Bir kez daha dile geldi.
Devletin en tepesinden.
Cumhurbaşkanı net konuştu:
“ Makamlar, sahtekârların kullanacağı yerler değil. Adımı kullananları kapıdan kovun. Ailem bile olsa…”
Sorun; nüfuz suistimali.
Tarihin her döneminde var olan, insanoğlunun yarattığı virüs.
***
Suistimal; kötülük, fnalıktır.
İyiniyetin kurşuna dizilmesidir.
Saflığın, ipi çekilmesidir.
Ele geçtimi yapılan ihanettir.
Nüfuz suistimali ise…
Devletin adını, makamını, kartını…
Kişiye özel sunulmuş gibi kullanma eylemidir.
Makam da oturanda yapar…
Makama yakın olanlar da.
Mühüre ve imzaya sahip olanlar biraz korkar…
Yakınları, yandaşları kullanması için tazyik yapar.
Hedef bellidir; havadan para kapmak, devlet kesesinden nemalanmak.
Çalışmak, ter dökmek yok…
Bul işi, yarat takipçiyi, makamdaki bitirsin işlemi, doldur cebini!
***
İş takipçiliğinin geçmişteki adı; Aferizm’di.
İlk aferizm, Ankara’da iş takip etmeye gelenleri kafaya alıp, haraca kesmekti.
Aferistler, bakanlara söz geçirecek kişilerle ortak olurlardı.
Böylece iş çıkarırlardı.
Cumhuriyet döneminin en etkin gazetecisi ve milletvekili Fatih Rıfkı Atay, aferizmi ve uygulayanları en iyi anlatan kalem sahibidir.
***
Dün vardı, bugün devam ediyor, yarın da olacaktır.
Nüfuz suistimali sessiz kalındığında önlenemeyecek hastalıktır.
Vurguncu, tokatçı, hortumcu yok olursa…
Aferistler de belki ortadan kalkacaktır.
Platon veya Eflatun olarak bilinen Ünlü Yunan filozofu tarihe yazmıştır:
“ Devlet memurları hiçbir hediye almadan hizmet etmelidir. Uymayanlar yargı kararlarıyla cenaze töreni yapılmadan gömülmelidir”
***
Aferizmi önlemenin yöntemi…
Bağımsız yargı ve kamuoyu denetimidir.
Yani…
Sağlıklı adalet, bilinçli vatandaş.
Kesin çözümdür.
Eğer, mümkünse!
SEN DE DÜŞÜNCELERİNİ PAYLAŞ!