Komik reklamlarla hasta kapma yarışındalar
...
Cumhuriyetin ilk yılları…
Hekimlik yüksek mektebi, doktor sayısı belli.
14 Nisan 1928’de kanun çıkarıldı. Numarası 1219.
Der ki;
“ İcrayı sanat eden tabipler hasta kabul mahalli, ihtisasını bildirmeye mezun olup, reklam ve saire memnudur”
Yani, doktor reklam yapamaz, yasak!
***
1953’de ayrı bir yasa çıkarıldı.
Türk Tabipler Birliği Kanunu.
Resmi gazetede yayınlandı, sayısı 8323.
Kanunun önemli maddesi; birlik idaresinin vazifesi, hekimin yazılı-sözlü vasıtalarla reklam yapılmasını önlemektir.
***
Yine 1960’da kabul edilen…
Tıbbı Deontoloji Nizamnamesi var.
Ayrıca…
Türk Tabipler Birliği Disiplin yönetmeliği…
Hekimlik mesleği ahlak kuralları…
Hepsi açıkça hükmediyor:
Hastayı yanıltacak, mesleği küçültecek reklam-ilan yapılamaz, verilemez.
***
Bugünkü piyasada rekabet büyük.
Özel çalışan doktorlar…
Poliklinikler, özel tedavi merkezleri, hastaneler hepsi hasta kapma yarışında.
Ne yasa kaldı, ne yönetmelik, ne meslek ahlakı.
Her türlü tanıtım, reklam ölçüsüzce salgınlaştı.
Açın yerel televizyonları izleyin…
Her derde deva otu, merhemi, şurubu…
Beyaz gömlekleriyle kendini doktor olarak tanıtan kişiler tarafından tanıtılıyor, pazarlanıyor.
***
Olay öylesine raydan çıktı ki…
İzmir gibi çağdaş şehirden bir örnek:
Genç doktor ürolog. Tanınmış bir hastanede görevli.
“Empotans” denilen operasyonlar yapıyor.
Penisi büyütme, kalınlaştırma, kaldırma, güç verme denilen yöntemi uyguluyor.
Verdiği ilanda “Bazı şeyler artık çocuk oyuncağı” diyerek muzdarip erkekleri davet ediyor.
Altına eklemiş:
“ Şok dalga ile kaldıramayacağınız yük kalmayacak”
Yük dediği artık neyse!
Çuval mı, koli mi, canlı mı, cansız mı?
Dikkat çeksin diye de kaldıraçlı vinç resmini koymuş.
***
Doktor efendi çağırıyor:
“ Erkeğin korkulu rüyası şok dalga tedavisi ile son buluyor”
Erkeğin cinsel uzvuna dalgayı verip…
6 seans sonrası mucize yaratıyormuş!
Herhalde karşılıklı görüşmede de garantisini veriyordur.
“ 2 yıl içinde aksarsa sorumluluk bizim. Yine kaldırırız!”
***
Hastanın parası yetişmezse, maddi destek sağlanıyor.
Zaten dalgasına dalga verdirmek isteyen adam, ne eder yapar parayı bulur.
Organına ne kadar değer verdiğine bağlı!
***
Ezcümle…
Aşırı rekabetten dengesi kaybolmuş piyasada, doktorlar da şaşırdı.
Hastayı fikren kandırıp, önlerine getirmek istiyorlar.
Derdini kaldırmayı vaat ediyorlar.
Damperli, vinçli, dalgalı, garantili hizmet ilanlarıyla!
SEN DE DÜŞÜNCELERİNİ PAYLAŞ!