Bu yazının başlığındaki renkler bir kulübe veya bir bayrağa ait değil. Bu birbirinin karşıtı renkler, Türk sporundaki karşıtları gösteriyor. Su ile ateş gibi. Gelin olayı açıklayalım. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın kabinesinde Gençlik ve Spor Bakanı olarak görev yapan Kasapoğlu, tüm gayreti ile her gün bir ilde spor projelerini açıklıyor, yeşil saha müjdeleri veriyor ve alkışlanıyor. Mutluyuz. Peki… Her hafta sonu gazetelerde o hafta Süper Lig maçlarını oynayan takımların teknik adamları ne diyorlar? “Böyle bir saha mı olur? Galibiyetimize saha engel oldu. Perişan olduk.”
Peki bu sahalar kimin? Bu sahalardan sorumlular kimler? Devlet tüm imkanlarını kullanıp yaptırdığı bu modern yeşil sahalara kimler bakıyor? Onları kimler tayin etti? Kimler kontrol ediyor? İşte beyazı da okudunuz, siyahı da. Türkiye’nin gerçek derdi bu. Modern bir hastane yapıp yetersiz doktorları tayin ederseniz sonuçta olan hastalara olur. Emeğiniz de boşa gider, dua yerine beddua alırsınız. İlk günlerden beri yazıyorum. Spor alanlarının yöneticileri Spor Fakültelerinden mezun olmuş, alanlarında uzmanlaşmış çocuklarımızdan olmalıdır. Tüm imkanları seferber edip en modern tesisi yapsanız bile, yaşamasını, yararlı olmasını eğer uzmanların elinde olmazsa sağlayamazsınız. Sorun her alanda bu.
Ülkemde her şeyin beyaz olmasını diliyor ve umuyorum.
SEN DE DÜŞÜNCELERİNİ PAYLAŞ!