Gerçekleştirilen İlçe kongrelerinin ardından kadın ve gençlik kolları seçimleride tamamlandı.
Bazı ilçelerde kıran kırana yaşanan seçim sürecinde, yan kollarımız ne yazık ki, bir dayanışma kuvveti gösteremeden / yan yana gelemeden seçimleri tanzim ettiler… Öncelikle, kazanan başkanlarımızı tebrik ediyor, yeni görevlerinde başarılar diliyorum. Kazanamayanlara da, gönüllerimizin başkanları olarak kalmalarını temenni ediyorum.
Parti bilincine sahip üyeler çok iyi bilirler ki, parti içinde yapılan seçimler bir hizmet yarışı anlayışı, işleyişe bir heyecan, bir dinamizm katmak; yorulan yöneticilerin yerine can bulmuş yeni yüzleri de dahil ederek devam etmek ve parti içi demokrasiyi hayata geçirmek anlayışı etkin kılınması gerektiğinden, kaybedeni de söz konusu değildir.. Bu doğrultuda, kavga ve ayrışmalara konu olacak davranışları kimler, neden yaparlar? Parti hamallığını yaparak, hamallık yarışında gelişen, emeği yok sayan kavgaları da anlamış değilim. Siyasette vefa aramanın safça bir görüş olduğunu bildiğim halde, yine de bu denli yıkıcı düzeyde yaşanan yan kollar seçimlerini, bir akıl tutulması olarak görmekteyim.
Düşünün; içe, il ve genel başkan düzeyini güçlendiren yan kollar ana kademe toplantılarına girerler. Çalışmaları hakkında bilgiler verirler. Ana kademelere bağlı bulunduklarından, yönetimin verdiği görevlendirmeleri yaptıkları için çalışmalarını destekleyecekleri hususları öğrenip kendi yönetimlerince uygularlar. Mali destekleri yoktur, kermes, yemek vs. lerle gelirleri olur. Onu da aslında ana kademe saymanına verirler ve kendi kazandıkları parayı da böylece ana kademeden almış olurlar. Ana kademe toplantılarında fikirlerini söylerler, ama ‘oy hakları’ yoktur. Sadece kendi hiyerarşik yapılarında görevden alma ve görevlendirme yetkileri bulunsa bile, yine de ana kademenin insiyatifi olmadan demokratik uygulamalarını gerçekleştiremezler. Özerk bir çalışma yapabilmeleri bile, ana kademenin onayına ve desteğine bağlıdır. Kadın kolları başkanı ya da gençlik kolları başkanı, çalışma ve etkinliklerde nicelik olarak üyeler arkalarında yoksa, vitrin olmaktan başka hiçbir hükümleri yoktur. Bu nedenledir ki, nicelik olarak güçlü değillerse eğer, yerel yada genel seçimlerde herhangi bir göreve aday olduklarında da desteklenmezler. Böylece en değerli emekler çöpe gider . Uygulanan cinsiyet ve genç kotalarıda birilerinin kızı-oğlu, eşi-dostu lehine genellikle böyle bir ayrışma süreçlerinin boşluğundan yararlanılarak kullanılır. Sizlerde yapılan uygulamalara bakakaldığınız gibi, yaptığınız bu kavgalar yüzünden yüz yüze bakamaz duruma gelmekle kalmış olursunuz.
Siyasi partilerin bütün çalışmalarını yaparak söz hakkı olmayan yan kolların, biribirlerinin kişilik ve siyasal haklarını yok sayacak ölçüde sevgisizleşip dayanışma ruhundan uzaklaşmaları, siyasal ahlak açısından etik değildir. Karar mekanizmalarında imza yetkilerinin dahi olmadığı, kantarın topuzunu kaçırarak ölçüyü aşan şekilde davranmaları, ciddi bir yok sayma ve aymazlıktır! İmza yetkisi olmayan bir örgütlenmede görev almak için yapılan seçimleri kazanmış olmak yada olmamak arasında bir fark göremiyorum. Amaç parti hizmeti ise her iki durumda da bu mümkündür.
Ana kademeler; yan kolları seçim çalışmalarında adeta hazır kıta olmaktan başka bir şey olarak görmezler. Zira daha etkin bir siyasallaşma için önerim; mevcut kademelerin önemli bir karar alınacakları yada mesaj verilecekleri zaman, eski il ve ilçe başkanları usulen de olsa toplantılara davet edilirler. Bu toplantılara halihazırda görevli olan kadın ve gençlik kolları başkanları da davet edilir. Aksine, geçmişte görev yapmış kadın ve gençlik kolları başkanlarını güncel toplantılara onure edilerek çağırılmaması, örgütün yaşanmış tarih ve siyasal olgusunu ve emeğini yok saymak anlamına gelir.
Bu siyasallaşmayı yalnızca ana kademe değil, örgütün yan kolları da nüfuz ederek geçmiş dönemlerde görev yapanlarıda kapsamalıdır. Daha önce aynı görevleri yapmış yönetimleri deneyimlerinden yararlanmak üzere bugünün siyasal şartlarına dahil etmek yerinde olacaktır. Şayet mevcut yönetimlerin akıllarına böyle bir fikir gelmiyorsa, onların dönemi bittiğinde bu kez kendilerinin de hatırlanmayacaklarını peşinen kabul etmiş olduklarının farkında bile varmadıkları gerçeğini göstermez mi?
Gerek kadın kolları, gerek gençlik kolları biri birini öğütüp, ‘Birilerini tepelere taşımak için’ biribirlerini yok sayacaklarına, eskilerin ve yenilerin ''bu düzen değişsin'' diye elele verip kol kola girerek ‘Bizlerde oy hakkı istiyoruz.’ diye karar mekanizmalarında yer almak için mücadele edebilirlerse, vermiş oldukları emeklerinin karşılığını alabilirler.
SEN DE DÜŞÜNCELERİNİ PAYLAŞ!