Karşıyaka Spor Kulübü’nün durumuna üzülmüyor değiliz.
Her zaman “dünya sporunda büyük marka” olarak iddia ettiğim Karşıyaka Spor Kulübü’nün şu an içinde bulunduğu durum sizi ne kadar ilgilendiriyor bilemem ama bizi gerçekten düşündürüyor.
Öncelikle şunu ifade etmeliyim ki; neredeyse 42 yıldır Karşıyaka’da ikamet ediyorum. Belki ben doğuştan değil ama; iki oğlan ve iki torun nufus kağıdına göre de, doğuştan Kaf Sin Kaf’lı…
Buranın havası ve suyu ile besleniyor ve yaşamımı sürdürüyoruz.
Bir amatör spor kulübünün 13 yıldır başkanlığını yapıyorum.
14 yıldır ilçenin tek basılı gazetesini çıkarıyorum.
Yaklaşık bir o kadar yıldır ilçenin en büyük web haber sitesini yayınlıyorum.
Sizin anlayacağınız “Karşıyaka ile yaşıyorum.”
Bu durumda her kim olursa olsun, tarafsız bile davranmaya çalışsa; konu “yaşadığı kent” olursa ne yapabilir?
Tarafsız mı kalır? Asla!..
Peki bu durumda olsaydınız ne yaparsınız?
Bir de bardağın diğer tarafı var…
50 yıldır sporun içinde olan ve her zaman mütevazı de davranmış olsak bile, sporu biraz bilen biri olarak ne “peşin hükümlü” olduk, ne de “bahanelere sığınmak” gibi kelimelerin arkasına gizlendik. Penaltıyı direğe nişanlayan futbolcunun “çok şansızım” demesini kabul etmeyip, onu beceriksiz olarak ilan ettik…
Unutmayın doğru tektir…
Bizim için de öyle oldu… Büyük usta Sedat Simavi ne derdi bilir misiniz?
“Kalemini kır ama sakın satma…”
Biz de her taraf kırık kalemle dolu… Tabiki; anlayana…
Şimdi gelelim asıl konuya…
Teknik Direktörü Ufuk İskender’in çeşitli medya köşelerinde, elbette bizim www.karsiyakahaber.com da da okuduğum Karşıyaka futbol takımıyla ilgili açıklamasına…
Bugün için asla unutmamamız gereken konu: Karşıyaka Spor Kulübü’nün şu an ekonomik yapısı ve sportif başarısı hiç de iç açıcı değil… Ne zaman düzelir, onu da bilen yok… Mevcut yönetim Don Kişot gibi savaşıyor… Sezon içinde alınacak sonuçlara göre mi hareket ederler, yoksa savaşa devam mı derler… Bunun garantisi zannedersem yönetim dahil kimse veremiyor!
Dönelim yine Ufuk İskender’e…
Bakın ne demiş: "1. Grup'ta olsaydık, açık ara şampiyon oluruz diyebilirdim. Ancak biz zorlu bir gruptayız. 12 takımın şampiyonluk iddiası var. Van'da alacağımız bir galibiyet rotamızı belirler. Ben takımıma çok güveniyorum, yeter ki disiplini bozmayalım.”
Öncelikle bu söz ona ait mi?
Demecinden alıntı mıdır, yoksa söylediklerinin bir bölümü mü?
Hangi amaçla söylenmiştir…
Bunların cevabını bekleye duralım…
Sevgili İskender, sana bu sözleri hiç ama hiç yakıştıramadım…
Ne demek: “Diğer grupta olsaydık, açık ara şampiyon olurduk…”
Anlaşılan bu grupta şampiyonluk zor… Bunu mu anlatmaya çalışıyorsun? Yoksa “bakın daha maçlar başlamadan ben size söyledim” diyerek bu mazeretin arkasına mı sığınacaksın?
Sonra diğer grubun takımlarını nasıl küçümsersin? Bu senin gibi bir futbol teknik direktörüne yakışıyor mu?
Neymiş efendim, Karşıyaka’nın yer aldığı grupta 12 takım şampiyonluğa oynayacakmış… Kardeşim, diğer gruptaki takımlar ligden düşmemeye mi oynayacak ki sen “Açık ara şampiyonluk” ilan ediyorsun?..
Unutma; sezona hemen hemen her takım şampiyon olmak için başlar… Ama şampiyonluğa soyunan takım bile ligden de düşer!..
Bak bakalım çalıştırdığın takıma…
Çok yıllar önce değil daha bir veya birkaç sezon önce şampiyonluk için yola çıktı. Çuvalla para harcadı… Borçları halen ödenemiyor… Sonra ne oldu biliyorsun değil mi? Kendini bir alt kümede buldu!..
Atalarımız ne derler biliyor musun? “Büyük lokma ye… Büyük laf söyleme…”
Sen bak, takımına… Futbolcularını motive et… Disiplini elden bırakma, bıraktırma…
Senin en büyük gücün olan 12. Adamın taraftarına güven, yönetimle diyaloğlarını iyi tut…
Bırak diğer grubu, diğer takımları…
Çık sahaya al 3 puanı… Yürü doğru yolunda…
Sen sen ol, mazeret üretme!..
Ne olursun, adına, Karşıyaka’ya ve bir de KSK'ye yakışanı yap!..
Bir laf söylerken, bin kere düşün…
SEN DE DÜŞÜNCELERİNİ PAYLAŞ!