Karşıyakalıların en büyük tutkusu Karşıyaka Spor Kulübü…
Kaf Kaf ile yatıp, kalkanların sayısını kimse bilemiyor. Çünkü sevdalıları ilçe merkezini aşmış, Bayraklı, Çiğli, Menemen… Bir yanda batıya, diğer tarafta da doğuya uzanan taraftar kitlesi… Adeta körfezi sarmış… Aslında kelimenin tam anlamıyla “Dünyanın neresine giderseniz gidin, mutlaka Karşıyakalı bulacaksınız” sözü “çuk” diye oturuyor!..
Bugüne bakacak olursanız, futbol ve basketbolda geçmiş hatalardan kaynaklanan sportif başarısızlık sonucu futbol takımı sırat köprüsünde. Basketbol takımının da tadı yok gibi…
Şu andaki voleybol şubesini dışında tutmamız gerekiyor, kulüp yönetimi ise son yıllarda tek kelimeyle: Facia…
Şirketleşme ile başlayan süreçteki seçimli genel kuruldan sonra gemiyi oturduğu karadan kurtarmak için dümene geçen Turgay Büyükkarcı ve arkadaşları kolları sıvamak ne kelime, çizmeleri ayaklarına geçirdiler, kendilerini batağa atarak çırpınan kulübü kurtarabilmek için çamur deryasında “kaybolmaya yüz tutan altın”ı yani KSK’yi kurtarmaya çabalıyorlar.
Başaracaklar mı? Bunu zaman gösterecek. Ancak şu an gözle görülen “başarılı işler”e imza attıkları da bir gerçek. “Yaptıklarımız, yapacaklarımızın teminatı” derler…
Finansal fair playi yakalama aşamasına gelen, gelecek puan silinme cezalarını bertaraf eden ve doğru işlerle, “doğru yol”a girmeye özen gösteren yönetime destek şart!..
Şimdi hedefte şirketleşme operasyonu olmalı. Futbol, basketbol. Hatta voleybol şirketleşerek Karşıyaka’nın bir “dünya markası” gerçeği cümle aleme kanıtlanmalı!..
Acemilikle değil ama inatla ve “hatalarda israr”la yapılan spor yöneticiliği ve ahkam kesip, “ben yaptım oldu” mantığı asla ve asla hata kabul etmez!..
Etmediği de Karşıyaka Spor Kulübü’nde kanıtlandı.
Şimdi elle tutulur ne kaldıysa, bu değerlere sahip çıkılıp Karşıyaka Spor Kulübü layık olduğu şekilde yönetilmeli. Büyük bir şans olmalı, şu an böyle bir yönetime sahip olan kulübün geleceği, karanlıktan aydınlığa doğru son sürat yol almaya başladı…
Karşıyaka Spor Kulübü söz konusu olunca, gönül verenlerle birlikte profesyoneller “kendi işini” yapmalı. Herkes haddini bilmeli, ona göre davranmalı. Başkan başkanlığını, yönetici yöneticiliğini, antrenör antrenörlüğünü, sporcu sporculuğunu, taraftar taraftarlığını…
Düşünün elinizde bir tespih var. İpi veya misinayı koparıyor, güzel güzel sıralanmış taşlarını darmadağın ediyorsunuz… Dört bir yana dağılıyor…
İşte dünkü Karşıyaka Spor Kulübü’nün fotoğrafı böyleydi…
Bugün “ne değişti” diyecek olursanız?
Yönetim değişti… Dağılan taşları tek tek toplayıp, yerlerine koymaya ve onları yeniden eski haline getirmeye çalışıyor… Taşları toplayıp, yerlerine koyabilirsiniz… Ama kırdığınız değerli vazoysa istediğiniz kadar yapıştırın!.. Eskisi gibi asla olamaz…
Turgay Büyükkarcı başkanlığındaki yönetim, vazo kırmadı. Ortada kırılan vazo da yok!.. Dağılan, hatta darmadağın olan ama “1912 Ruhu”ndan hiçbir kaybetmeyen taşlar var. Bu günkü yönetim, taşları toplamaya çalışıyor. Elbette biraz zaman alacak. Bu sıkıntılı süreçte onların yardıma ve desteğe ihtiyacı var. Büyük de morale…
Belki alkışı hak edecekler. Belki takdir görecekler. Bazıları ki onları camia biliyor. Burun kıvıracaklar…
Siz siz olun, bırakın gıybeti de Karşıyaka için bir el uzatın…
Turgay Büyükkarcı, Gökhan Şensan, Serkan Ergüven ve arkadaşları son şans olmasın!..
Bugünü bir milat ilan edelim ve Karşıyaka Spor Kulübü için “elimizden gelen”i değil, yüreğimizi ortaya koyalım…
Var mısınız, yok musunuz?
Aksi ne olur? diye sormayın...
Unutmayın, “Tarih yaprakları” ne efsanelerle tozlu raflarında yerini koruyor!..
SEN DE DÜŞÜNCELERİNİ PAYLAŞ!