Pencereye konarak “Bugün günlerden nedir?” diye cıvıldaşan kuşlara…
Yavrusunu aramaktan çok, martın gelmesini özleyen kedilere…
Tasmasıyla sokakta gezdirilen köpeklerin beklediği özgürlüğüne…
Denizin üzerinde vapur yolcularına seslenerek, simit bekleyen martılara…
Kafesteki kanaryanın hürriyetine ağıt yaktığı şarkılarına…
Merhaba!..
Şiir denemesini çocukluk yıllarında yapıp da ortaokul sıralarında kazandığım ikincilikten gelen kitabı halen saklıyorum… Şiir de o günden sonra, sporun ağır basmasıyla bir anı olarak gizli kaldı…
Bazen diyorum, aslında hep aynı şeyi düşünüyorum: İnsan yakışanı yapmalı, yazmalı… Herkese her şey yakışmıyor ve yapışmıyor!
Merhaba diyorum, merhaba…
Şimdi bu merhaba da nereden çıktı demeyiniz…
“Merhaba” dediğimde aklıma ilk kez gelen nedir, kimdir biliyor musunuz?
Okan Yüksel ustamız…
Onun bir yazısını tekrar okurken aklıma geldi… Aslında itiraf etmeliyim; merhaba dilimizde tükenmeyen ve çok sık kullandığım kelimelerden birisi…
Ne zaman kullansam, “Yine Okan ağabey gibi olmadı” derim…
Bu “Merhaba” ona olsun… “Merhaba” sahibine yakışır!
Bir başka ustam; ülkemizin “Fair Play Dede”si Erdoğan Arıpınar’ın “Merhaba”sıdır, benim iyi bildiğim…
Gerek Okan Yüksel olsun, gerekse Erdoğan Arıpınar… Her ikisi de kürsüye çıktığında saygıyla, sevgiyle, öylesine anlamlı cümlelerle adeta ders vererek yaptıkları konuşmalarına “Merhaba” diye başlar… İşte bu merhaba konuşmalarının güzelliğinin başlangıcı olur…
Elbette pek çok konuşmacının başlangıcıdır “Merhaba…”
Dediğim gibi, herkese tam oturmaz! Bazılarına dar gelir, bazılarına da bol… Yüksel ile Arıpınar’a “cuk” diye oturur… Hiç sırıtmaz!
Okan Yüksel kürsüde, böyle bir “Merhaba” der ki; bazen tüyler ürperir… Heyecanlanır insan… İçine bir sıcaklık düşer, ama sonra sıralanan kelimelerle ferahlar… Dikkatle dinler. Öğrendikçe öğrenir… O canlı kütüphanedir. Ayaktaki bilgi dağarcığı… Bugün değil, dün de vardır onda, yarın da…
Kim ne zaman geçmişte anı ararsa hemen Okan Yüksel’in kapısını çalar: “Sende vardır” diye!
Arşivi mükemmeldir… Gönlü de zengin. Kim ne belge isterse hemen verir…
Sadece gazeteci yetiştirmemiş, tarihçi de yaratmıştır… İyi yazardır. Mükemmel bir STK yöneticisi…
Gençlik dönemlerindeki gazeteciliğin ilk basamaklarında elimden tutanlardan birisidir, Okan Yüksel… Akhisar muhabirliği yaptığım dönemlerde Demokrat İzmir de bıçkın bir muhabir olarak yeni yeni adını duyurduğu dönemlerde 100 kilometre uzakta da olsam desteğini görmediğimi söylemek yalan olur. Yan yana hiç çalışmasak, hep ayrı kulvarlarda olsak da; bir dediğimi iki etmediğini hiçbir zaman unutamam…
Okan Yüksel’i tanımak ister misiniz?
Gazeteciliğin yanı sıra sporcu yönü de vardır. İzmir Güreş İhtisas ve Demirspor kulüplerinde spor yaptı. Ülküspor Asbaşkanlığı ile ulusal ve uluslararası altı basın kuruluşunda yönetici olarak görev aldı. Edebiyat, ekonomi ve spor alanlarında otuz sekiz ödül sahibidir. 50’ye yaklaşan kitabı bulunmaktadır. 28 Eylül 1944, Kilis doğumlu. Tam adı Halit Okan Yüksel’dir. Bir dönem Harun Deniz imzasını da kullandı. İktisat Fakültesini (1970) bitirdi. 1965 yılından itibaren çeşitli gazete, dergi, ajans ve televizyonlarda muhabir, yazı işleri müdürü, genel yayın müdürü, yapımcı ve köşe yazarı olarak çalıştı. 1982-85 yılları arasında Bilimsel Spor Yayınlarını kurdu ve yönetti. Türkiye Spor Yazarları Derneği ve Türkiye Gazeteciler Sendikasında Genel Sekreterlik ve İzmir Şube Başkanlığı görevlerinde bulundu. İzmir Gazeteciler Cemiyeti, Çağdaş Gazeteciler Derneği, Türkiye Yazarlar Sendikası, Ege Kültür Platformu, Federation International Journalist, TSYD üyesidir.
Şimdi gelelim, TMOK Fair Play Komisyonu ve Akil Adamlar Hareketinde omuz omuza çalıştığımız Erdoğan Arıpınar’a…
“TMOK Fair Play Kervanı” ile birlikte çıktığımız yurt gezilerindeki Üniversitelerin Spor Bilimleri Fakülteleri ve Spor Yüksek Okulları (BESYO) panellerindeki konuşmasına “Merhaba” ile başlar ve basit bir açıklama ile devam eder: “Merhaba, ben sizin dostunuzum. Benden size kötülük gelmez, dostluk iyilik gelir. İşte bunun için herkese merhaba demek istiyorum… Merhaba!”
Hiç merak ettiniz mi, “Merhaba” ne demek?
Merhaba Arapça kökenli bir kelimedir. Sözcük anlamı üzerinden merhaba kelimesi “selam” anlamına gelir. Birine “hoş geldiniz” ya da “kendinizi burada rahat hissediniz” gibi belirli bir mekân içinde dile getirilmektedir. Merhaba kelimesi aslına bakılırsa bir nezaket sözcüğüdür. Birilerini karşılama, onları ağırlama ve hal hatır sorma anlamlarına gelebilmektedir. Bir esenleşme ya da selamlaşma sözü olarak dile getirilebilir. Türkçe de ise özellikle karşılaşma anında artık bir alışkanlık haline gelmiş başlangıç kelimesi olarak kullanılmaktadır. Bu anlam üzerinden de sorunsuz şekilde kullanılabilir. Türk Dil Kurumu açısından “Merhaba” kelime “selam” ya da “selamlaşma” olarak dile getiriliyor. Arapçadan Türkçe’ ye geçen bu kelime insanlarla ilk karşılaşıldığı zaman verilen bir tepkidir. Klasik bir ilk tepki halini alan merhaba kelimesini; hoş geldiniz, sefalar getirdiniz veya kendinizi rahat edebilirsiniz gibi anlamlar içerisinde kullanmak mümkün. Halk arasındaki anlamı üzerinden de herhangi bir sorun yaşanmadan kullanılmaya devam edilebilir.
İşte merhabanın anlamı böyle…
Benim anlatmaya çalıştığım Türk Basınında; birisi İzmir diğeri İstanbul’da efsane iki isim… Her ikisinden de büyük iyilikleri gördüğümü rahatlıkla söyleyebilirim…
Peki, Erdoğan Arıpınar’dan bahsedecek olursak. İstanbul beyefendisi… Cumhuriyet Spor Müdürlüğünde ilk kez adını duymuştum. Sonra Günaydın’da. Bir süre çalıştığı Hürriyet’te… Ama ilişkimiz Türk Spor Ajansı’nı kurduktan sonra oldu. Onun yarattığı büyük ses getiren spor yarışmalarında İzmir jürisiydim… Sonra yolumuz TMOK Fair Play Komisyonunda çakıştı. 20 yıla yaklaşıyor, aynı kurumda omuz omuza mücadelemiz…
Peki kimdir Erdoğan Arıpınar?
1932 yılında Malatya’da doğdu. İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Tarih Bölümünü bitirdi. 1948 yılında gazeteciliğe başladı. Branş olarak spor ve araştırmacılığı seçti. Cumhuriyet, Hürriyet ve Günaydın gazetelerinde 30 yıl çalıştı. Basın Şeref Kartı sahibi oldu. TSYD'nin kuruluşunda görev aldı ve 14 yıl Genel Sekreterliğini yaptı. 1962 yılında TMOK'a üye olarak girdi. Çeşitli tarihlerde Genel Sekreter Yardımcısı, 2. başkanlık ve başkan yardımcılığı görevlerinde bulundu. 1992 Barcelona Olimpiyat Komitesinde görev aldı. TMOK Fair Play Konseyi Başkanlığını üstlendi. IOC tarafından çalışmalarından dolayı 1994 yılında “Olimpic Order” nişanı ile ödüllendirildi ve aynı yıl Avrupa Fair Play Birliği 2. Başkanlığına seçildi. Arıpınar'ın Oy Sandığı ve Fair Play: Spor Yönetim ve Organizasyonlarında Etik Yaklaşımlar isimli kitapları vardır.
Dünya Fair Play Komisyonu Yönetim Kurulu üyesi, Avrupa Fair Play Komisyonu 2. Başkanı ve TMOK Fair Play Komisyonu Başkanlığı görevlerini yürüten ve Azerbaycan Devlet Üniversitesi tarafından “Fahri Doktora” unvanı verilen Erdoğan Arıpınar aynı Okan Yüksel gibi “10 Numara, 5 Yıldız” önce insan, sonra gazetecidir!
Bazen, kısa bir merhaba birçok şeye kapı açar… Yukarıdaki merhaba böyledir!
SEN DE DÜŞÜNCELERİNİ PAYLAŞ!