Avrupa Futbol Şampiyonası maçlarının törenlerinde iki olayda göz yaşı döktük. İlki sevinçten ve gururdan, ikinci ise utançtan.
İstiklal Marşımızı dinleyip söylerken gururlandık, ikincisi tribünleri dolduran Türk seyircilerimiz rakip takımların milli marşları çalınırken ıslıkladılar.
Bu neyi ortaya koyuyor? Ülkemizde spor toplumunda yer alan tüm bireylerin eğitim noksanlığı sorununu. Bunun için tutulacak yol, spor dünyasındaki tüm yapıların eğitilmesi için çalışılmasıdır.
*İlk olarak yazılı ve görsel basın başta TRT, özel televizyon kuruluşları ve tüm basın kuruluşları spor yayınlarında görevli ekiplerini eğitmeleri gereklidir. Bunun için de başvurulacak yer, Türkiye Spor Yazarları Derneği’dir. Branş yazarlarının eğitimli ve uzmanlaşmış olması gereklidir. Nasıl doktor olmak için tıp tahsili görmek gerekiyorsa, sporda görev alanların sporun eğitimini de görmüş olmaları şarttır.
Diğer görevlilere gelince;
*Türkiye Milli Olimpiyat Komitesi Fair Play Komisyonu, toplumdan gelen tüm eğitim isteklerine cevap vermeye hazırdır.
*Spor sahalarında disiplin statüsü hazırlanmalı ve tam yetkiyle olaylara el koyacak yetenekli kadro kurulmalıdır. (Örneğin; statta veya salonda bu üzücü ıslıkları, tezahüratı durdurmak vs.),
*Milli Eğitim Bakanlığı’nın ilk ve orta öğretim müfredatına Fair Play kuralları ve dersini koyması,
*Spor dallarından sorumlu federasyonların eğitim-branş tanıtımı ve uzmanlık kursları açması,
*Üniversitelerin Spor Fakültelerinin Akademisyen kadrosunun toplum için Fair Play çalışmaları yapması,
*Sağlık Bakanlığı kanalı ile topluma psikolojik eğitim programları hazırlanması,
*Diyanet İşlerinin, camilerde, vaazlarda konuya yer vermesi gibi çalışmaların yapılması ile Türkiye’nin spor toplumu ışıklı ve bize yakışan bir yapıya kavuşturulacaktır.
Hepimizin her yerde spor seyircimizle gurur duymaya hakkımız var…
SEN DE DÜŞÜNCELERİNİ PAYLAŞ!