Bir yılı daha geride bırakarak, yepyeni umutlar ve hayallerle koskoca olarak nitelendirilen ancak “ne kadar çabuk geçti” diyebileceğimiz bir yıla daha ayak basacağımız günlere geldik…
Çocukluğumuzdan bu yana söylenen aynı kelime değil midir?
“Yeni Yıl, Yeni umutlar…”
Ne yazık ki; yeni yıla giriyoruz ama “umutlu muyuz, değil miyiz?” Bunu bilemiyoruz… İşte bu tartışılır…
Dünyamızdaki kürsel değişimler, dost bildiklerimizin arkamızdan hançerlemeleri, terör, savaş tehditleri, AB gerçeği, bir yanda ABD, diğer tarafta Rusya…
Güçlü müyüz? Evet!..
Korkuyor muyuz? Hayır!..
Çünkü biz “Mustafa Kemal’in Askerleriyiz…”
Yeni yılı kucaklayacağız.
Belki de siz bu satırları okurken yeni yılın ilk günleri içinde de olacağız…
Vatanın bütününde aynı duyguları taşıyan halkımıza bu yılın mutluluk ve sağlık getirmesi en büyük dileğimiz. Tabii ki en büyük temennimiz ve arzumuz terör belasından tez zamanda kurtulmak ve huzur içinde, kardeşçe yaşamak…
Kentimiz, yaşadığımız şehir Karşıyaka için yepyeni bir yıl daha başlıyor… Her ne kadar “Kentsel dönüşüm” adı altındaki yerinde ev yenilemelerin sokakları yaşanamaz hale getirse de, bu kent bizim kentimiz. Bunlara da katlanmak zorundayız.
Belediyenin yaptığı yolları, kaldırımları tanınmaz hale getiren yıkım araç ve gereçleri… Yıkarken mahalleyi toz duman altında bırakan ekipmanlar… Her aşamasında hiçbir tedbir almayan ve “ölüm tehlikesi” yaratanlara göz yuman denetim şirketleri ve yetkili merciler… İnşallah yeni yıl da “illa ki ölüm mü olsun? Bunu mu bekliyoruz” demeden gerekli önlemleri alırlar veya aldırırlar…
En azından olan yetkilerini kullansınlar…
Yıkım yaparken yolu kapatmak tamam da… Yol ortasına döktürdüğü demirleri bükerken “sokak kapalı başka yerden geç” demek bırakın kanunlarımız, yönetmenlikleri… İnsanlığa sığar mı?
“Ben yaptım oldu…”
Bu yüzyılda, bu teknolojiyle “gecekondu misali” “apartman yenileme” işi yapanlara bırakın ağzı ile başka yerleri ile gülerler…
Artık modern çağda, modern inşaatlarımızı da daha ciddi şartlar da yapalım… Çevre, gürültü kirliliği, tehlike yaratmadan, çalışanlarımıza da ölüm korkusu sardırmadan işimize “dört dörtlük” sarılalım…
Ekmek paramızı kazanırken, alın terimizin hakkını alalım…
Beton döken kamyonların kardıkları harçların temizliğini yol ortasında değil de, belediyelerin gösterdiği yerlerde yapalım… Yollarda giderken de harçlarla iz bırakmayalım… O dökülen sulu çimento kalıntıları ve dökülen yıkıntı parçalarının diğer araçlar için ne kadar tehlikeli olduğunu da unutmayalım…
Yeni yıla giriyoruz…
2017’nin tüm insanlığımıza mutluluk ve barış getirmesini diliyorum…
SEN DE DÜŞÜNCELERİNİ PAYLAŞ!