Uzun yıllardan buyana, başta Olimpikler olmak üzere, bir çok spor dalının bulunduğu ülkemizde nedense; hepsi dünyadan geride kalmış, yada futbol ön plana alınarak diğerleri gölgede bırakılmışlardır. Zaman zaman ata sporumuz güreş bu setleri yıkmış, onu basketbol izlemiş, halter biraz kımıldatmıştı. 2000’li yıllardan itibaren bazı ışıklar görülmüş ve son Tokyo Olimpiyatında ise gün doğmuştur. Bu yıl, şöyle bir geriye baktım, çok mutlu oldum. Nerdeyse 15 spor dalında; bizim çocuklarımız Avrupa’da, Dünyada şeref kürsülerinde Milli Marşımızı söylüyorlar. Eskrimde Rusları, Fransızları, İtalyanları bile yeniyoruz. Okçulukta, Cimnastikte şampiyon ülkelerle başa baş yarışıyoruz. Atıcılıkta Dünya Şampiyonu oluyoruz. Kayakla atlamada final grubundayız. Voleybol ve basketbolda listelerin başındayız. Atletizmde transferlerle değil, dopingsiz kendi çocuklarımızla kürsüye çıkıyoruz. Badmintonda Asyalılarla onların sporu ile yarışıyoruz. Güreşte ve boksta hem oğullarımız, hem de kızlarımızla kürsüdeyiz. Ve olimpik sporlarda her yaş dalında çok ümitliyiz. Yelken öyle, kürek öyle, judo ve diğerleri de öyle. Yazımın başlığını ümitle, gururla koydum. Tabii; futbolu da seviyoruz, amma; bir evin itilmiş yetim çocukları gibi duran, durdurulan, medyada da yer almayan tüm spor dallarında da katılımcı değil, yarışmacıyız, artık varız. Elbirliği ile hepsini alkışlamalı ve destek olmalıyız. Bir Olimpiyat ülkesi olmak hedefimizdi. Ona yaklaşıyoruz. Hep birlikte, gönülden İNŞAALLAH! diyelim.
SEN DE DÜŞÜNCELERİNİ PAYLAŞ!