Göz açıp kapayıncaya kadar gelip geçti koca bir yıl. 2019 yılının sonuna geldik. Birkaç gün sonra yeni bir yıla, 2020 yılına girmiş olacağız. Bu yıl içinde yaşadığımız tatlı-acı, iyi-kötü her şey artık anılarda kalacak.
Bütün servetler feda edilse, geçen yılın bir saniyesini dahi geri getirmeye gücümüz ve imkanımız yok. Su gibi akan, en büyük sermayelerle bile geri getirilemeyen zamanı, acaba gerektiği gibi değerlendirebiliyor muyuz?
Geçmiş yıllarını hatırlayıp da hayıflanmayan kaç mutlu insan vardır acaba dünyada? Çoğumuz, keşke şunları yapsaydım, şunları da yapmasaydım demekten kendimizi alamayız belki de…
Zamana yemin edilerek, onun insan hayatındaki yerine ve önemine dikkat çekilmiş, zamanı ve ömrü iyi değerlendirmemenin, boşa geçirmenin büyük bir ziyan olduğu bildirilmiş, okumak, öğrenmek, çalışmak, yararlı işler yapmak, hak ve hukuku gözetmek, insanî ve ahlakî değerlere riayet etmek emredilmiş Kutsal Kitabımızın Asr Suresinde.
Peygamberimiz; “insanların çoğunun iki değerli nimetin kıymetini yeterince bilemediklerini, bunlardan birinin sağlık, diğerinin de boş vakit olduğunu” bildirmiş. “Hastalıktan önce sağlığın, meşguliyetten önce boş vaktin, ihtiyarlamadan gençliğin kıymetini biliniz” buyurmuş.
Atalarımız; “Bugünün işini yarına bırakma” demiş. “Vakit nakittir” demiş. Zamanın her türlü maddi değerden daha geçerli olduğunu, insan hayatında önemli bir yere sahip olan bilginin, paranın ve birçok değerin zaman içinde elde edilebileceğini, ama boşa geçirilmiş zamanın geri getirilemeyeceğini söylemiş.
Şüphesiz maddeten ve manen ilerlemenin, teknik ve medeniyet yarışını kazanabilmenin yolu, zaman sermayesini en verimli şekilde değerlendirmekten geçmekte. Zamanı verimli kullanmayan, israf eden toplumlar, teknik güce, medeni üstünlüğe, ekonomik bağımsızlığa sahip olamamakta.
İnsanın en büyük sermayesidir zaman. Kıymetini bilmeli. İsraf etmemeli. Zamanı ve ömrü iyilikle, doğru, güzel adımlarla yararlı hale dönüştürmeli.
Büyük şair Bâki; “Baki kalan, bu kubbede hoş bir seda imiş” derken, bu dünyada hoş bir sesin, güzel bir davranışın sonsuza dek kalacağını, hayırla anılacağını ifade etmiş.
Vatanımızı kurtaran, Cumhuriyetimizi kuran Ulu Önder Atatürk, O’nu yetiştirip milletimize armağan eden Zübeyde Hanım… Dünyamızı bilgiyle aydınlatan, davranışlarıyla bize örnek olan, arkalarında hoş bir seda bırakan insanlar... Her zaman şükranla anıyoruz onları, hoş sedalarını doyasıya paylaşıyoruz.
Yeni bir yıla girerken geçmiş yılın ve yılların muhasebesi yapılarak gelecek zaman dilimini daha iyi kullanma bilinci kazanılmalı. İnsan kendi kendini sorgulamalı. Önceki zamana göre kâr mı etmiş, zarar mı etmiş? İyilikleri mi fazla, kötülükleri mi çok? Ne kadar insan gönlüne girmiş, ne kadar insan gönlünden çıkmış?
Yeni yılın milletimize ve bütün insanlara hayırlar getirmesini, yoksulluğun, açlığın, doğal felaketlerin yaşanmadığı, savaş ve terör gibi üzücü olayların son bulduğu bir dönem olmasını, insanlığa huzur ve barış getirmesini diliyorum. Yeni yılınız kutlu olsun. Her şey gönlünüzce olsun.
SEN DE DÜŞÜNCELERİNİ PAYLAŞ!