Sporun; güzellikleriyle çirkinlikleri… Albenisi ile cazibesi… Öfkesi ve sevinci…
Sahadaki mücadele gücü, enerjisi, heyecanı, kazanma azmi, sevinci, kaybetme üzüntüsü…
Tribünlerdeki kardeşlik, dostluk, arkadaşlık…
Ve en önemlisi de fair play olgusundan ayrılmadan el ele, gönül gönüle olabilmek…
Ama her şeyden önce de dürüstlüğü…
Spor, “spor için” yapıldığı sürece yaşadığımız yeryüzünde en güzel araç… Hele sağlığımıza katkısı!..
Kulüpler Birliği, 5 yıldan bu yana uygulanan “Taraftar Yasağı”nı İstanbul’da kaldırttı… Valiliğin kararı inşallah tüm il ve ilçelerimizdeki maçlara emsal olur… İl Spor Güvenlik Kurulları İstanbul’da “derbide deplasman taraftarına yasak” maddesini gündeminden çıkarır, bir daha da gündemine hiç almaz…
Elbette bunun koruyucusu taraftar olmalı… Artık taraftarlar statlara “döner satırı”yla değil de “bir demet çiçek” ile gelir… Bunu gören aileler de stadyumlara tersine göçe başlar ve gönül verdiği, taraftarı olduğu maçları keyifle izler…
En büyük temennimiz bu…
“Futbol yazarı” olmadığımızdan olsa gerek, “futbolda lig başladı” demeyi daha uygun buluyorum.. Yakında basketbolda, voleybolda da heyecana start verilecek… Hentbol de Göztepe erkek takımının lige anlamlı Milli Piyango galibiyetiyle başlaması da alkışlanmalı…
Futbolda takımlarımızın sportif başarı veya başarısızlığından çok gündemdeki konu, idari hatalardan kaynaklanan olaylar.
Altay’da “başkan seçilmeden” başkan olan yöneticinin kendi başına yarattığı icraatları…
Bucaspor’da futbolunun alnının akıyla, sahada döktüğü terle aldığı 3 puanın masaya “idari hata” ve “ödenmeyen borç”la silinmesi…
Karşıyaka’da son dakikaya kadar taraftarın yüreklerini ağzına getiren “puan silinecek mi, silinmeyecek mi?” endişesi…
Altınordu AŞ’de “tek adam”dan kaynaklanan “gündem yaratan olaylar” hep sportif başarı veya başarısızlığı sumen altı yaptırdı…
Oysa ki, futbolda “Bir zamanlar İzmir Futbolu şöyleydi, böyleydi…” masallarıyla büyüttüğümüz çocuklarımız ve torunlarımıza artık gerçek İzmir Futbolunu öğretmek ve onlara “bunu ancak sizler kurtarırsınız” demek zorundayız…
Bunun niçin de önümüzü görmekten çok statlarımızın bir an önce yapılmasını sağlamalıyız…
“İnşallah” diyelim ve her zamanki gibi yine beklemeye çekilelim…
Basketbolda Pınar Karşıyaka Şube Yönetimi bu yıl gelenekselleştirdiği “Pınar Cup Uluslararası Basketbol Turnuvası”na basketbol şubesine büyük emekleri geçen, eski başkanlardan Tahir Türetken’in adını verdi…
Bu nedenle şube yöneticilerini gönülden kutlamak istiyorum…
Karşıyaka basketbol takımının ilk şampiyonluğunda, Avrupa’ya (Fransa’da Pau Orthez maçı) ilk seyahatimizde yakından tanıdığım Tahir Türetken’le o günden bu yana olan karşılıklı ağabey-kardeş sevgisinin eksilmediğini göğsümü gere gere söylerken, Karşıyaka taraftarın her zaman haykırdığı sözle yazımı noktalamak istiyorum…
“Şampiyonlukta etken, Tahir Türetken…”
SEN DE DÜŞÜNCELERİNİ PAYLAŞ!