Kim haklı, kim haksız?
Kim suçlu, kim mağdur?
Kim yetkili, kim yetkisiz?
Kim doğru, kim yanlış?
Kim engelleyici, kim çözümleyici?
Akla bir sürü soru geliyor.
Yorum; siz okurların.
***
Konumuz; aslında çok yaygınlaşan bir yöntem.
İzmir’in merkezinde geniş arazinin sahipleri, beş yıl önce Büyükşehir ve Buca belediyesine başvurur.
Mevcut planın revizesiyle birlikte arazinin konutlaşması için imar plan tadilatı ister.
Ancak Büyükşehir Belediye Meclisi, “üst ölçekli planlar, uygulamalar, hukuki süreçler “ diyerek başvuruyu ret eder.
İtirazlar, belediyenin imar ve hukuk komisyonlardan geri çevrilir.
***
120 dönümlük arazi sahipleri Çevre ve Şehircilik Bakanlığına bağlı İller Bankası’na gider.
Aralarında anlaşmayla, belediyelere hizmet veren kamu bankası buraya ortak olur.
Dolayısıyla imar yolu açılır, yeni plan yapılır, bakanlık bunu onaylar,
Üstelik 6 kat yapı imarı verilir.
Buna ek olarak konut alanındaki yapılaşmaya ticaret de eklenir.
***
Büyükşehir ve ilçe belediyeleri böylece saf dışı bırakılır.
Bu nedenle yazının başını tekrarlıyorum.
Kim haklı, kim haksız?
Kim doğru, kim yanlış?
***
İzmir’de belediyelerden imar işlemlerinde sonuç alamayan, yolunu Ankara’ya çeviriyor.
Bir dizi görüşme, bir takım anlaşmayla amaca ulaşıyor, istekleri gerçekleşiyor.
Belediyelerde meclis kararlarının uzaması, bürokrasinin zorlaştırıcı tavırları bu yönteme başvurunun nedeni olarak gösteriliyor.
Yani…
İmar konularında belediyelerin seçeneği bakanlık olarak görülüyor ve herkes birbirine bu yolu tavsiye ediyor.
***
O zaman benden bir soru:
Siyasi olarak kim puan kazanıyor?
SEN DE DÜŞÜNCELERİNİ PAYLAŞ!