Altay futbol takımı sezon başı 10 yeni futbolcuyla lige başlayacağında soru işaretleri vardı. Kayseri ve Alanya maçıyla başlayan iyi oyun bana Altay'ın bu sene iyi takım kurduğunu ve ligde iyi işler yapacağının umudunu vermişti. Hatta Fenerbahçe maçında bile Altay'ın bir adım önde olduğunu öne sürmüştüm. Fenerbahçe ve Konyaspor maçları iyi futbol oynayan bir takımın kaybıydı ama Altay'a dair ümidimi hiç kaybetmeyip Göztepe maçının tek favorisi olarak yazmıştım, İyi gidişat zayıf Rize karşısındada sürdü. Çünkü BÜYÜK ALTAY gerçek bir futbol takımı gibi oynuyordu. Hafta içindeki bir analizde Altay'ın başarısının ne olduğunu daha net anladım. Koşu mesafelerinde Altay birinciydi ama en önemlisi Altay hızlı koşu ve sprint değerlendirmelerinde en iyisiydi. Altay çabuk oynayıp, karşı takımı bozan bir futbol ortaya koyuyordu. Mustafa abi hücum futbolunu Türkiye'de oynanmasına öncülük eden bir lider hoca ama defans zaafiyetleri yaşayabiliyordu. Olgunluğa erişmiş bir hoca olarak aynı hücum futbolu felsefesinin üstüne geride gol yememeyide aynı oranda düşünen bir hoca olarak ön plana çıkıyor. Defalarca Altay gol yediği zaman geriye dönemiyor diye yazdım. Göztepe ve BJK maçlarında mağlup duruma düştükten sonra geriye dönüşün Mustafa hoca tarafından mental olarak bir hazırlanmanın neticesi olarak görüyorum. Mustafa abi aynı takımda futbol oynarken defans ve özellikle libero ve stoprlerin topla oynayıp, riskli hareketler yapmasına büyük tepki gösterir ve bu işin dünyada en iyileri topu riske sokmaz, dağlara taşlara vuracak derdi. O zaman söylediklerini Mustafa abi yine anlatıyordur ama futbolcu sahada hata yapabiliyor. Bu disiplini Mustafa hoca sağlayacaktır. Beşiktaş tarafına bakınca iki hafta önce Malatya maçında Türkiye liglerinin üzerine çıkan bir takım seyretmiştim. Açıkçası BJK bu ligi domine edecek takımlardan en önemlisi derken inanılmaz bir düşüş yaşadılar. Sakatlıkların ve kırmızı kartlıların olması bir anda Altay karşında BJK'ya eksik bir takım kurdurttu. Ama BJK takımı her ne olursa olsun Türkiye'nin en büyük takımlarından ve sahaya 11 kişiyle çıktı. Sergen hocanın ileride Kenan ve Güven'i kullanarak, orta sahasını ileri göndermeyerek korkak bir taktikle oynaması kabul edilemez. Bu formatta oynamasına rağmen maç öncesinde yazdığım gibi BJK kolay pozisyon ve gol bulabilen bir takım. Neticede Björkander'in inanılmaz hatasıyla golü buldular. Golü bulan eksik Beşiktaş artık bu dakikadan itibaren daha dikkatli gerekirse catanaccio oynayıp bu sahadan galibiyetle çıkabilirdi. BJK Adanademirspor maçından bile ders almamış. Ben maçtan önce Büyük Altay'ın hayatını Altay'a adamış büyük taraftarı Menderes Özcan ile maç öncesini konuşurken Beşiktaş'ın Adanademirspor maçından yaralı olduklarını ve bu bilinçle oynayacaklarından dolayı korktuğumu ve beraberliğin ALTAY için yeterli olacağını düşünmüştüm. Sergen hoca disiplini sağlama konusunda kötü bir imtihan verdi her iki son maçında. Beşiktaş eksik olmasına rağmen ALTAY karşısında sayılıda olsa pozisyon buldu. Bu pozisyonları ilk defa ben iyi kaleciyim diyen bir kaleci Lis muhteşem hareketlerle engelledi. Kaleci Lis adapte oldu ve bundan sonra daha iyi maçlar oynayacağına eminim. Altay defansının bu kadar eksik bir Beşiktaş'a bu pozisyonları vermesini ise beğenmedim. Kaleci her maç harika oynayamaz. Altay takımının en iyi yaptığı iş olan çabuk pres ve oyuna çabuk müdahale işinde deparlı oynayan ve iyi sprinter olan BAMBA ve KAPPEL sahanın en iyileriydi. Takımlar bu iki çabuk oyuncuyu durdurmakta sorun yaşıyorlar. Björkander'in hatasını telafi edercesine Bamba'ya El Sakala'dan topu kurtarıp pas vermesi ve Bamba'nın extrem çabukluğuyla Kappel'e attırdığı gole şapka çıkartılır. 2. Golde Kappel'in muhteşem pasını Bamba'nın gole çevirmesi ise BAMBA'ya sahanın en iyi futbolcusu payesini vermeye yetti. Altay takımında orta sahada oyun kurucu pozisyonunda halen iyi bir oyuncu eksiği var. Mustafa hoca oyuna Pinares ve Paixao'yu alarak risk aldı. Hocanın kendi felsefesine uygun bir oyuncu değişimiydi, golüde buldular ve galip gelindi ama bu değişiklik sonrasında Altay'ın orta sahası çöktü ve BJK pozisyonlar bulmaya başladı. Risk alındı ama Lis harika oynayınca galip gelindi. Bu ALTAY takımına ters netice olarak dönerdi. MUSTAFA DENİZLİ risk almayı sever ama biz lige yeni çıkan bir takım olarak oyunun kontrolünü kaybetmeden sonunu getirmek zorundayız. Maçları kazandığımızdan oluşan puan kredimizi diğer maçlarda dikkatli olup kaybetmeyelim. Her ne olursa olsun sahada kazanan takım kutlanılması gereken bir takımdır ki bu takım BJK olunca bu başarıda emeği olanlara saygıyla ayağa kalkıyoruz. Bravo BÜYÜK ALTAY, Bravo bu takımı yaratan MUSTAFA DENİZLİ ve Başkan Özgür Ekmekçioğlu. Sizlerin sayesinde ALTAY özlediği yerde. Bu arada 18 sene önce ligden düştüğümüzden ve en aşağı liglerde oynadığımızda dahi takımını bırakmayan BÜYÜK ALTAY'ın muhteşem taraftarlarına saygılarımı sevgilerimi yolluyorum. Klasikleşmiş bir aristokrat taraftar yapısını bozmayıp, günden güne büyüyerek ses getiren büyük bir taraftar gurubu oluşturdular. ALTAY takımının son 5 senesindeki büyük başarıda en büyük pay BÜYÜK ALTAY taraftarınındır. Size tüm başarılar layıktır büyük ALTAY'lı kardeşlerim.
SEN DE DÜŞÜNCELERİNİ PAYLAŞ!