Önce esası koyalım.
Adı, sanı Türkçedir.
Avrupa’nın hangi ülkesine gidersen git…
“ Yoğurt” de, pat diye önüne konur.
Orta Asya ülkelerinde lehçeleri farklıdır.
Kumanca’da yuğurt
Kıpçakça’da yağurt
Tükmence’de yoogurt
Kırgızca’da yuurat
Yakutça’da yuorat’dır.
Orta Asya Türkleri bulmuş, besin-şifa olarak sofradan eksik etmemişlerdir.
İnanmayan açar, Divan-ı Lugati’t Türk’ü okur.
***
O enfes yoğurt…
Tarihin her dönemine damgasına vurmuştur.
Örneğin…
16. yüzyılda Fransa Kralı 1. Fransuva ateşli ishaldir.
Perişan halde yatmakta, eceli yakın görülmektedir.
Tabipler çaresizdir.
Derler ki; “ Türk yoğurdu yedirin”
Toprak tasta getirilir.
Çala kaşık yer, sabah akşam.
Bağırsakları temizlenir.
Nabzı düzelir, ateşi düşer.
Cildinde parlaklık aşlar.
Sarayda ne kadar kadın varsa, gelen yoğurtları kapışır.
Neresini beğenmiyorsa…
Sürer güzellik niyetine.
***
Yine yıllar yılı…
Kanuni Sultan Süleyman’ın emriyle Balkanlardaki sancak beyleri, Avrupa’daki krallara şifalı yiyecek olarak yoğurt armağan etmişlerdir.
***
Yoğurt hazinedir.
Protein, yağ, fosfor, kalsiyum, vitamin ne ararsan içindedir.
Bol ve ucuzdur.
Kilo yapmaz.
Vücut zindeliğini korur.
Baştan demiştik…
Türk dendiğinde akla önce yoğurt gelir.
Lokumu, baklavası, pastırması sonra.
Öyle de severiz ki…
Kişi başı yıllık 30 kilo tüketimle dünya birincisiyiz.
İster hemen kaşıkla.
İster cacık yap, ister ayran, çorba.
***
Diyeceksiniz ki…
Yoğurda övgü mayası neden?
Bir-iki cümleyle…
Türk kültürünün keşfettiği en ünlü yiyeceğinin hala resmi patenti yok.
Nasılsa milli markamız bizim diyoruz.
Ruslar, Bulgarlar hatta Çin sahiplenmeye başladı.
***
Hele Amerika.
Geçen hafta yoğurt, eyalet kongresi gündemindeydi.
New York Valisi Andrew Cuomo, yasa tasarısı hazırladı.
Kongreye sundu, oylandı, kabul edildi.
Meşhur yoğurdumuz…
Dünya başkenti New York’ta “ Resmi atıştırmalık yiyecek” ilan edildi.
***
Giderseniz New York’a…
“ Atıştırmalık bir şey var mı?” diye sorarsanız…
Su, ekmekten önce…
Yoğurt konulacak önünüze.
***
İkram değil…
Yasa gereği!
SEN DE DÜŞÜNCELERİNİ PAYLAŞ!