Ebeveynlerin çocuklarına piyano dersi aldırmak istediklerinde sordukları ilk soru “Benim çocuğumun yeteneği var mı?” olmaktadır. TDK yeteneği “bir kimsenin bir şeyi anlama veya yapabilme niteliği” olarak tanımlamaktadır. Enstrüman çalmanın yetenekle ilişkilendirilmesi hakkında halk arasında bilinen ve bireyin doğuştan sahip olduğu kabiliyet ifadesinin aksine bir tanım sunan sanatçı ve öğretmen Shinichi Suzuki, erken yaşta enstrüman öğretimine yönelik yaklaşımlardan birisini geliştirmiştir. Sevgiyle Eğitmek kitabında enstrüman çalmayı öğrenmenin yetenek kavramından ziyade beceri eğitimiyle ilgili olduğunu ve bu beceri eğitiminin çok ve sık aralıklarla tekrarı barındırdığından bahsetmektedir. Bu sebeple ebeveynlerin enstrüman çalmanın, özellikle piyano gibi perdeli enstrümanlarda, yetenekten ziyade enstrümanla çok fazla vakit geçirerek düzenli ve sık aralıklarla tekrar yapmaktan ibaret olduğunu fark etmeleri önemlidir. Piyano, gitar, arp ve benzeri perdeli çalgılar dışında bireyin müziksel işitme becerilerine bir diğer deyişle müzik kulağına bakılması, öğrencinin notaların yerini doğru bulabilmesi adına gereklidir. Belki de yetenekle karıştırılan kısım burasıdır. Ancak durum piyano ve diğer perdeli enstrümanları çalmak olduğunda çok iyi bir müzik kulağının olması bir gereklilik değildir. Hasanova (2008:142) Günümüzde Piyano Eğitimi isimli makalesinde bu kanıya benzer bir açıklamada bulunmuştur. ‘Yetenek=enstrüman çalma’ yanlış algının oluşmasının sebeplerinden bir başkası ise yaygın eğitim kurumlarındaki deneme derslerinde, genellikle öğrenci adaylarının çalgı fark etmeksizin sadece işitme becerilerine bakılması olabilir. Sonuç olarak, piyano eğitimi beceri eğitimidir. Bu sebeple zaman ve emek istemektedir. En başta öğrencilerin bu anlamda ilgi ve isteklerinin olması, devamında bu süreci sürdürebilecek öz-disipline sahip olmaları, piyano öğrenme yolculuğunda karşılaştıkları engelleri aşmalarına yardımcı olacaktır.
SEN DE DÜŞÜNCELERİNİ PAYLAŞ!