Ticaret Odası seçimlerinde Ömer Dinçer ile karşılaştık. Ayaküstü sohbet ederken birden “Neden biz de yazmıyorsun?” dedi.
Emeklilik sonrası köşeleri de gençlere bıraktığımı söylediğimde “Ama onlara ders verecek öğretmenler şart” derken, teklifini gizlice yineliyordu…
Baktım kurtuluş yok, “tamam” dedim ve verdiğim söz üzerine de o gün bugün Yenigün de amatörce, meslekteki ilk gün heyecanıyla yazmaya devam ediyorum. Saymadım, 15 yıl olmuştur herhalde…
Gazetelerde alışmıştık, sık sık değişimlere… Alt kadro bir yana, üstlerden de değişiklikler olmuyor değildi. Ustalarımız derdi ki; “bizim meslekte kovulmak şereftir” diye….
Ama patronlar için bu söz olanaksız… Patron değişti mi, bil ki ekonomik... Çalıştığım gazetelerde hiç patron değişmemişti ama Yenigün de bir değil iki patron değişikliği yaşadım… Şimdi üçüncüsü.
Yazmaya devam!..
Sayfa sayıları sık sık değişirken, bir mesajla bizim 18 yıldır tabloid olarak çıkardığımız gazetenin boyuna düşeceğini öğrendik. Karşıyaka Haber’den alışkınız bu boy gazeteye... Sabah denemiş, tutmamıştı. Bizim 18 yıl birkaç ay sonra bitecek… Demek ki başardık…
Okuması, taşıması, sayfa düzeni, yazması çok kolay… Sayfalar çabuk doluyor, çabuk okunuyor. İkiye, üçe katla koy cebine. Trende oku, metroda oku, arabada oku, tramvayda oku… Vapur ve İzban ise en ideali. Sabah akşam rötar olmayıp da normal yolcu varsa sıkıntı yok!
Alışır mıyız?
İyi gazete olduğunda neden alışmayalım?
Bir ara 7 ilde çıkardığımız Hürriyet ekleri, ana gazeteden önce okunmaya başlamıştı…
Egeli Sabah da öyle değil miydi?
Hamdi Türkmen’e buradan bir kez daha rahmet diliyorum. Okuduğunuz gazetenin de yaratıcısıydı…
Hamdi ile Yeni Asır’ın itfaiyenin yanındaki binasında tanıştık. İzmir’e üniversite öğrenimi için gelip de gazetede işe başlamıştım. O da çiçeği burnunda belediye muhabiriydi… Hürriyet’ten, kapısını muhabir olarak çıkarken açık bıraktığım Yeni Asır’a 15 yıl sonra dönerken o yazı işleri, ben spor müdürü olarak bir kez daha buluştuk… Yıllar sonra, Egeli Sabah’a da spor köşe yazmam için teklif yapmış, bir kez daha birlikte aynı yayın kuruluşunda omuz omuza çalışmıştık…
Güzel insan; nurlar içinde uyu… Mekânın cennet olsun.
Rahmetli Göztepeliydi ve AŞ’de de başkan olarak adını tarihe yazdırdı. Hamdi yaşasaydı bugünkü duruma böyle sessiz kalmaz, hükmen yenilgi için yeri göğü inletir. Göztepe’nin hakkını sonuna kadar arardı!..
Nerede şimdi böyle yürekli, masaya yumruğunu vurunca kıracak başkanlar?
Aslında büyük bir fırsat! İzmir’in, İzmirli futbol hatta sporseverlerin bir araya gelerek “İzmir Futbolu”nun hakkını araması için tam zamanı.
TFF’nin günahsız iki takımı hükmen yenik sayması hiç de mantıklı, adaletli değil. Sahada şaşırtırcasına “can ciğer kuzu sarması” misali futbol oynayan iki takımın futbolcuların o ana kadar döktükleri alın terinin karşılığı “Hükmen Yenilgi” gibi acı bir fatura olmamalıydı… Tam “Tribünde kan, sahanın içinde fair play” derken, TFF’den gelen ve İzmir futbolunda “Kara leke” olarak yıllar boyu unutulmayacak karar “Yangında ilk kurtarılacak” yazı misali TFF’nin adeta kendisini kurtarması oldu…
Fransız feminist filozof gazeteci, roman, felsefe politik ve sosyal deneme, biyografi ve otobiyografi yazarı Simone de Beauvoir (Simone Lucie-Ernestine-Marie-Bertrand de Beauvoir) sanki bugünlerde olacakları görmüş gibi söylemiş: “Kurtuluşu bir başkasında görmek, yıkılmanın en güvenli yoludur.”
Ne dersiniz?
Sormak gerekmez mi, her iki takımın hükmen yenik sayılmasının gerekçeleri nedir?
Stada fişekleri sokan görevli ambülans şoförü... Verenin, alanın, atanın kulüplerle hiç bir ilgisinin bulunmaması!
Sahaya inerek, köşe bayrağını söken, bilmem kaç metre elini kolunu sallaya sallaya kalecinin dibine kadar gelen ve vuran kulüplerde mi görevli? Yoksa üzerinde forma mı var?
Sahaya girerken kontrol etmeyen, zemine inerken “dur” demeyen, köşedeki bayrak direğini sökerken görmeyen, o kadar mesafeyi kat ederken sadece izleyen kulüpler mi?
Sonuca bakın, Göztepe ile Altay hükmen yenik!..
Suçlu ayağa kalk da, cenaze namazını hep birlikte kılalım!..
XXX
Söylemek kolay da!
Bornova Belediye Başkanı Dr. Mustafa İduğ’un çok değer verdiği ve başkan olduktan önce ve sonrasında “Basketbol takımını en üst ligde oynatacağım” dediğini biliyor musunuz?
En üstten bir alt ligde başarılı olamadığı için kapatma kararı almışken, Karşıyaka Spor Kulübü’nün önerisiyle güçleri birleştirerek, Bornova Belediye Karşıyaka ismiyle yeniden denemenin ikinci yılında da değişen bir şey olmadı.
Takım bugün puan sıralamasında nerede biliyor musunuz?
Düşme hattında!
XXX
Yakışmıyor!
Amatör futbol liglerini de izliyor ve ceza raporlarını inceliyorum. Çoğu zaman futbolcu yetiştirmek için düzenlenen alt liglerde antrenörlerin hakaret, saldırgan davranış, küfür, üzerine yürüme gibi suçlardan oyundan atılıp ceza aldığını öğreniyorum…
Şimdi kendilerini eğitimci olarak kabul eden ve attıklarında mangalda kül bırakmayan bu arkadaşlara soruyorum. Siz futbolcu yetiştirirken, böyle mi örnek oluyorsunuz?
XXX
Tebrikler
Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nde (KKTC) yaptığı başarılı çalışmalar ve özellikle de bocce sporunda Avrupa'da ses getiren faaliyetleriyle dikkatleri üzerine çeken KKTC HİS (Herkes İçin Spor) Federasyonu başkanı Hasan Senin, yapılan seçimli genel kurulunda katılan tüm aktif kulüp delegelerinin oylarıyla bir kez daha başkanlığa seçildi.
Adama “Örnek başkan” boşuna demezler…
SEN DE DÜŞÜNCELERİNİ PAYLAŞ!