudsiyet arzettiği iddiası dinen asla kabul edilemez.
İslam dini müslümanı kendisiyle Allah arasına girmeye çalışan her türlü aracıdan kurtarmış “Allah’ım yalnız sana ibadet eder ve yalnız senden yardım dileriz” esasını getirmiştir. Dinimizin bir tek harfi bile değişmemiş kutsal kitabı vardır. Hayatı bütün berraklığıyla bilinen güzel ahlâk örneği bir peygamberi vardır. Dinimizin temel ilkeleri de apaçık ortadadır. Yüce Allah’ın bizlere bahşettiği aklımız da vardır. Bunları bir tarafa bırakıp aklımızı, irademizi, kişiliğimizi bir kişi veya gruba teslim edemeyiz. Kur’an-ı Kerim birçok ayetinde “akletmez misiniz?”, “düşünmez misiniz?”, buyurarak aklı kullanmanın önemine vurgu yapmaktadır. Yine Kur’an-ı Kerimde Yüce Allah; “Dikkat edin! O aldatanlar sizi Allah ile aldatmasın” buyurarak bizleri ikaz etmektedir. Dinimizi, dini değerlerimizi kendi menfaatleri için kullanmaya çalışanlara, istismar etmek isteyenlere karşı duyarlı ve uyanık olalım.
Gerçekçi, akılcı, ileriyi gören, büyük devlet adamı Cumhuriyetimizin kurucusu Atatürk, hurafeciliğe ve taassuba ve din istismarına karşı çıkmış, hurafeciliğin dine zarar verdiğini, taassubun da çıkarcılığa zemin teşkil ettiğini belirtmiş ve şöyle demiştir; “Evet din lüzumlu bir müessesedir. Dinsiz milletlerin devamına imkan yoktur. Yalnız şurası vardır ki din, Allah ile kul arasında kutsal bir bağlılıktır. Softa sınıfının din komisyonculuğuna izin verilmemelidir. Dinden maddi çıkar sağlayanlar iğrenç kimselerdir. İşte biz bu duruma muhalifiz ve buna izin vermiyoruz. Bu gibi din ticareti yapan insanlar saf ve masum halkımızı aldatmışlardır. Bizim ve sizlerin mücadele edeceğimiz ve ettiğimiz bu kimselerdir.”
Cumhuriyetimizin kurucusu aziz Atatürk’ü geçmişten günümüze vatan uğruna canını feda eden aziz şehitlerimizi rahmetle, minnetle ve şükranla anıyorum. Ruhları şad olsun. Yüce Allah devletimizi, milletimizi her türlü tehlikeden, hain terör ve şiddet belasından muhafaza buyursun. Kalın sağlıcakla…
SEN DE DÜŞÜNCELERİNİ PAYLAŞ!