Korkma!..

Biz hayalperestler, imkansızı isteriz. Tıpkı seçimler yapılıyor diye demokrasinin ülkemizde vede dünyada olduğunu sandığımız gibi. Yetmezmiş gibi demokrasinin dinamikleri olan sivil kitle örgütlerinin öncülüğünde 10 Ekimde payitahtta ‘Barış Mitingi’ düzenleriz, birde halay çekeriz. Bilmeyiz en güvenilir yerde artık güvenilmezdir. Cumhurbaşkanımız artık saraydadır. Basın binaları saldırıya uğrar, köşe yazarları milletvekili tarafından dövülür. Şehit haberlerinin gelmediği bir gün neredeyse yok gibidir. Hükümet kanadı açıklar, elimizde canlı bombaların listesi var diye; ancak, patlamadan müdahale edemezlermiş. Başbakan, bakanlar daha niceleri onlarca korumayla dolaşırken, yaşanan katliyamlarda güvenlik zaafiyeti var diye, nafile konuşuruz.

En tepedekiler bizden çok korkuyor olacaklar ki, koruma ordularıyla geziyorlar, bizlerse Allaha emanet yaşıyoruz.

Oysa ne çok sevmiştik normalleşmeyi, en ulusalcılar bile HDP barajı geçsin istiyordu, dağlarda değil de mecliste siyaset yapsınlar. Onlar kaçak elektriği kullanmayacak bizlere vergi yükü gelmeyecekti, bizde orada çıkan petrolün gelirleriyle Güneydoğuya yatırımlar yapacaktık.

Tıpkı seksen önceki gibi; din, ırk, mezhep üzerine değil de, ideolojiler üzerinden, üstelik barış iklimi içinde siyaset yapacaktık.

Olmadı birileri,7 Haziran sonuçlarını beğenmedi, bedelini Suruç’taki gençlerle, şehit askerlerle, polislerle ve Ankara da düzenlenen barış mitinginde kaybettiğimiz canlarla ödedik.

Demokrasi ve barış iklimi imkansızlaştı, şimdi korku kültürü hüküm sürüyor. Korkutup sindiriyorlar bizi bilerek, canlı bombaların listesi  elimizde var diyerek. Bu bombalar her an patlar ha sopasını göstererek sokaklara çıkmayın ayarı çekiliyor.

Öyle ki, bu ayara siyasi partiler bile uydu, seçim mitingi yapmama kararı verdiler.

Korku hükümdarlığı saraylarda mı, dağlardan mı kuruldu bilemem ama. Peki, 1 Kasımda biz kullar ne diyeceğiz ‘padişahım çok yaşa’ mı yoksa:

‘Mağrurlanma padişahım senden büyük Allah var’ mı?

Ömrümüz vefa eder, o güne sağ salim çıkarsak eğer hep beraber göreceğiz.