İzmir'de spor adamı, spor yazarı, spor muhabiri, spor yöneticisi olmanın zevkini mi çıkarırsınız, yoksa zorluklarını yaşayıp, "bu işi de nereden seçtim?" diyerek kendi kendinizi mi suçlarsınız?
Siz bu işin neresindesiniz bilemem...
Ama bizler tam içindeyiz...
İZVAK (İzmir Gücü Spor Vakfı) genel kurulunda 32 kişinin katılımıyla yapılan son toplantısında konuşmaların tümü "İzmir futbolundaki kötü tablo" üzerine oldu ve her zamanki gibi yine herkes birbirini suçladı... Tek liste ile gidilen, aday olmayan eski başkanın (Tuğrul Yemişci) son derece kibar tavırla eleştirilere yanıt verdiği, gelmesi gerekenlerin "gülünç mazeretler" üreterek gelmediği, 2 dönem başkanlık yapan Erdoğan Tözge'nin 3. kez kulüp temsilcilerinden oluşan bir ekiple seçildiği İzmir Gücü Spor Vakfı'na Allah kolaylık versin diyorum...
Neden mi?
İzmir Kulüplerine destek olmak için kurulan Vakıf şu anda borçlu!..
Hani derler ya, "Bu ne perhiz, ne lahana turşusu..."
Güçlü bir yönetimin iş yapacağına inanıyorum. Yeter ki; bugüne kadar işleyen "başarıya gidenlerin ayağından çekme" ve "çarkın dişlerine çomak sokma" operasyonları yine gündeme gelmesin!.. İşletilmesin!..
Süper Ligde bir tek futbol takımımızın olmaması bir yana, oynayacak stadın bulunmaması ayıbını taşıyan İzmir, artık silkinmeli... Gerçekle yüzleşerek, kısır döngünün içinden sıyrılıp, gerçekleri görmeli...
Her toplantıda gündeme getirilen, "Konya'daki stadı gördünüz mü?.. Bursa'daki Timsah Arena bitiyor... Beşiktaş'ın arenası harika oluyor... Trabzon yeni statla yeniden coşacak... Kayseri Stadı, GAP Arena..." cümleleriyle tüylerimin diken diken olmasını, sinir kat sayısının artmasını istemiyorum...
Artık Türk Gençliğine hizmet, devletin asli görevi olan spor yaptırmak için kurulan spor salonlarında, parti kongrelerini, konserleri, sirkleri seyretmek istemiyorum...
Diyeceksiniz ki; İzmir hangi konuda hemfikir oldu da, spor da olsun!
Varsın, ekonomide, siyasette, ticarette bir yere gelemesin... Sporcular el ele vererek, "birlik, beraberlik" olgusunu işleterek onlara da örnek olsun. Yepyeni bir model oluşturarak "Sporcular bunu becerdi. Biz de yapabiliriz" diyebilsin...
Bu o kadar kolay...
Ekonomide, politikada, ticarette bir yere gelenler hep sporu basamak yapmadı mı? Bakın koltuklarda oturanlar kimler?..
Spor ve sporcular kabuğundan bir sıyrılıp el ele, gönül gönüle vererek, yumruğunu masaya vursa...
İzmir'e stat da yapılır, salon da, liman da, marina da... Çiğli'ye 2. hava limanı bile olur...
Arkasspor'u, Pınar Karşıyaka'yı, Bucaspor ve Altınordu futbol alt yapılarını, bir zamanlar "Dünya Yenilmezlik Rekoru" kıran İzmir Büyükşehir Belediyespor Tekerlekli Sandalye Basketbol Takımı'nı, oklarıyla dünya rekorlarını delik deşik eden İzmirli okçuları, rakiplerini yerden yere vuran İzmirli judocuları, tekvandocuları, Avrupa'da destan yazan Konak Belediyespor bayan futbolcularını, Türkiye Şampiyonluğunu "Gol yememe rekoru" kırarak elde eden Bostanlıspor bayan ragbicilerini örnek olarak düşünün...
Bunların hepsi "birlik ve beraberlikle" zafere ulaştılar...
Haydi üzerimizdeki tüm egolardan kurtulup, İzmir sporunu kurtarmak için öncelikle İZVAK etrafından birleşelim... Sonra da halkayı tüm spor kulüplerimizle birleştirip, "İşte İzmir'in gerçek yüzü bu..." diye dünyaya haykıralım...
Bakın o zaman, ne statlar... Ne salonlar yapılacak!..
Denemesi bedava!..
SEN DE DÜŞÜNCELERİNİ PAYLAŞ!