1950’lerden itibaren yüzünü batıya çeviren futbolumuz, 2025’e gelene kadar asıl ruhundan çok şey kaybetti. Eskiden sahalarımızda koşan çocuklarımız takımlarının galibiyeti için efendice mücadele ederlerdi, amma; asıl hedefleri Ay-yıldızlı takımda oynamak olurdu. Çünkü; en büyük onur o kutlu formayı giymekti. Bunun için de hedef, takım içinde göze batmak ülkenin bir yıldızı olmaktı. Bugün 2025’te bambaşka bir futbol dünyamız var. Konuya biraz uzak olan yaşlılar sesli ve görüntülü, özellikle süper ligi izleyenler, kadroları dinleyince hep yabancı ekipler sahadaymış gibi düşünüyorlar. Federasyon bir hata daha yapıp yabancı adedini arttırsa, sahada kendi çocuklarımıza hasret kalacağız. Bilgileri, klasları, kaliteleri ile takdir toplayan bu misafir yabancı profesyonellerden öğreneceğimiz, taklit edeceğimiz tabii çok şey var. Amma Türk Milli Takımı’nın ana kaynağı Türkiye liglerinde yerli yıldız yetişmezse, çıkmazsa Ay-yıldıza ne olacak? Son haftalarda 3 büyüklerde genç takımdan A takımına alınıp yıldız ışıkları veren bizim çocuklarımızı, başta basın almak üzere futbol toplumu çok heyecanla karşıladı. Bunun artması için, başta ülke sporunu yönetenler olmak üzere kulüp yönetimleri, genç takımlarına çok ilgi göstermeli, onların gelişmelerine yardımcı olmalı, sponsor firmalar da böyle kulüplere destek vermelidirler. Yabancı ülkelerin takımlarında oynayan gurbette doğan bizim çocuklarımız, her zaman gönülden milli takımı tercih ediyorlar amma; bizde oynayıp öyle seçilselerdi diye üzülüyorum. Ülkemizin geleceğini büyük Atatürk gençlere emanet etmişti. Türk futbolunun da geleceği ülkemizin genç takımlarından yetişip A takımlarında yıldızlaşma imkanı bulacak bizim çocuklarımız olacaklardır… Onlara el birliği ile sahip çıkmak bir vatan görevidir. Vatanımızın tarhana çorbası yabanınkinden çok daha güzel, çok daha iyidir…
SEN DE DÜŞÜNCELERİNİ PAYLAŞ!