Suudi Müftüsü Abdülaziz Bin Abdullah’ın “ Açlık çeken erkek, karısını yiyebilir” dediği iddia edildi.
Krallık, lafı reddetti.
Dedi, demedi.
Bu kadar derdimiz varken…
Bir haftamızı yedi.
Boş muhabbet, konuşacağımız esas meseleleri bitirdi.
Ancak…
Kadının çilesi bitti mi?
***
Kadınlara şiddet, zulüm, işkence dünyada en yaygın ama en az cezalandırılan suçtur.
Fuhşa zorlanan kadın sayısı 5 milyondan fazladır.
Cinsel köle kadınların yarattığı ekonomi en az 20 milyar dolardır.
Küresel olarak 15-45 yaş arası kadın, savaş- trafik kazası- hastalık toplamının iki katı cinayet kurbanıdır.
Her türlü suiistimal kaderidir.
Suiistimal eden kişi ya ailesinden biri veya tanıdığı kimsedir.
Dinsel, kültürel nedenlerle ( sünnet gibi) yılda 4 milyondan fazla kız çocuğunun cinsel organı zarar görmektedir.
Sistematik tecavüz, terörün ana kuralıdır.
Kaybolan kadın sayısı yılda 1 milyondur.
Cinsiyet yüzünden kürtaj veya doğum sonrası öldürülen kız çocuğu sayısı 10 milyondan fazladır.
***
Mazlum memleketimizde…
Türk ceza kanunu, medeni kanun yazılı şekliyle vatandaşı korur.
Kadının maddi-manevi bütünlük hakkı…
Kişi özgürlüğü, güvenlik hakkı…
İfade özgürlüğü…
Çalışma hürriyeti…
Evleneceği kişiyi seçme serbestliği kitapta vardır ama yaşamda buhardır.
***
Anayasamızda…
Kişilik hakları sıralanmıştır.
“Herkes yaşama, maddi ve manevi varlığını koruma ve geliştirme hakkına sahiptir” diye başlar…
Maddeler sayfalarca sıralanır.
“Herkes” diye söz edilir…
Ancak…
Herkesin içinde kadın var mıdır şüphelidir.
Çünkü…
Her iki günde bir veya…
Haftada üç kadının öldürülmesi “kadının korunması” tezini çürütür.
***
Hal böyle iken…
Ömrünü bitirdiğimiz…
Hakkını vermediğimiz…
Her türlü malzeme gördüğümüz…
Kadının etini, erkeğin yemesinin lafı mı olur?
***
Üstüne üstlük…
“ Afiyet olsun” diyecek magandalarımız ordu kadar çoktur!
SEN DE DÜŞÜNCELERİNİ PAYLAŞ!