Tokyo Olimpiyatlarına katılma hazırlıkları sürerken; İstanbul Büyük Şehir Belediyesi geçenlerde İstanbul’un Olimpiyata aday olmasını içeren dilekle ilgili bir toplantı düzenlemişti. Toplantıda Türkiye Milli Olimpiyat Komitesi’nin üst düzey yöneticileri konuk olarak yer almışlardı. Bu dilek toplantısından sonra birkaç sivri telefon aldım. Sivri sıfatı partizan, olaylara tek açıdan bakan demek. Telefonlar, “TMOK CHP’li İBB’ye destek mi veriyor?” gibi cümleler taşıyordu. Hem konuyu çok iyi bilen ve hem de Tanrı izin verdikçe TMOK’un en kıdemli üyesi olarak bu sivri telefonlar gibi, sivri akıllılara da cevap vermek farz oldu.
1-TMOK 1908 yılında kurulmuş, 1923 Cumhuriyeti tarafından kucaklanmış, TC Bakanlar Kurulu tarafından kamu yararına çalışan bir dernek olarak onaylanmış, bağımsız bir sivil toplum örgütüdür.
2-TMOK Tüzüğünün 2’nci maddesi şöyledir: Madde: 2 Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı, Türkiye Milli Olimpiyat Komitesi’nin koruyucu Fahri Başkanı’dır.
3-TMOK, tüzüğüne uygun olarak seçilmiş TC vatandaşı üyeleri tarafından IOC statüsüne uygun olarak yönetilir. Politika ile ilgisi yoktur.
4-TMOK’un geliri yalnız üye aidatları ve sponsor desteklerinden oluşur.
Durum böyle olunca; Olimpiyat ideallerini uygun, gençlik ve spor için emek veren bu derneğin hiçbir siyasi kuruluşla ilgisi olmadığı gibi kendi seçimlerinde de tamamen bağımsız bir yöntem izlediği görülür. 1939’larda IOC’nin statüsüne uygun olmadan Beden Terbiyesi Genel Müdürlüğüne bağlanan TMOK, az daha Türkiye’nin IOC Uluslararası Olimpiyat Komitesi tarafından dünya spor teşkilatından çıkarılıyordu. 1956 Melbourne Yaz Olimpiyatının katlım belgelerine devlet memuru, seçimle iş başına gelmemiş birisi olan Nizamettin Kırşan başkan olarak imza atılınca; Türkiye askıya alındı. Faik Binal’ın IOC’ye seçimle heyetin yeniden kurulduğunu bildirmesi üzerine; Türkiye 1956 Olimpiyatına katılabildi. TMOK tüzüğü 1960’tan sonra yeni şekline kavuştu. IOC’nin onayı ile en saygın olimpiyat komiteleri sırasındaki yerini aldı. Netice olarak; nerede olimpiyat sözü varsa, TMOK’un orada olması kadar normal bir şey olamaz. Türkiye’nin olimpiyata ev sahipliği yapması hepimizin gönülden isteğidir. Fakat, bu arzulamakla değil, devletin TMOK ile (bundan öncedeki adaylıklarda olduğu gibi) birlikte hazırlanmış ve karar vermiş olmasına ve IOC’nin onaylamasına bağlıdır. Bu politik değil, topyekun bir ülke görevidir. İnşaallah Türkiye bir gün olimpiyat yapacak ve olimpiyatın her halkası da o zaman Ayyıldızla dolacaktır.
Tüm Türk Uluslarına Hayırlı Bayramlar dilerim.
SEN DE DÜŞÜNCELERİNİ PAYLAŞ!