40 yaşına ulaşmakta olan TSA Türk Spor Ajansımızda bir futbol değerlendirme projesini yıllarca başarı ile sürdürmüştük. İsmi 11 Altın Adam idi. Bugün yönetici veya teknik direktör olanların evlerinde o yıllarda kazandıkları Altın Adam ödülleri vardır. Rahmetli kardeşim Namık Sevik’in bize armağanı olan Milliyet Spor sayfasında o günlerin yetiştirdiği, konusunu iyi bilen, aile kökeni olarak da sağlam olan Şansal Büyüka geçen hafta Süper Lig’e ait bir bilanço yayınladı. Yılın Altın karması. Bu alkışlanacak 11, bence Türk futbolunun gerçek sorununu yansıtıyordu. 11 Altın oyuncunun 10’u yabancı yalnız biri (Başakşehir’in kalecisi Mert Günok) o da, Galatasaray’ın alkışı hak eden kalecisi Muslera sakatlanıp saha dışı kaldığı için tek Türk olarak vardı. Benim yıllarca sürdürdüğüm 11 Altın Adam tarihinde en fazla 2 yabancı kürsüye çıkabilmişti. İşte, yılan hikayesine benzeyen bizim futbolumuzdaki yabancı sorunu ve sonucu bu. Şenol Güneş Milli Takım için canını dişine takıp çalışırken bu sorunu, ancak ülkemizde kıymetlerini bilmediğimiz gurbetçi çocuklamızla halletmeğe çalışıyor. Spor basınımızda bir araştırma çalışması yok. Olsa, Süper Lig’de bir dönem içinde oyuna alınmayı yedek kulübesinde bekleyen gerçek yıldız bizim çocuklarımızın sayısı tespit edilip açıklansa; üzüntüden gözlerimiz yaşarır. Bugüne kadar gelen, halen görevde olan ve gelecek olan tüm Türkiye Futbol Federasyonlarının boynunda bu vebal vardır. Topunu, tüfeğini, otomobilini, uçağını, trenini yapan Türkiye’nin, futbolcuları da Türk olmalıdır.. Burası Türkiye. İlk sıra her zaman bizim çocuklarımızda olmalıdır. Bu bir vatan görevidir. Bunu kimse unutmamalı.
SEN DE DÜŞÜNCELERİNİ PAYLAŞ!