Çok kullanılan bir Atasözümüz vardır, “Ağlamayan çocuğa meme vermezler” diye.
Çalışan ve başarılı olanlar abartmadan, övünmeden, emeklerle başarılı olduklarını duymayanlar da duysun diye açıklanmalıdırlar ki; örnek olsun. Türkiyemizde hemen hepsi olimpik spor grubuna giren federasyonlarımızda bir iletişim zafiyeti var. İşte bir zamanlar severek yaptığım eskrimle ilgili bir örnek: Tunus’ta Nisanur Erbil, Türk eskrim tarihine geçecek bir başarıya ulaşmış, Kılıçın büyük ödülü Grand Prix’de ikincilik elde etmiş, gümüş madalya kazanmış. Hem de nasıl? Erbil, sırası ile tablo 64’te Fransız rakibini 15-8, 32’li turda Güney Koreliyi 15-0, son 16’da ABD’li rakibini 15-13, çeyrek finalde Japon rakibini 15-4 yenmiş, yarı finalde 2’nci Güney Koreli rakibini 15-14 geçerek finalde İspanyol rakibine 15-5 kaybedip ikinci olarak Gümüş Madalyayı kazanmış.
Pekiii, bunu kim duydu?
Büyük yazılı basında bu büyük şampiyonluk bir tek rahmetli kardeşim Namık Sevik’in hala spor ruhunu taşıyan Milliyet Gazetesinde tek sütun görüldü.
Bu sorunun çözülmesi için tüm spor federasyonlarının çok güçlü bir iletişim masası kurması şarttır. Bugünün zor koşullarında pek çok kaliteli spor yazarı arkadaşımız böyle bir daveti memnuniyetle kabul ederler, Türkiye Spor Yazarları Derneği’ne bir telefon yeterli olur. Bir şampiyon ne emeklerle yetişiyor? Onları tanıtmak, gururlandırmak, federasyonun şerefi olur, gelecek yıldızlara yol açar. Başarıyı alkışlamak kadar, duyurmakta çok önemlidir. Amatör sporlarda başarının yolu böyle açılır.
SEN DE DÜŞÜNCELERİNİ PAYLAŞ!