Devlet, özel, vakıf adıyla…
196 üniversitemiz var.
Bunlardan 46’sında İletişim fakültesi mevcut, eğitim veriyor.
Sırada bekleyenlerle 50’yi aşacak.
***
İletişim fakültesinin bölümleri, Gazetecilik, Radyo-TV-sinema, Reklamcılık, Halkla ilişkiler.
Her yıl binlerce genç, girmek için olmadık taklalar atıyor.
Aynı yıl içinde en az 10 bin mezun veriliyor, diplomalı gençler piyasaya salınıyor.
***
Ne yazık ki iletişim sevdalısı gençlerimiz…
Hayal kırıklığına uğruyor.
Üniversiteye iş olanağı olarak baktığından, fayda/ gelecek beklediğinden mezuniyet sonrası acı gerçekle karşılaşıyor.
Çünkü…
İletişim mezunlarına iş imkânı yok.
İletişim fakülteleri, bakanlık, kamu kurum ve kuruluşları ile bağlantılı değil.
Özel sektörle zaten işi yok.
***
İletişim fakültelerinde, mesleki yasal çerçeve çizilmediği için…
Muhatapsızlık…
Mesleki tanımsızlık…
İstihdam derdi…
Sektördeki itilmiş, kakılmışlık doruk noktada.
O nedenle…
On binlerce iletişim mezunu ya pazarlamacılık yapıyor veya AVM’lerde raf sorumlusu!
***
Fakülteye giren öğrenci aslında 4 yıllık tatil yapıyor.
Adına, şanına kanarak girdiği okulda bir bakıyor ki…
Uygulama bölümleri yok.
Staj imkânları kısıtlı.
Hocalar, piyasa deneyimsiz. Dersler boş.
İşe alacak gazete ve şirketler torpile kalmış.
Hatırlı dayı, ağa, amcan varsa…
Belki bir gazete, tv’ye girersin.
***
Gelelim sadede…
Cumhuriyet Gazetesinin İzmir bürosu kapatıldı.
49 yıllık kapısına kilit vuruldu.
Çalışanlara “ kusura bakmayın” denildi.
Gerekçesi; ekonomik sebepler.
Masraf ağır, gelir yok, maaşlar sıkıntı.
Kısa, kolay çare; kapatmak.
Gazetecileri sokağa koymak!
***
YÖT, fizik, kimya, biyoloji, matematik, su ürünleri vs. bir sürü bölümü öğrenci azlığından kapatıyor.
İletişim fakültelerine neden izin verilir?
Aileye yük, gençlere eziyet.
Binlercesi ortada, diğerleri sırada,
Bin bir fedakârlıkla aldığın diplomayla…
Bulursan bir yer sigortasız, asgari ücretle çalış…
Bulamadın kaderine alış!
SEN DE DÜŞÜNCELERİNİ PAYLAŞ!