Sabır, insanı hayatta başarıya ulaştıran, darlıktan kurtaran, sıkıntıya düşmekten koruyan, sahili selamete kontrollü ve kararlı bir şekilde ulaşabilmeyi sağlayan güzel bir haslettir.
Sabır enerjidir. Güzel sonuçlara ulaşabilmek için gereken gayreti gösterebilmektir. Hayatın her safhasında sabrı gerektirici durumlar vardır. İnsanın her sahada sağlayacağı başarı, sabırlı olmasına bağlıdır. İlim ve sanatta yükselmesi, ticarette ilerlemesi, kötülüklerden kaçınması, iyiliklere devam etmesi sabırla mümkün olur. Çeşitli buluşlar yaparak insanlığa hizmet edenler, bu buluşlarını uzun süren sabır ve sebat sonucu ortaya koymuşlardır. Nice güzel buluşların ve eserlerin arkasında hep sabır vardır.
Sabır, zorluk ve sıkıntılar karşısında ümitsizlik bunalımına düşmemektir. Sabır dirençli olabilmektir. Soğukkanlılıkla çözüm aramaktır. Sabır, öfkeye frendir. Sırası geldiğinde doğru bir üslupla konuşmak üzere beklemektir. Dini öğretilerimiz sabrı öğütlemiş, Peygamberimiz; “Sabır aydınlıktır, ışıktır” buyurmuş. Peygamberimizin bu sözü halkımızın dilinde “Sabrın sonu selamettir” ifadesiyle atasözü haline gelmiştir.
Sabır insana esenlik verir. Acelecilik ise insana pişmanlık getirir. Acelecilik, insanın sağlıklı düşünmesini ve doğru karar vermesini engeller. Bir olayı değerlendirirken onun önemini kavramaya engel olur. Hatta önemsiz olan şeyleri önemli görüp erkene almaya, önemli olanı ise ihmal etmeye sebep olur. İnsanı kendisi için zararlı olan şeyleri yapmaya sürükler.
Dini öğretilerimiz acelecilikten kaçınılmasını, ağırbaşlılıkla hareket edilmesini öğütlemiş, Peygamberimiz, “Dikkat ve temkinle hareket etmek Allahtan, acele etmek ise şeytandandır” buyurmuş. Atalarımız da; “Acele işe şeytan karışır,” demiş ve acele edilerek yapılan işin yanlış ve bozuk olabileceğini ifade etmişlerdir. Yine atalarımız “Acele ile menzil alınmaz”, “Acele yürüyen yolda kalır” demişler, aceleci davranarak düşüncesini aydınlatamayan insanın hedeflediği noktaya ulaşamayacağını belirtmişlerdir.
Şair de söyle demiş; “Erişir menzil-i maksûduna âheste giden / Tîz-i reftâr olanın pâyine dâmen dolaşır.” Yani yavaş yavaş giden, gideceği yere ve maksadına ulaşır. Acele edenin ise ayağına eteği dolaşır. Yine atalarımız “Geç olsun da güç olmasın” , “Geç oldu desinler, geçmiş olsun demesinler” demişlerdir.
Öyle ise araç kullanan bir insan trafikte sabırlı, dikkatli ve temkinli hareket etmeli, öfkesine hakim olmalı. Aceleci olmamalı ve hız limitini aşmamalı. Aceleciliğin pişmanlık ve nedamet getireceğini unutmamalıdır.
Çünkü birçok can ve mal kaybına neden olan trafik kazalarının birçoğu sabırsızlığın ve aceleciliğin bir sonucu olarak aşırı hız yapmaktan, hız limitini aşmaktan ve dikkatsizlikten kaynaklandığı istatistiklerde belirtilmektedir.
Dünya genelinde her yıl yaklaşık 1 milyon 300 bin kişi trafik kazaları sonucu hayatını kaybetmekte, 20 ila 50 milyon kişi yaralanmakta ve bir çok kişi engelli kalmaktadır.
2023 yılında ülkemizde 555 bin 668 trafik kazası meydana gelmiş, 2 bin 984 kişi kaza yerinde hayatını kaybetmiş, 354 bin 323 kişi de yaralanmıştır.
Dokuz günlük Ramazan Bayramı tatilinin sekiz günlük bölümünde meydana gelen 4 bin 988 trafik kazasında 8 bin 352 kişi yaralanmış, 66 kişi yaşamını yitirmiştir.
Trafik kuralları, genel sağlık kuralları, toplu seyahat araçlarında geçerli nezaket kuralları, umuma açık yerlerde görgü kuralları gibi birlikte yaşamanın tabii gerekleri olan kurallara uyma konusunda azami titizliğin gösterilmesi gerekir. Bu kurallara uymak dinin, ahlakın ve toplum içinde birey olma konum ve sorumluluğunun da tabii bir gereğidir. Yaratılana şefkat ve saygı, hiçbir canlının hakkını ihlal etmeden, kimseye zarar vermeden, hatır yıkıp gönül incitmeden yaşamak bireysel ve toplumsal huzur, güven ve mutluluk için de gereklidir.
Yüce Allah, hepimizi her türlü kaza, bela ve sıkıntıdan korusun. Sayın Anvi ERBOY’un kurucusu olduğu Karşıyaka Haber ailesinin 20. yılı kutlu olsun. Her şey gönlünüzce olsun.
SEN DE DÜŞÜNCELERİNİ PAYLAŞ!