İş bilmez, spordan bir haber ve "gününü gün etmeye" özen gösterenlerin çoğunlukta olduğu sporumuzda, bir de kalkıp "Neden olimpiyatlarda başarılı olamıyoruz. Madalya alamıyoruz?" diye hayıflanıyoruz...
Ödül yönetmenliğinin bol sıfırlı teşvikleriyle mantar gibi biten "devşirme sporcular" ve dopingle balon gibi şişip, rekorlara ulaşan sporcular...
Ne derler biliyor musunuz?
Balonun havası toplu iğnenin değmesine kadar!..
Sizin de, İzmir'de yaptığınız spor yöneticiliğiniz aynen böyle!..
Devletin ve spor bakanlığının, ona bağlı spor genel müdürlüğünün asli işi devletin spor tesislerinde Türk Gencine, gençliğine, sporcusuna, takımına spor yaptırmak değil midir?
Öyleyse, milli sporcuların suratlarına kapatılan sahalar ve zamansız tadilata alınan salonların hesabını kim verecek veya bunu kim, kimler soracak, sorgulayacak?
Sezon ortasında, maçların deyim yerindeyse, "tam civcivli zamanında" üstelik de il ve federasyon temsilcilerinin "salon... salon" diye inlediği, birbiriyle yer kavgası yaptığı dönemde böyle bir karar?..
Güler misin, ağlar mısın?
Üstelik de yağan yağmur altında "çatısı, boyası, penceresi tadilata" çıkarılan 4 spor salonu...
Salonlar tadilata çıkınca ne yapacaksın? Tek çare, "aylar öncesi yapılan programlı maçlar" sıkış tepiş antrenman sahalarında, sağlıksız koşullarda oynatılmaya çalışılacak...
Sezon ortasında 4 salonu birden tadilata alan veya aldıran "spor müdürü"ne sormak isteriz "Amaç nedir?" diye!..
Sonra da birileri çıkıp, bize "İzmir'in süper ligde neden takımı yok? Spor neden bu durumda?" diyorlar...
Sorunun cevabı belli değil mi?
Şükretsinler ki; İzmir'de kulüp yöneticileri ve sporcu gençler sabır taşı... Onların sayesinde spor, spor gibi yapılmaya çalışılıyor...
İşte bu gençler, "biz sadece spor yapmak istiyoruz" diyerek, ilkel şartlarda lig maçı oynamaya çalışmaktadır.
Ancak... Bugün de beklenen, üstelik de korkulan meydana gelmiştir!..
"Ya bir olay olursa..." dediğimizde gülüp geçen yetkililer, bugünkü olayın hesabını nasıl verecektir?
Dua etsinler ki; pırıl pırıl gencimize bir şey olmasın!..
Salonların tadilata alınması sebebiyle, Pınar Karşıyaka-Socar Petkimspor Genç Erkekler Üst Lig 2. Tur karşılaşması Halkapınar Spor Salonu'nun antrenman salonundan bozma, genelde spor okullarına kiralanan antrenman salonunda oynanırken, Pınar Karşıyaka'nın milli takıma aday oyuncularından Aykut Ulutugay başını hemen potanın arkasındaki duvara çarpmış, ölüm tehlikesi geçirmiştir...
Maç sırasında hızını alamayan ve duvara çarparak bayılan oyuncu ambulansla Bozyaka Atatürk Araştırma Hastanesi'ne kaldırılarak tedavi altına alındı.
Beyin sarsıntısı teşhisiyle müşaade altında tutulan oyuncu için Gençlik Hizmetleri ve Spor İl Müdürlüğü yetkililerine soruyoruz: "Bunun suçlusu kim?"
SEN DE DÜŞÜNCELERİNİ PAYLAŞ!