Vururuz…
Çarparız…
Öldürürüz…
Döveriz…
Söveriz…
Olmadı kovarız.
Ancak…
Her türlü davranışı hak gördüğümüz nikâhlı eşe bazen mahkûmuz.
***
O, “olur” demezse olmaz.
Arkadaşın, akrabanın kiralayacağı evine kefil olunacaksa, önce evdeki eşi ikna etmeli.
Neden yapıldığını…
Ne olacağını anlatmalı.
Aklı yatmalı ki…
Kocasıyla birlikte sözleşmede kefil olarak imzası olmalı.
***
Bunu çok kişi bilmiyor.
Erkekler atıp, tutuyor:
“ Tek başıma kefil olur, basarım imzayı”
Bitti o dönem.
Geçti o günler.
Türk Borçlar Kanunu’nda yapılan değişiklikle…
Şekil, şartlar güncellendi.
***
Örneğin…
Yeni borçlar kanununun 593 ve 584. Maddesi, kira sözleşmesinde kefalete ilişkin el yazısı ve EŞ İZNİNİ getirdi.
Eskiden limit belirtme zorunluluğu vardı.
Yeni yasada, kefilin el yazısıyla yazması şart koşuldu.
Amaç; Kefili ve aile birliğini korumak, kefalet miktarının sonradan değiştirilmesinin önüne geçmek.
Buna göre; kira sözleşmesinde kefilin, kefalet verdiği miktarı, el yazısıyla yazarak imzalaması gerekir.
Aynı zamanda…
Evliyse, eşine getirecek, gösterecek, rızasını alacak.
Ayak diretir, direnirse…
İknaya çalışacak.
***
Güzel sözler, belki bir akşam yemeği…
Bazen küçük hediyelerle kandırırsa…
Kefilliğe ortak edilecek.
Eş izin vermezse ve sözleşmede yer almazsa , o kira sözleşmesindeki kefillik geçersizdir.
***
Evini, katını, hanını…
Kefilli kiraya vereceklerin buna dikkat etmesi gerekir.
Kira sözleşmesi eskiyse, buna göre yenilenmesi de menfaat gereğidir.
!!!
Kira sözleşmesine kefil olacakların bu nedenle eşine iyi davranması kaçınılmazdır.
Yok…
“Kefillik benim neyime, hayatta olmam” diyenler varsa…
O zaman evdeki nikahlı kadını…
Vurmaya, çarpmaya, dövmeye, sövmeye devam!
SEN DE DÜŞÜNCELERİNİ PAYLAŞ!