Ulu önderimiz, Gazi Mustafa Kemal Atatürk ne kadar güzel ve doğru söylemiş değil mi?
“Kadınlar içtimai hayatta erkeklerle birlikte yürüyerek birbirinin yardımcısı ve destekçisi olacaklardır."
Bu sözü temel alan şirketler, firmalar zaman içinde kadınlarımızı erkeklerle birlikte eşit haklarla çalıştırmaya başladı. Kadın erkek mesai arkadaşı oldu. Kol kola, omuz omuza iş yerinde mücadele etti. Kadınlar bazen de, erkeklerin şefi, müdürü, patronu durumuna geldi.
Spor Toto Süper Lig 2022-2023 Sezonu fikstür çekimini televizyondan izlerken, TFF Hasan Doğan Milli Takımlar Kamp ve Eğitim Tesisleri’ndeki Türk Futbolu için önemli günde; sahnede önce kadın sunucu ardından kura çekmeye davet edilen ünlü kadın sanatçı Göksel ve bazı kulüplerimizin kadın yöneticilerini ve TFF Yönetim Kurulunda kadın yöneticimizi görünce başkanların cesaretine hayran kaldım. O an yine Atamızın "Daha emin ve daha doğru olarak yürüyeceğimiz bir yol vardır: Büyük Türk kadınını çalışmamıza ortak kılmaktır” sözü dimağımda tekrarlandı…
Spor Toto Süper Lig 2022-2023 Sezonu fikstür çekim törenine TFF Başkanı Mehmet Büyükekşi, TFF Başkan Vekilleri İbrahim Burkay, Murat Aksu, Yusuf Günay, Yalçın Orhan, Yönetim ve İcra Kurulu Üyeleri Müslüm Özmen ve Ali Düşmez, Yönetim Kurulu Üyeleri Erman Kalkandelen, Hamit Altıntop, İdil Karademirlidağ Suher, Ramazan Üçdan, Talat Papatya, Cengiz Erdem, Genel Sekreter Kadir Kardaş, A Milli Takım Teknik Direktörü Stefan Kuntz, Süper Lig kulüp başkanları ile temsilcileri, teknik direktörler, kaptanlar ve davetliler katıldı.
Bu sezon 19 takım ile oynanacak Spor Toto Süper Lig, 5 Ağustos'ta start alacak ilk hafta maçlarıyla başlayacak ve 28 Mayıs 2023 tarihinde son bulacak. 21 Kasım-18 Aralık tarihleri arasında Katar'da düzenlenecek FIFA Dünya Kupası nedeniyle lige 13 Kasım'da ara verilecek. Dünya Kupası finallerinin tamamlanmasının ardından maçlar kaldığı yerden, 23-24-25 Aralık tarihlerinde oynanacak ve bu ara dışında, lige başka bir ara verilmeyecek. Yapılan planlama doğrultusunda ligin ilk yarısı 14 hafta oynanacak ve ikinci yarı 15. hafta maçlarıyla başlayacak. Yaşanan maç programı yoğunluğu nedeniyle bu sezon ligde 16, 17 ve 22. hafta karşılaşmalar da mücadeleler hafta içinde…
Hayırlısı olsun… Tüm takımlarımıza başarılar dilerken; “Ah İzmir yine Süper Lig siz kaldın” demeden de geçemeyeceğim… İzmirli takımına sahip çıkmazsa, çıkanları karalarsa, kenetlenmez, destek ve sponsor olmazsa olacağı budur!
Siz yengeçlerin sepet hikâyesini bilir misiniz?
Adamın biri deniz kenarında kumsalda yürürken ağzı açık bir sepet görmüş. Bakmış sepetteki yengeçler dışarıya çıkmaya çalışıyor. Az ileride denize oltasını atıp balık tutmaya çalışan adama seslenmiş: “Bu sepet sizin mi? İçindeki yengeçler dışarı çıkacak!..”
Adam oralı bile değil… Ama cevap vermiş: “Boş ver, birisi bile dışarıya çıkamaz. Yükselmeye çalışanı, hamle yapanın ayağından çekip aşağıya alırlar…”
Neyse…
Kura çekimi sırasında Yukatel Kayserispor’a sıra gelince tanıdık bir isim sahneye çıktı.
Tanışıklığımız eskilere dayanan bu güzide spor insanıyla, Türkiye Milli Olimpiyat Komitesi Fair Play Komisyonu yönetiminde uzun bir süre birlikte çalıştık. Komisyonda en son asbaşkanlık görevi yapan, Dünya Fair Play Kariyer Dalı Kutlama Mektubu Ödülü alan, İstanbul Üniversitesi Spor Bilimleri Fakültesi’nde ders veren, dekan danışmanı ÜNSPED Spor ve Kültür Kulübü Koordinatörü olan Semra Demirer’di…
Kayserispor Yönetiminde Ar-Ge ve Projeler Sorumlusu olan Semra Demirer’in Türk Sporuna inanılmaz hizmetlerinin olduğunu ifade etmeliyim.
Türkiye Basketbol Federasyonu Eğitim Kurullarında da görev yapan, TMOK üyesi Demirer, Kadın spor yöneticisi olarak ÜNSPED Spor ve Kültür Kulübü’ndeki başarısının yanı sıra Türk Sporuna hediye ettiği sporcuları ile ne kadar övünse azdır.
Modern ve Çağdaş Türk Kadını rol modelliğini üstlendiğini özellikle söyleyeceğim Semra Demirer, Atatürk’e, diline, dinine, vatanına sıkı sıkı bağlılığını, ülkesindeki çocuklara doğru yolu göstermeyi kendisine ilke edindiğini en iyi bilenlerdenim. Türkiye Milli Olimpiyat Komitesi Fair Play Kervanı ile gittiğimiz Üniversitelerin spor bilimleri panellerinde, yolculukta, sohbetlerde, ziyaretlerde bunu sıkça yaşadık!
İstanbul’da yaşamını mütevazı bir şekilde sürdüren, spor ve sporcu aşığı Semra Demirer’in Yukatel Kayserispor’da 2. Döneminde de başarıyla Türk Futboluna ve bu güzide ilin kulübüne hizmet etmesi de takdir edilmeli, kutlanmalıdır. Ülkemiz böylesine spora sevdalı, yüreği güçlü, yere sağlam basan ve önünü gören cesur kadınlarımıza ihtiyacı var!
Ne mutlu ki; dostluğumuz devam ediyor…
İstanbul’daki Semra’dan geçelim, İzmir’deki Semra’ya…
Türk Atletizminde zor kırılan rekorları ile tarihe geçen Semra Aksu’yu atletizme başladığı 1979-80 yıllarında tanıdım. Adı yeni duyulmaya başlayan, Çiğlili atletti. İki kardeşi Himmet ve Ali ile birlikte atletizm yapıyordu.
Hürriyet’teki günlük haber toplantısında “Semra Aksu’dan haber yapmayı” önerdiğimde Ertuğrul Kale “Evet sen git. Haber değil röportaj yap. Güzel olur” dedi.
Rahmetli Gazanfer Karpat ile birlikte Çiğli’nin yolunu tuttuk…
Çiğli dediğiniz bu günkü gibi değil, Karşıyaka’nın Menemen’e bakan mahallelerinden birisi… Şimdi geniş, gidiş geliş yol olan cadde toz toprak içinde üç katlı ev görmek bile imkânsız. Verilen adreste Semra bizi bekliyordu. Ninesinin evi olduğunu söyledi. Büyük bir ahşap kapıdan içeriye girdiğimizde karşımızda tarla köşesinde bir ev vardı… Semra’ya “burada fotoğraf çekelim mi?” dediğimde “Tamam” diye cevap verdi…
Nur içinde yatsın fotoğraf ustası Gazanfer ağabey, deklanşöre öyle bir basıyordu ki… Fotoğrafı görsen haber yazmaman için zırcahil olman lazım…
Fotoğraflar bitince Semra’ya teşekkür ettik. Başlığı da mırıldandım: “Domates tarlasından çıkan şampiyon!..”
Haber, Hürriyet’in İstanbul dâhil tüm baskılarında 1. Sayfadan anonslu, sporda manşet kullanıldı…
O günkü röportajın yarattığı sohbet sonrası Semra Aksu ile yıllara dayanan bir dostluğumuz oldu ve o bana hep “Arkadaşım” diye seslendi…
Gerçekten arkadaşlığı, dostluğu, kardeşliği takdire değer…
Atletizmde Edip Akarsu ile zirveye çıktı…
Gereği var mı, aldığı şampiyonlukların sayısını tekrarlamaya…
Bilmeyenler için şöyle bir not düşeyim:
1962 doğumlu Semra Aksu 1977 yılında başladığı atletizmde Karşıyaka ve Fenerbahçe formalarını giydi. 100, 200, 400 metre, 100 ve 400 metre engellide Balkanlarda, Akdeniz Oyunları'nda ikinci oldu. Gençler ve büyüklerde toplam 15 Türkiye rekoru kırdı. 1984 Los Angeles ve 1988 Seul Olimpiyatları'nda 4 farklı kategoride koştu. 1984 Los Angeles açılış töreninde Ay Yıldızlı bayrağımızı taşıdı. Lakabı da; “Rüzgarın Kızı…”
Semra, 1992'de atletizmi bıraktığını açıklamasına karşın 1995 yılında Fenerbahçe forması ile yeniden pistlere döndü ve o yıl Fenerbahçe’nin Türkiye şampiyonu olmasına katkı sağladı.
Semra Aksu’nun faal sporculuğu bıraktıktan sonra, 2000 yılında kısa bir süre Türkiye Atletizm Federasyonu başkanlığı görevini yürüttü. Türkiye Atletizm Federasyonunda başkanlık yapan ilk ve tek kadın başkan olarak da yine “Türk Sporu Tarihi”nde yerini bir kez daha aldı.
2014 Türkiye yerel seçimleri öncesi siyasete girerek, CHP’den Çiğli Belediye Başkanlığı için aday adayı oldu. 2014-2019 yıllarında Çiğli ve İzmir Büyükşehir Belediyesi Meclisi üyesi ve İzmir Büyükşehir Belediyesi Eğitim, Kültür, Gençlik ve Spor Komisyonu Başkanı olarak görev yaptı. Ahmet Piriştina ve Aziz Kocaoğlu'nun İzmir Büyükşehir Belediye Başkanlıkları döneminde İzmir Büyükşehir Belediyesi Kültürel ve Sosyal Hizmetler Daire Başkanlığı görevini üstlendi.
Çiğli’de ismi önce caddeye, sonra da spor salonuna verildi…
İzmir siyaseti ve sporunda “Kadının adı var” dendiğinde ilk akla gelen isimlerden birisi efsane atlet Semra Aksu’nun adına Mavişehir’de yapılan Semra Aksu Atletizm Parkı inanıyorum ki, yepyeni atletlerin yetişmesine vesile olacaktır. Açılış günü torunum Can, hem onunla, hem de CHP Grup Başkan Vekili hemşerim Özgür Özel ile kürsüde tanıştı. İlk kez yarışıp kazandığı 4.’lük madalyasını bu iki ünlü isimden alarak gelecek için büyük moral buldu.
Semra Aksu’nun ne kadar güçlü bir kadın olduğunu ve örnek sporcu olarak da rol modelliği üstlendiğini en iyi bilenlerdenim…
Türk Atletizmin efsanesi, 272 kez milli formayı giyen Semra Aksu’nun 23 yaş altı 200 metre rekoru tam 36 yıl sonra kırıldı… İşte o zaman Michael Schumacher’in “Rekorlar kırılmak için” sözüne şu eklemeyi yaptılar: “Kalpler de kırılmamak için var…”
Türk Sporuna attığı her adımda ses getiren, renk katan ve tuttuğunu koparan tanıdığım bu Semra’lar (Demirer ve Aksu) asla kalp kırmazlar…
SEN DE DÜŞÜNCELERİNİ PAYLAŞ!