Seversiniz, sevmezsiniz bilmem…
Tanırsınız veya tanımazsınız. Konumuz bu değil…
Konu: Bir takım, kulüp, semt, mahalle, ilçe, il, ülke sevdası…
Kim mi bu sevdalı?
“Altar Toker” dediğimde belki “Yine mi yazıyorsun?” diye eleştirenler, kızanlar, tenkit edenler çıkacak. Bunu çok iyi biliyorum…
Derler ya, “elimde büyüdü” diye… Altar, elimizde büyümedi ama, spor geçmişini en iyi bilenlerden olduğumu söyleyebilirim… Bir de bildiğim “Karşıyaka’ya olan ve bitmeyen sevdası…”
İnsanların “iyi” ve “kötü” tarafları vardır. Mutlaka “yanlış” yapıp, “hata”lar bir yana, ”günah”lar bile işlemiştir. Ama çoğu zaman da bunu mutlaka ödemiştir… Ders çıkarmıştır…
“Helal süt emen” delikanlıdan bahsettiğimizde “sevenleri” ve sevmeyenleri” ayrı ayrı kefelere koyduğumuzda mutlaka “sevenleri” ağır basmalıdır!..
Meslekte çok iyiliğini gördüğüm, Yeni Asır ve Haber Ekspres Gazeteleri’nden patronluğumdan öte ağabeyim olan Aydın Bilgin’in bir sözünü hiç bir zaman unutmam: “Ben seven ve sevmeyenleri olana bakarım. Eğer sevenleri çoksa onu alırım. Tamamının sevmesi veya sevmemesi her zaman problem yaratır…”
Altar da böyle bir insan… Sevmeyeni yok mu, var ama… Ülkenin dört bir yanını geçtim, dünyanın çeşitli ülkelerinde seveni o kadar çok ki… Dünya turuna çıksa, ülke başkanlarını karşılayanlardan daha çok insan gelip kucak açar kendisine…
Bunları neden yazıyorum…
Dün gece “istifada kararlı” Karşıyaka futbol takımının teknik direktörü Soner Tolungüç’ün evine taraftarlarla birlikte giderek, istifasından vaz geçirmeye çalışması ve sosyal medyada Karşıyakalıları “istifa karşıtı” örgütleyerek, “KSK Sevdası”nı bir kez daha kanıtlamasıyla…
“Hocam, Karşıyaka’nın durumu ortada. İstifa etme. Şu sezonu tamamla” diye adeta yalvarması Altar’ın “KSK aşkı” değil de nedir acaba?..
Diyeceksiniz ki, yönetim ne yapıyor? Başkan Amerika’da. Haklı olarak onun gelmesini bekliyorlar diye düşünüyorum…
Dönelim Altar’a…
Hatırlarsanız, yazının başında “bir takım, kulüp, semt, mahalle, ilçe, il, ülke sevdalısı genç” demiştim.
Karşıyaka sevdalısı… Yeşil kırmızı renkler için yapamayacağı delilik yok!
Kulüp aşkı üzerine kitap değil, destan yazar… Semtini sever. Mahallesinin takımına bile sahip çıkar. İlçesi için her zaman vardır. İlini sever, ülkesi için canını bile vermekten çekinmez…
Karşıyaka Spor Kulübü’ne her zaman tüm branşlara maddi manevi yardım eder. Karşıyaka Tenis Şubesinin son yıllarda ayakta kalmasının tek nedeni kendisidir. Yalıdaki tenis kortları yıkıldığında sokakta kalan yönetici, antrenör ve sporcuların tüm malzemelerini koyacakları yer ve antrenmanlarını bir yıl boyunca yapmalarının sağlayan 2 kortu bulan ondan başkası değildir. Mavişehir’deki kapalı kort bile neredeyse onun eseridir. Voleybol şubesine yardımını esirgemez. Bostanlıspor basketbol şubesine yaptıklarını hiç kimse unutamaz. 2. Lige çıkan takımın yarışmacı hakkını KSK’ye veren kimdir? Garibanın cebine harçlığını koyar. Okuluna gidemeyene destek olup okumasını sağlar. Sporcunun her zaman yanındadır ama haksızlığa da asla boyun eğmez, isyanı da bundandır…
Böyle “Karşıyaka Sevdalısı” gösterin yazmaya devam edeyim…
Bu arada Karşıyaka Taraftar Derneği Başkanı Okan Kırmacı ve Çarşı Grubu lideri Taner Ötüklerli başta olmak üzere “KSK Sevdalısı” olan ve hizmetlerini asla unutamayacağımız Karşıyakalılara da haksızlık etmememiz gerekiyor. Onları da başka bir yazıda kaleme almamız şart…
SEN DE DÜŞÜNCELERİNİ PAYLAŞ!