Rahmetli Gode Cengiz (Kocatoros) ile rahmetli Köfteci Erol (Akkınay) Yalıdaki yıkılan kulüp binasının zemininde köfte tezgahı kurmuş, öğle servisleriyle futbol takımına katkı yapmaya çalışıyorlardı… Akşamları da onların sohbet toplantıları yine kırık masaların üzerine serilen gazetenin üzerindeki mezeleri ve en lüksü de çay bardağından olan kadehleriydi… İnanın sohbete doyamaz, saatin nasıl geçtiğini anlayamazdınız…
Yine o yıllardan unutamadığım bir anımı aktarayım…
Kulübün alt katında, on on beş kişiyle yapılan genel kurulların birinde, efsanevi başkan Gazcı Erol (Özışıkcılar) yönetime yazacak adam arıyordu…
Hiç unutmuyorum, bir köşeye çekilerek yanına çağırdı ve “aklıma isim gelmiyor. Şu listeyi bizim ekiple tamamla” dedi… Kimsenin duymayacağı şekilde, isimleri sayarken, “tamam onu yaz… Bunu boş ver… Yedekleri de sırala…” diyerek yönetim kurulunu tamamlattı…
Belki para yoktu, yönetici bulunmuyordu. Malzemeler bugünkü kadar lüks değildi. Sponsor desteğinden mahrum kalmış, her şey Gazcı Erol’un cebine bakıyordu. Toplar az, antrenman malzemeleri kısıtlı ama çamaşırcı kadının elinde her gün yenileniyor, ter temiz oluyordu…
Yoklarla mücadele sürerken taraftar her zamanki gibi azimli, coşkuluydu…
Bu kadar yokluk arasında futbolcular yüreklerini ortaya koyuyor, forma aşkıyla oynuyor, ne para verilirse teşekkür ediyordu…
Yönetim de sadece başkan Gazcı Erol’un vereceği parayla bütçe yapmaya çalışıyordu…
Yok, yok, yok!..
Ama ne vardı biliyor musunuz?
Karşıyaka’nın Stadı…
Tüm asık suratlar, moralsiz vücutlar, bomboş cepler Karşıyaka Stadı’na çıkınca her şeyi unutuyor ve “İşte bizim yaşam kaynağımız” diyerek sahaya çıkıyor, aslanlar gibi futbol oynuyorlardı… Taraftar tribünlerdeki yerini alıyor, tel örgülerin dört bir yanında yer bulamayanlar duvara tırmanıp, oradan maçı izliyordu…
Kendi topraklarındaki stadın zemininde Karşıyaka seyircisinin oynatamayacağı futbolcu asla olamazdı!.. Seyirci “Kaf Sin Kaf” çekiyor, futbolcu coşuyordu…
Bugün, günümüz futbolunda olması gerekenlerin hepsi var ama, ne yazık ki; “olmazsa olmaz” Karşıyaka Stadı yok!..
Yapmadılar, yaptırmadılar, yapmıyorlar…
Gode Cengiz, Erol Baş, Gazcı Erol, Pertev Molay ve diğer efsanelerin kemiklerini sızlattılar… Sızlatmaya da devam ediyorlar…
Ama taraftar bekliyor… Çıkmayan candan umut kesilmez misali…
Soruyorlar, “Stat Yalı’ya yapılmalı mı, yapılmamalı mı?”
Cevabından önce siz söyleyin bakayım: Şu anda dümdüz alan olan yerin üzerine ne vardı?
Eskiden ne varsa onu yapın!..
Yıkan sizsiniz, yapan da siz olun!..
Şimdi çok sık, hatta futbolla ilgili herkesin sorduğu sorunun cevabını vereyim:
Karşıyaka’ya stat bir tane değil, iki, hatta üçüncüsü de yapılmalı…
Sen Tire’ye, Bornova’ya Stadı yapıyorsan, Karşıyaka’ya da yapmalısın, yapacaksın!..
Şimdi gelelim, İzmir’de yapımı devam eden Alsancak ve Göztepe Gürsel Aksel Statlarına…
İzmir futbolunun tarihi olan, kömür zemininde 90 dakika oynama mutluluğunu da yaşadığım Alsancak Stadı 2014-2015 sezonu başında depreme dayanıksız olması nedeniyle kapatıldı. Ardından yıkılan stat aynı yerde tamamlanmak üzere… Seyirci kapasitesi 14 bin kişi olacak şekilde planlanan stat bitti bitecek…
Göztepe’nin stadı daha da ilginç…
Stadyumun yanı sıra bir yaşam ünitesine dönüştürülüyor…
Gürsel Aksel Spor ve Sağlıklı Yaşam Merkezi, 24 saat yaşayan bir yapı olarak projelendirildi. Stadın içinde müze, eğlence merkezi, spor merkezi, alış veriş, yeme içme ve çocuk merkezi gibi alanlar bulunuyor. Şehrin silüetini bozmayacak şekilde projelendirilen stadın üzerindeki çatıda insanlar koşu ve yürüyüş yapabilecek.
Peki Karşıyaka Stadı?
Zemininde fareler çift kale maç yapıyor…
Daha önce Ocak 2014 ve Haziran 2017’de yapılan iki ihalesi de açılan davalarla iptal edilen stadın son durumu nedir?
En son bilgiyi stadın her aşamasını adım adım takip eden Karşıyaka Spor Kulübü’nün eski başkanlarından, İZVAK (İzmir Spor Kulüpleri Vakfı) Başkanı Ali Erten’in son açıklamasıyla öğrendik.
Bakın Erten ne diyor:
“Karşıyaka Stadı, ilk başlayan inşaat olmasına rağmen davalar, itirazlar, iki kere ihale iptali derken bunlara bağlı kaybedilen süreler nedeniyle bütün iyi niyetli çabalara rağmen maalesef en sona kalmış durumda. Şu ana kadar çoktan bitmesi gereken bir iş yıllardır anlamsız engellemeler nedeni ile bekliyor. Son 6 ay içerisinde çok ciddi mesafeler alındı. Öncelikle İmar Barışından faydalanılarak önceden tamamlanan temel ve su basman kısımları tescil edildi. Bunun için gereken bedelleri Spor Bakanlığı karşıladı. Mahkeme, davacıların yürütmeyi durdurma kararı verilmesi talebini reddetti. İnşaat ruhsatı için engel teşkil eden otopark alanı ihtiyacı bitişiğinde yer alan Orman İşletmesi kapsamındaki otopark alanlarının maç günlerinde stada tahsis edilmesi ile aşıldı. Otoparklı mimari proje yeniden çizildi. İhale için TOKİ, Spor Bakanlığı tarafından yetkilendirildi. Kulüple koordinasyon halinde yürütülen bu çalışmalarda Spor Bakanlığı ve siyasi temsilcilerimizin büyük destekleri oldu. Son olarak da Karşıyaka Belediyesi, bugüne kadar olan bütün çekincelerini kaldıran Belediye Encümen kararını alarak geçtiğimiz günlerde Spor Bakanlığı’na gönderdi. Şu anda dosya inşaat ruhsatı için Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’nda. Ruhsat işleminden sonra işin üçüncü kere ihalesinin yapılması gerekecek. Ancak daha önceki iki ihalenin gecikmeler nedeni ile iptal edilmiş olmasından dolayı bütün prosedürler eksiksiz olarak tamamlanmadan, TOKİ haklı olarak yeni ihaleyi yapmak istemiyor. Süreç devam ediyor.”
Sonuç?
Beklemek…
Ben onu bunu bilmem… Karşıyaka Stadı’nı istiyorum…
Bakanlık, TOKİ, Büyükşehir Belediyesi, İlçe Belediyesi kim yaparsa yapsın, benim stadımı yapsın!..
Bu ayıbı da ortadan kaldırsın!..
SEN DE DÜŞÜNCELERİNİ PAYLAŞ!