İnsan oğlunun yaşamı boyunca yürüdüğü yolda; bazen engeller, bazen güller, bazen de şans faktörü önemli rol oynar…
Mesleğim gereğince tanıdığım binlerce kişiyi şimdi hatırlayabilir miyim, bilemiyorum?
Hafızamda yer bırakanlar da hiç anımsanmayacak kadar az değil.
Bazıları var ki; unutmam imkansız... Yaşça büyük veya küçük olsa da, kısa bir süre tanışıklığımız bulunsa da; onlara olan sevgim itiraf etmeliyim ki; bazılarından çok daha fazla…
Hele hele o dönemde en zevkli, keyifli, onurlu ve oldukça da zor gazetecilik mesleğinde çiçeği burnunda, taşradan gelerek büyük şehirde üniversiteyi okurken gazeteciliği profesyonel olarak yapmaya başlayan birisi için öyle zor ki; yaşam…
Birilerinin sana yol açması, destek olması ve haber kaynağı yaratması için ışığın ucunu göstermesi şart…
Haber şimdiki gibi “sosyal medya” çukurunda gün boyu dolaşmıyor, adeta aslanın midesinde. Al alabilirsen… Ustalar, üstatlar ve rakipler çok. Ve güçlü… Ve acımasız…
İşte böyle bir ortamda İsmet Orhunbilge benim yol göstericim oldu… “Aslanım benim” der ve her konuda destek olurdu… Ne güzel haberler yapmıştık, doğduğu ve formasını giydiği mahallesinin takımı Ülküspor’un… Efsane olduğu Altınordu’nun…
Gazeteci-futbolcu ilişkisinden öte “ağabey-kardeş” gibiydik… O dönemde “10 numara beş yıldız” sözü ağızlarda dolaşmıyordu ama, söylenseydi bir tek İsmet Orhunbilge’ye yakışırdı… Sporcu olarak, atlet olarak, futbolcu olarak ve en önemlisi de insan olarak…
Soğuk bir kış günüydü… Yeni yıla hazırlanmanın keyfini yaşayan İzmir, Muğla’dan gelen acı bir haberle sarsıldı…
Altınordu’nun sembol ismi, “İzmir Futbolu”nun “beyefendi”si İsmet Orhunbilge’nin trafik kazasında yaşamını yitirdiğine hiç kimse inanamadı… İnanmak istemedi… Ama gerçek; Yaşamının baharında, 35 yaşında İsmet Orhunbilge’nin aramızdan ayrılmasıydı… Ekmek parasının peşinden koşarken, trafik kurbanı oldu…
O gün haberi ben mi yazdım, haber mi beni yazdı… Hiç hatırlamıyorum… Meslekte duygusallık mı? Asla!..
O gün gözyaşlarıma hakim olamamıştım…
24 Aralık 1981'de tarihinde kaybettiğimiz ülkenin, İzmir’in ve Altınordu’nun “efsane futbolcusu” İsmet Orhunbilge futbol yaşamında “dört dörtlük adam”lıktan öte sahada “beş yıldız, on numara” kişiliği ve futbolculuğundan önce atletizmde “Türkiye Rekortmeni”, “Balkan Şampiyonu”ydu…
Tepecik doğumlu, yüksek atlamanın yıldız rekortmeni, Uzun atlama, cirit atma, triyatlon rekorlarıyla “Atletizmin yeni yıldızı” olup Avrupa’ya çıkacağı dönemde kader onu 1963 yılında Göztepe Stadı’ndaki antrenmanda Sait Altınordu ile tanıştırmıştı. Altınordu formasından sonra genç milli ve ordu milli takımlarının formalarını başarıyla terletti… Ümit Milli Takım formasını da giyip, Altınordu’nun 15 yıl sırtından çıkarmadığı armasıyla “anıt adam” oldu… Bunu spordaki başarısı kadar saha içi ve dışı efendiliğiyle kazandı.
Altınordu’da Orhunbilge soyisimli bir yıldız daha vardı… O da rahmetliden 2 yaş büyük ağabeyi Hikmet Orhunbilge…
Mütevazi kişiliği, sessizliği, sevecen ve babacan kişiliğiyle Hikmet Orhunbilge kardeşi İsmet’le birlikte uzun yıllar Altınordu’nun formasını giydi. O kadar sevdalıydı ki; takım 2. Lige düştükten sonra aldığı çok cazip transfer tekliflerini elinin tersiyle iterek gemisini terk etmedi ve bir alt ligde kaptanlığını üstlendi. Tek kelimeyle “Futbol emekçisi”ydi. Şeytanlar’da “en uzun forma giyen isim”lerden birisi oldu… Kadri Aytaç’ın israrları sonucu Tirespor’da oynadı, mahallesinin takımı, sevdası Ülküspor’u amatör kümeden 3. Lkige çıkarıp nokta koydu.
Hikmet Orhunbilge ile zaman zaman karşılaşıyoruz. Yine kucaklaşıp, ayak üstü de olsa dertleşiyoruz. Haklı olarak sitem ediyor. “Oğlum kahveye gel, hem çay içelim hem eski günleri yad edelim” diyor demesine de bir türlü fırsat bulup gidemiyorum…
Hikmet Orhunbilge de rahmetli kardeşi gibi Altınordu’nun efsanelerinden… Orhunbilge kardeşler için Altınordu ve Ülküspor sevdası bambaşka. Derler ya; renk aşkı, forma tutkusu, mahalle baskısı, arkadaş sevdası…
İşte Orhunbilge kardeşlerde gördüğümüz tablo…
Bir devre imza atan Orhunbilge kardeşlerin soy adını İzmir’de, “ Türk Sporu” ve “Türk Futbolu”nda oğulları başarıyla sürdürmeye devam ediyor…
Kardeş çocuklarından İsmet ağabeyin oğlu Hakan ve Hikmet ağabeyin oğlu Barış…
Barış, amca oğlu Hakan’a göre daha göz önünde. Nedeni de; Altınordu FK’nin CEO’luğunu üstlenmesi…
Onlar amca oğulları ama; “kardeş gibi…”
Barış, Altınordu yönetiminde yer alıp da kısa bir dönemde başarılı çalışmalarıyla camianın ve özellikle başkan Seyit Mehmet Özkan’ın sevgisini kazandı. Çalışkanlığının yanı sıra profesyonelliği onu Altınordu FK’nın en üstüne CEO olarak taşıdı… Yaptığı başarılı işler, yapacaklarının en büyük garantisi…
Hakan Orhunbilge hep sporun içindeydi… Babasını fazla göremedi ama anılarıyla büyüdü… Şimdi de İzmir sporuna hizmet için kolları sıvadı. Yeni görevi İzmir Büyükşehir Belediyesi Gençlik ve Spor Daire Başkanlığı… Enerjik yapısı, sporun içinde bu kültürle büyümesi, efsane bir sporcunun oğlu olmasının yanı sıra yaşam tarzı ve düşünce özgürlüğüyle İzmir sporuna, özellikle de amatör kulüpler ve gençliğe büyük faydalar sağlayıp, İzmir’de sınıf atlatacağına hiç kuşkum yok…
Dünün sporcu oğulları bugünün spor yöneticileri… Barış ve Hakan eleştirilere elbette açıklar ama öncelikle destek, güç ve moral verilmesi çok önemli…
Bu vesileyle de İsmet ağabeyimi bir kez daha anarken, Hakan’a yeni görevinde başarılar diliyorum.
Diyorum ki; “Hakan baban seninle gurur duyuyor… "
Barış, senin için de aynı söz geçerli…
SEN DE DÜŞÜNCELERİNİ PAYLAŞ!