Yola çıkarken hayaller şampiyonluk olarak kurulur. İşler sarpa sarınca da, bırakın zafere ulaşmayı; play off, orta sıralar, düşmemek için çırpınırken bir de bakarsın ki; tepetaklak gelmişsin…
Aynen dağdan yuvarlanan küçük kar küresi gibi… Yuvarlandıkça büyür ve her şeyi yok ederek düşer, sonunda da sen yok olursun!
Önemli olan nereye düştüğün değil, nereye takıldığındır. Bu ekonomik ise, çözümü oldukça güçtür. Birilerinin gelip, seni eski günlerine döndürmesini beklemek işin en acı tarafıdır.
Sen kara kara düşünürken, gülerek izleyenler ne der bilir misin? “Geçti Bor’un pazarı sür eşeğini Niğde’ye…”
“Türk Spor Tarihi”nde bunun pek çok örneklerini görmek olası.
Dün olduğu gibi bugün de aynı durumun gözler önünde olduğu gerçeği “geçmişten ders almak”tan kaçınan bir toplum olduğumuzun en güzel göstergesidir.
“Benden sonrası tufan” sözü burada ne kadar doğru olacak bilemiyorum. Çünkü “Günü kurtarmak” veya “kendini tanıtmak” egosunun ön plana çıktığı dönemlerden kalan enkaz, her zaman görülen bir fotoğraf gibi gözümüzün önündedir.
Oturup ağlamak ve beklemek…
Oysa ne güzel bir sözdür “Ağlamayı bırak, ayağa kalk ve etrafına bak... Hayatta her zaman bir çıkış yolu vardır!”
Bunun için ne bir kanatsız melek, ne de efsane kahraman aramak gerekir…
Şöyle etrafınıza alıcı gözüyle bakın…
Bugün amatör spor kulüplerinde başkan ve yöneticilik yapanlar hem kanatsız melek, hem de isimsiz kahramandır…
Onların varlığı bile bu kulüplerin ayakta kalmasını sağlamaya yeter.
Günümüzde profesyonel liglerin en üstünden başlayıp, liglerde altta doğru giderken ekonominin ne denli yok olduğunu çıplak gözle görmek olasıdır. Özellikle sporumuzun en dibindeki amatörlere “Bize sporcu yetiştir” diye yalvar yakar olunması ise trajik komedidir!
Amatör spor kulüplerin sırtından geçinmeyi yeni yol olarak algılayan ve bunu kabul ettiren federasyonlar ile bağlı bulunduğu konfederasyonlar adeta “paran yoksa spor yapma” mantığıyla hareket etmeye başlaması da işin başka bir boyutudur. Özerk yapının geçmişteki zihniyeti bile aratır duruma gelmesi acı ama gerçektir!
Her dönem alınan lige katılım bedeli, kulüp vize ücreti, lisans çıkartırken, vize yaptırırken ödenen miktarlar, futboldaki mecburi aktarma bedelleri, spor kulüplerinin kanını emerken, adı geçen federasyon ve konfederasyonların “can simidi” durumuna gelmesi de acıdır!
Kulüpler sayesinde var olduklarını kabul edenler, belki de kulüplere vermeyip aldıklarıyla da ayakta durduklarını itiraf etmeleri de oldukça gülünçtür…
Gerçekler buysa; vay sporumuzun haline…
Acırım amatörlere…
Büyükşehir’inde, ilinde, ilçesinde, Kentinde, mahallesinde, semtinde gençlerin kötü alışkanlıklara sürüklenmelerini önlemenin mücadelesini verenlerin, geleceğimiz gençlerimizi spora yöneltmeleri, onlara “ağaç yaşken eğilir” misali doğruyu, güzeli, sağlıklı yaşamı öğretmeleri amacıyla spor yaptırmaları takdire şayandır. Amatör spor kulüplerine gönül veren amatör yöneticilerin, bu ekonomik sıkıntılara karşın kulüplerini yaşatma sevdası ayakta alkışlanmalıdır.
Her türlü olumsuzluklara inat mücadelelerini adeta “Kurtuluş Savaşındaki Mehmetçik” misali vermeyi sürdüren amatör spor kulüp başkan ve yöneticilerine bir dokunsanız bin ah işiteceksiniz… Yıllardır sorunlarının çözülememesi, kapılarda saatlerce bekletilip, her seferinde nasihat almaları bir yana özellikle futboldaki “aktarma bedelleri” bel bükmektedir. Bunların federasyonlar yerine yetiştiren veya oynatan kulüplere verilmesi ise en doğrusudur. Gerekçesi de; filiz lisanslı futbolcuyu yetiştirmesi, oynatarak ön plana çıkarması, transfer yapacak duruma getirmesi, futbol dünyasına kazandırmasıdır. A kulüpten B kulübe giden bir futbolcunun aktarma bedelini neden lisansının bulunduğu A kulübü değil de, federasyon almaktadır? Bu sorunun doğru cevabı acaba nedir?
Biz sorunun cevabını beklemeye alışkınız, iyi bekleriz…
Sıkıntının içinde boğulan, puan kayıplarıyla girdaba düşen, yerindeki tehlikeden çıkmak için çırpınanların durumu beklemeye hiç gelmez… Onlar, bir an önce kendilerine çeki düzen vererek, bulundukları yerden kurtulmak için olağanüstü mücadele etmeleri gerekenler.
Kimdir bunlar?
Futbol 1. Liginde Altay, Altınordu, Denizlispor…
Şu anda durumları hiç de iç açısı değil. Özellikle son sıradaki Denizlispor ve düşme hattında bulunan Altınordu.
2. Ligde Menemen FK, Uşakspor, Fethiyespor.
3. Ligde Akhisarspor…
7 futbol kulübümüzün mücadeleleri bir alt lige düşmemek için... Oysa gönül hep zirveye oynamalarını arzuluyor.
Bizim isteğimiz ne yazık ki temenniden öteye gidemiyor…
Bölgesel Lige (BAL) baktığımızda da, işin içinden çıkmak çok zor. Statü öyle böyle değil… Bu ligde oynamaktansa oynamamak daha iyi gibi… Yıllardır 3. Lig kapısından dönen Yeşilova ve Çiğli Belediyespor, Özçamdibi ve Alaçatı için çanlar çalıyor…
Bornova FK, Tire 2021 FK play off yarışında… Aliağa FK liderin 6 puan gerisinde kaldı.
Bir zamanlar popüler olan Kızılcabölük SAL (Süper Amatör Küme) yolcusu… Yukarıda belirttiğimiz tepetaklak gidenlerden birisi…
Kış bastırdı… Futbolda mücadelenin dozu daha da artarken, biz kendimizi sıcak yerlere, salonlara atarak basketbola göz gezdirecek olursak da, Pınar Karşıyaka için “İyi ki varsın” diyoruz… Karşıyaka’yı “Basketbol Şehri” yapan ekip Avrupa defterini erken kapatarak tamamen lige yöneldi. Ufuk Sarıca ve ekibi zirvede. 17 maçta 12 galibiyet elde eden yeşil kırmızılılar Fenerbahçe Beko’yu 3, Türk Telekom’u bir eksik galibiyetle 3. Sıradan takip ediyor. Denizli ekibi Yukatel Merkez Efendi Belediyesi 8 galibiyet 9 yenilgi ile üst sıralarda görünse de, düşme hattındaki Onvo Büyükçekmece ile arasında 2 galibiyet farkı da kapanmayacak gibi değil. Ligin dibi, zirvesi gibi adeta cadı kazanı. Beş takım aynı puanda (altı galibiyet), üstündeki iki takımın da 7 galibiyeti bulunuyor. Bu nedenle 6’şar galibiyetle Ege temsilcileri Manisa Büyükşehir Belediyespor ve Aliağa Petkim de hiç rahat değil. Son sıradaki Beşiktaş’ın galibiyet sayısı da 4.
Potada bir alt ligde Çağdaş Bodrumspor liderin hemen ardından bir galibiyet eksiğiyle ikinci sırada şampiyonluk yarışındaki nefes nefese mücadeleden kopmamak için çaba harcıyor. Antrenör değişimine giden Balıkesir Büyükşehir Belediyespor yine hayal kırıklığına uğrayan ekiplerden. 17 maçta 8 galibiyet alan takım orta sıralara demir attı. Hayal kırıklığı yaratan bir başka ekip de, “İki büyük güç”ü birleştiren Bornova Belediyesi Karşıyaka. 17 maçtan sadece 2 galibiyet alan Bornova Belediyesi, hem evinde hem de deplasmanda yendiği tek takım Depomaxx Haremspor oldu. Antrenör değişimine gitmesine karşın umduğunu bulamayan ve düşme hattından kurtulamayan Bornova Belediyesi’nin üstündeki ekip 4 galibiyeti bulunan, İnanç Koç’un çalıştırdığı Akran Gemlikspor.
Basketbol 2. Ligine göz atacak olursak, 4 grupta 5 Ege temsilcisi mücadele ediyor. 11. Hafta sonunda A Grubunda Ege Üniversitesi Daçka 6 galibiyet, 5 yenilgi ile zirve yarışından 4 galibiyet geriye düştü. Bu gruptaki Akhisar Belediyespor’un 4 galibiyeti, 6 yenilgisi bulunuyor. Lider 10 galibiyet elde eden İstanbul Efendileri.
B Grubunda İlkler Şehri Uşak takımının 8 galibiyeti, 3 yenilgisi bulunuyor. Averajla 8 galibiyet, 3 yenilgili lider Mersin temsilcisi Aykanatspor’un ardında 2. Sırada. Karşıyaka Belediyespor 7 galibiyetle 3. Sırada zirve yarışı ortaklarından.
C Grubundaki tek Egeli Nazilli Belediyespor’un 8 galibiyeti mevcut. 10 galibiyetli Çayırova’nın ardından 2. Sırada
Kadın basketbolunda yıllardır fazla sesi çıkmayan Ege suskunluğunu sürdürmeye devam ediyor. En üst ligde takım yok. Bir altındaki ligde mücadele eden Edremit Belediyesi Gürespor 11 galibiyet, 9 yenilgi ile zirvenin uzağında kaldı. Turgutluspor da 6 galibiyet 14 yenilgi elde etti. Urla Gençlik ise 5 galibiyet, 14 yenilgi ile sondan ikinci. Karşıyaka Çarşı Koleji erken havlu attı. Maçlara çıkmadı ve ligden ihraç edildi. Onun da macerası çabuk bitti…
Unutmamanız gereken çok şey olabilir ancak Mark Kay’ın şu sözü aklınızda kalsın: “Başarının sırlarından biri, geçici başarısızlıkların bizi yenmesine izin vermemektir.”
SEN DE DÜŞÜNCELERİNİ PAYLAŞ!