Çok sık ülke veya yurt dışına geziye çıkanlara “Leyleği havada mı gördün?” diye şaka yollu takınıldığını mutlaka biliyorsunuzdur?
Eskilerde olsa, gerçekten leyleği havada görenler çoktu. Ne var ki; iklim krizi başta olmak üzere çeşitli etkenler bu göçmen kuşlarının büyükşehirlerdeki duraklama noktalarını da değiştirdi. Böyle olunca da günümüzde leyleği havada görmek bir yana, hayvanat bahçesi dışında görmenin pek olasılığı da kalmadı…
Gerek görev için, gerekse eş dost akraba veya toplantılara gezip dolaşarak gitmenin daha mantıklı olduğunu düşünenlerdenimdir… Son dönemlerde biraz da yaş alınca, bunu mini gezilere çevirmek, geçtiğin yerlerdeki turistlik, tarihi ve doğal alanları tanımak daha mantıklı gelmeye başladı… Bir başka deyişle de “Bir taşla iki kuş vurmak” misali…
İstanbul gidiş gelişlerim için kullandığım eski yoldan “dura kalka” giderken hep merak ettiğim Eski Karaağaçlı Köyüne bu kez girince gerçekten leyleği değil, leylekleri havada gördüm…
Bursa’nın yanı başındaki Uluabat Gölü’nün kıyısında kurulu Eski Karaağaçlı Köyünü “Yaren Leyleğin hikâyesi”nden hatırlayabilirsiniz. 12 yıl aynı köye gelen ve köyün balıkçısı “Balıkçı Adem” ile dostluk kuran Yaren leyleği anımsadınız mı? Hemen hemen her yıl aynı haberi tekrarlar TV’ler… “Yaren leylek ile Balıkçı Adem yine buluştu” diye…
Biz bu buluşmalara tanık olamadık ama televizyondan sonra da Yaren leyleği canlı olarak gördük.
Köye girdiğimizde kime sorarsanız hemen “Yaren leyleğin yuvası”nı sana tarif ediyor. Şansın varsa yuvadadır. Biz şanslı olanlardandık… Hem Yaren leyleği, hem de onun çok sayıda arkadaşını görme şansını yakaladık.
Bursa il merkezine 45 km, Karacabey ilçesine 29 km uzaklıkta olan Eski Karaağaçlı Köyü 1998 yılında Ramsar alanı (Ramsar sözleşmesiyle koruma altına alınmış alanları ifade eder. Ramsar, İran'da yer alan bir şehir. Sözleşme Ramsar da imzalandığından bu adla anılıyor) kapsamına alınan Uluabat Gölü kuzeyindeki kalker kaplı yarımada üzerindedir. Eski karaağaç Köyü de Ramsar alanı içinde yer alır. Köy merkezi gölden 25 metre uzaklıkta olup, göldeki Halil Bey Adası da Eski Karaağaç Köyüne bağlı. Bursa Eski Karaağaç Köyü şu an Bursa’nın büyükşehir olması nedeniyle de Karabacay ilçesinin bir mahallesi. Bu köyü “Leylek Köyü” desem çok daha iyi hatırlayacaksınız.
Ağustos ve eylül aylarında Avrupa'daki üreme alanlarından Afrika'ya doğru göç etmekte olan leyleklerin göç yolu üzerine bulunan Eski Karaağaç, "Leylek Köyü" olarak biliniyor. Avrupa Leylek Köyleri Ağı üyesi olan köyde 2005 yılından bu yana "Leylek Festivali" de düzenlenmekte. Köy, hem çevre hem tarım koşullarını sağladığı için 2011 yılında Avrupa Tabiat Mirası Vakfı tarafından "Leylek Köyü" seçilerek Avrupa Leylek Köyleri Ağı üyesi olmuş. Leyleklerin zarar görmemesi için elektrik tellerini kaplama ya da yer altına alma, arazilerdeki yüksek gerilim hatlarına fosforlar takma, leyleklerin takılıp yaralanmaması için gölü ip ve naylonlardan temizleme gibi önlemler alınmış. Köyde profesyonel kuş gözlemine ve gölün büyük bir kısmının izlenmesine imkân sağlayacak olan bir kuş gözlem evi bulunmakta. Kuş Gözlem Evi içindeki tahnit (doldurulmuş kuş) müzesi büyük ilgi görüyor. Gölün kıyısında "Leylek Yürüyüş Yolu" adı verilen bir kilometrelik bir yürüyüş yolunda leyleklerle tanışma şansına sahip olabiliyorsunuz.
Bu köye 12 yıldır da Yaren adı verilen leyleğin aynı balıkçı teknesine her yıl gelmesi ve orada olduğu süre içinde aynı balıkçı teknesine sık sık konması ile gerçekleşen serüven, belgesele konu olduğu için Yaren Leylek popüler. Elbette balıkçı Adem de…
Araştırmacılar, akademisyenler, kuş gözlemcileri, doğa bilimcileri ile doğaseverlerin katıldığı 18. Ulusal Kuş Konferansı, 2017 yılında Karacabey Belediyesi ve Doğa Derneği iş birliği ile Eski Karaağaç köyünde yapılmış.
Seyahat edenlere söylenen “Leyleği havada mı gördün?” sorusunu sporculara sormaya hiç gerek yok. Lig, Avrupa, kupa maceralarındaki deplasmanlar onların geziden çok profesyonel işlerini yapmalarından kaynaklanıyor. Ama bu mevsimde pek çok sporcu bilmediğini, tanımadığı veya gitmek istemediği şehirlere, ülkelere menajerlerin baskısı sonucunda da gidebilirler. Özellikle basketbolda bu tip olayların başkahramanları menajerler olup sporcusu veya antrenörüne “Sana kulüp buldum, hazırlan gidiyoruz” demesi leyleği havada görmesini hiç gerektirmiyor…
Yıllardır Türk Sporunda kanayan bir yara olan menajerlik sistemine çeşitli federasyonlar önlem almaya çalışsa da ne kadar başarılı olunuyor o da tartışma konusu. Elbette işini hakkıyla yapan, Türk Sporuna hizmette bulunan bu mesleği doğru yapan arkadaşlar ve şirketler de yok değil. Ama çok kullanılan bir atasözüdür “Kurunun yanında yaş da yanar.”
Elbette sporda bu atasözünü sık sık duymak olası…
Liglerin tamamlanmasının ardından yeni sezon hazırlıklarına başlayan ve transfer çalışmalarını sürdüren çeşitli branş takımlarında yönetimlerin yenilenmesi de söz konusu. Genel olarak tüzüklerinde yer alan sürelerde zorunluluklarını yerine getiren kulüpler gibi, bazen arada olağanüstü veya mali genel kurullarına seçim maddesi ekleyerek yenilenme veya tamamen değişme de söz konusu oluyor.
Bugünlerde bunun en güzel örneğini Karşıyaka Spor Kulübü’nde görüyoruz. Bir grup eski başkan ve yöneticilerin bir araya gelmesiyle oluşturulan ekip Karşıyaka Spor Kulübü’nde yönetimin değişmesi amacıyla alınan karara ek madde (seçim) eklenmesi için hem ısrar ediyor, hem de baskı yapıyor. Bu konuda kamuoyu oluşturmaya çalışıyor.
Tam sırası; adama sormazlar mı, siz son genel kurulda neredeydiniz?
4 Temmuz 2021 yılında yapılan genel kuruldan söz ediyorum. Turgay Büyükkarcı, karşısına rakip olarak çıkan/veya çıkarılan o dönemde hemen hemen her yere aday olan Emre Sarıgedik (72 oy) karşısında 415 oy alarak başkanlığa yeniden seçilmişti.
O günden bu yana değişen nedir?
Futboldaki sportif başarısızlık…
Karşıyaka Spor Kulübü’ndeki tek sorun buysa kesinlikle çözümü bulunur. Onun içinde camianın birlik ve beraberliği yeniden elde etmeli, aynen basketbol maçlarında olduğu gibi kenetlenmelidir.
“Akşam rüyamda gördüm, bugün yönetime gelmem gerekir” diyenlerdenseniz, size “keşke leyleği havada görseydiniz, şöyle bir seyahate çıkıp dinlenin” derlerse de hiç şaşırmayın!
Karşıyaka’da herkes KSK’li. Bu bir gerçek ama bazıları var ki; KSK üzerinden giderek kulüpten çok kendi menfaatlerine çalışmıyor da değil… Kazanılan bir maçtan sonra üzülenleri görmek olası mı? Siz kesinlikle “hayır” diyeceksiniz. Oysa kazanıp üzülenleri, kaydedip sevilenleri o kadar çok gördük.
Sizlere nasıl anlatabilsek?
Karşıyaka’da pirincin taşından önce bunlar ayıklanmalı!
Taraftar ve üyeler her zaman haklıdır. İsyan kırıcı ve yıkıcı olmadığı anlarda fayda getirebilir. Bugünlerde de “olağanüstü genel kurul” amacıyla kenetlenen grup/veya gruplar söz konusudur. Her zaman doğru ve yanlışı ayırt edecek olan gerçek Karşıyaka taraftarıdır.
Bunu da hiç kimse inkâr edemez. Genel kurul üyeleri kesinlikle de karar merciidir.
Bugünler gelecek için çok önemli olup, “Kol kırılır, yen içinde kalır” sözü unutulmalıdır.
Size leylek köyünden ve bu köydeki belgesele taşınan “Yaren Leylek ile Balıkçı Adem”i neden aktardım biliyor musunuz?
Gerçek dostluktan söz etmek için…
Kör olmayın, gerçekleri görün diye!
SEN DE DÜŞÜNCELERİNİ PAYLAŞ!