Ahlakın temel kuralı ve imanın kemale ulaşmasındaki en büyük mertebe, mü’minin kendi menfaati için arzu edip istediği şeyleri diğer insanlar için de istemesidir.
İnsanlar toplu halde yaşadıkları için zaman zaman menfaatler çatışabilir. İşte insan, menfaatlerinin diğer insanların menfaatleriyle çatıştığı noktada bu ahlaki ilkeye sarılmalıdır. Sevgili Peygamberimiz burada çok kısa fakat veciz bir şekilde ahlaki düsturu ortaya koymuş, “Sizden biri kendisi için istediğini diğer insanlar için de istemedikçe olgun mümin olamaz.” buyurmuştur.
Bazı din bilginlerinin dinin aslını ve özünü teşkil ettiğini belirttikleri temel hadislerden biridir bu hadis. Hz. Peygamber başka hiçbir söz söylemeseydi, yalnız başına bu hadis bile insanlara yol gösterebilirdi.
Kendi için istediğini başkası için de istemek ya da kendi için yapılmasını istemediğini başkasına da yapmamak, dostluk bağlarını ve insani ilişkileri kuvvetlendiren en güzel davranışlardandır. Her insan kendinden yola çıkarak bunu yapsa ve kendisine yapıldığında rahatsızlık duyabileceği herhangi bir şeyi kendisi de başkasına yapmamak için çaba sarf etse, ilişkilerimiz daha güzel olmaz mı?
Dünyaya kavga için değil; sevgi için geldiğini, Yüce Allah'ın evi olan gönülleri yapmak gerektiğini söyleyen, "Hakkı gerçek sevenlere, cümle alem kardeş gelir” diyen Yunus, dört mukaddes kitabın, insana, varlığın birliğini öğretmek için gönderildiğini bunun için de insanın kendine nasıl davranılmasını istiyorsa başkasına da öyle davranması" gerektiğini belirtmiş ve “Sen seni ne sanırsan, ayruğa da onu san / Dört kitabın manası budur eğer var ise” demiştir.
İnsan, bir başka insanı en az kendisi kadar değerli ve saygıdeğer görmeli. Hor hakir ve küçük görmemeli. Kendisi için istediği güzel şeyleri diğer insanlar için de istemeli. Kendine reva görmediğini başkasına reva görmemeli. Haksızlık yapmamalı, düşmanlık etmemeli. Eliyle ve diliyle zarar vermemeli. Kendisine yapılmasını istemediği şeyleri başkasına yapmamalı. İyi ve güzel şeyler sadece benim olsun diye düşünmemeli, "Rabbena, hep bana” dememeli. Keser gibi olmamalı, hep kendine yontmamalı, kendine yormamalı. Güneş gibi olmalı insan, herkesi ısıtmalı. Toprak gibi mütevazi olmalı.
Hasılı bencillikten uzak olmalı insan. Bencil olmamalı, sadece kendini, kendi çıkar ve menfaatini düşünmemeli. Menfaatinden başka bir şey düşünmeyenler, küçüktürler. Menfaatlerini ayaklar altına alabilenler büyüktürler. Cenap Şahabettin’in dediği gibi, "Menfaatler sandalyeye benzer, başında taşırsan seni küçültür, ayağının altına alırsan seni yükseltir.”
Sevgili Peygamberimiz, kendisine yapılmasını istemediği bir şeyi başkasına da yapmamayı ilke edinmeyi Müslümanlıkta kalitenin göstergesi saymıştır.
Bu sebeple kendimiz için istediğimiz şeyleri diğer insanlar için de istemek, kendimize yapılmasını istemediğimiz şeyleri diğer insanlara yapmamak suretiyle Yüce Rabbimizin ve birlikte yaşadığımız insanların rızasını ve hoşnutluğunu kazanalım. İnsani ilişkilerimizi bozacak her türlü tutum ve davranıştan sakınalım.
SEN DE DÜŞÜNCELERİNİ PAYLAŞ!