Toplumun en fazla ilgi duyduğu spor dalı, futbolun ülkemizde zirvedeki yerini her yıl koruyan Türkiye Süper Ligi, bu dönem gerçekten bazı özelikler taşıyor. Bunlardan birisi takımların büyüğü küçüğü yok. Ligdeki her takım her maça galibiyet adayı olarak çıkıyor. Her maçta, hangi takım puan cetvelinin neresinde olursa olsun favori yok.. Bunun yanı sıra; pek çok kulüp lig devam ederken elbise değiştirir gibi teknik direktör değiştiriyor. Yemeği hazırlarken malzemeyi iyi seçmeyip, tencere kaynarken malzeme değiştiren acemi aşçılara benziyorlar. Peki, bazıları kendisini futbol otoritesi gören spor yorumcu ve yazarlarına ne demeli? Bazı teknik adamları ve takımları hemen göklere çıkarıyorlar, şampiyonluğa aday gösteriyorlar. Birkaç maç sonra ise, o yazdıklarını unutup, tam tersini beyan edip, okuyucularının önüne nasılsa çıkıyorlar? İlk olarak tarihteki tüm yarışmalara bakıp yazmaları ve karar vermeleri gerekli. Çünkü; hiçbir yarışın sonu önceden belli olmaz. Süper Lig’de, birkaç maçta puan cetveli tersine dönüverir. Onun için, kulübünü aşık gibi tutan, ancak sonunda sevinen akıllı kulüp taraftarları gibi, ligin sonunu hesaplamalarında ve eleştirilerini günlük, dengeli yapmalarında fayda vardır. Her takım o günkü kadrosu, o günkü verdiği mücadele ve o günkü performası ile o maç için değerlendirilmelidir. Bu arada fazla yabancı oyuncuya her zaman karşı olan birisi olarak, Milli Takıma giren oyunculara, Milli Takıma oyuncu veren, yetiştiren kulüplere de hepimizin ve federasyonumuzun ayrıca değer vermesini ve ödüllendirmesini dört gözle beklediğimi yazayım. Çünkü; hepimiz onların gönüllü taraftarlarıyız. Onlar göğüslerinde bayrağımızı taşıyorlar.
SEN DE DÜŞÜNCELERİNİ PAYLAŞ!