Ülkemize, “Ay-Yıldızlı forma”mıza çeşitli spor branşlarında yıldız sporcular kazandıran İzmir, alt yapılarda adeta fabrika misali sporcu yetiştirmeye devam ediyor. Gerek Türk toplumunun göz bebeği futbol olsun, gerekse TV’lerde hayranlıkla izlediğimiz sporlarda küçük yaşlarda mücadele eden çocuklarımızın başarıları parmak ısırtıyor. A Takım ve büyükler kategorilerine geldiğinde adeta frene basılmış gibi, başarılar ve yıldız adayı sporcular yok olup gidiyor…
Bunun nedenlerini bilimsel olarak araştıran akademisyenler ve spor bilimcileri hep aynı noktada birleşiyorlar: “Eğitim sistemi, yönetici eksikliği…”
Yönetici derken, sadece takımı veya kulübü yönetenler değil. Bu kategori içine antrenörler, yetiştiriciler, kulüp menajerleri, müdürler, teknik direktörler, hakemler de giriyor. Özellikle de, amatör olarak yöneticilik yapanlar elbette büyük fedakârlıklarda bulunuyor. İşinden, gücünden olduğu bir yana cebinden hatırı sayılır para da harcıyor. En küçük amatör spor (sadece futbol branşı olan) kulübünde bile başkan ve yöneticilerin hizmetleri ayakta alkışlanmalı. Spora hizmet eden kesimden sadece yöneticiler para verirken, diğerlerinin hepsi para kazanıyor. Durum böyleyken de suçlu her zaman için başkan veya yönetim kurulları oluyor.
Diyeceksiniz ki; “Bu ne perhiz, ne lahana turşusu…”
Ama gerçek bu!..
Şimdi size son günlerde yaşanan 2 örnek vereceğim. Birisi milli anttrenör, diğeri gelecekte şampiyon olacağına kesin gözüyle bakılan bir yıldız sporcu.
Önce Berke Çiçekdağ’dan söz edeyim. Karşıyaka Belediyespor’da yıldız judocu. Son yarıştığı İzmir Okullar Judo Birinciliğinde +100 kiloda tüm rakiplerini iponlayan (tuş) ve finale gelen Berke, finalde kendisinden 2 yaş büyük rakibiyle mücadele etti. Rakibini güzel bir oyunla yere düşürüp puan alması gerekirken, tüm itirazlara karşın hakem puanı vermedi. Bir an “kazandım” düşüncesiyle tecrübesizliğinin kurbanı olan Berke, rakibinin dönmesiyle maçı kaybetti. Oysaki kazanması gerekirdi. Ama hakem “rakibin bir hafta önce Türkiye Şampiyonu olduğunu ve milli takıma gideceğini bildiği” için Berke’ye vermediği puanı rakibe adeta hediye etti, kazanmasını sağladı… Tribünlerden tüm seyircilerin alkışlarını “kazanan” değil de “kaybeden” aldı, 2. Berke, bir anda “Gönüllerin şampiyonu” oldu.
xxx
Bir başka olay da da, İzmir Büyükşehir Belediyespor Kulübü Artistik Buz Pateni Antrenörü Gamze Güner, ilgili federasyon tarafından Almanya’nın Oberstdorf şehrinde yapılan Artistik Buz Pateni Milli Takım hazırlık kampına federasyonun resmi yazısıyla davet edildi. Çalıştığı belediye şirketine aynı yazı federasyondan geldi. İzinler alındı ve gitti.
Döndüğünde kendisine şirketten gelen yazıyla dondu kaldı. Bu yazıda kampa gittiğinden çalışmadığı günlerin parası ivedilikle geri ödemesi istendi. Ayrıca işe gelmediği için “idari para cezası” verileceği de belirtildi.
Şimdi size soruyorum. Her iki olayda suçlu kim?..
SEN DE DÜŞÜNCELERİNİ PAYLAŞ!