Seçimler bitti.
Şimdi ülkenin yeni merakı sayılacak oyların sonucu etkileyip etkilemeyeceği…
Siyasette olağan olarak yaşanan ve yaşanacak olaylardan biri midir, yoksa böyle olmamalı mıdır? Bilemiyorum. Çünkü siyasetten çok uzağız…
Bizim işimiz spor. Hal öykle olunca da;
Seçim sonrası yeni seçilen veya koltuklarını koruyan başkanlardan beklentiler; spora ve spor kulüplerine yapılacak olan “destek” aklımıza geliyor.
İzmir Büyükşehir Belediyesi ve onun spor kulübü İzmir Büyükşehir Belediyespor’dan geçmiş dönemde fazla katkı alamayan amatör ve profesyonel spor kulüplerin yeni dönemde bekjlentileri çok fazla. Öncelikle desteklerin adil olarak dağıtılması ve spor yapan ile yaptıranlara katkının gerçek anlamda olmasını istiyorlar.
Geçmiş dönemlerde her ne kadar adında spor olsa bile sadece amatör futbol kulüplerine hizmet eden, Türkiye Futbol Federasyonu’nuyla elele olan İzmir Amatör Spor Kulüpleri Federasyonu büyük rol oynadı.
Bu kurumdan alınan kulüp isimlerine yapılan “futbol yardımı” çeşitli branşlarda binlerce gence spor yaptıran, Türkiye şampiyonluklarını ilimize getiren spor kuılüplerini mağdur etmişti.
Çeşitli uyarıları bırakın bir kulağından girip diğerinden çıkmasını… Hiç biri duymadı…
Yine bildiklerini okudular.
Gerekçeleri de, “Bize listeyi federasyon verdi” oldu…
Bu doğru ama, yukarıda anlattığımız tüm çıplaklığıyla da gerçek…
Yeni dönemde bunun kesinlikle düzeltilmesi şart olduğunun üzerine basa basa haykıran kulüpler “adaletli dağıtım” bekliyor ve istiyor… .
Sadece belediyeler mi?
Özellikle Gençlik Hizmetleri ve Spor İl Müdürlükleri de bu kurumlarla hareket ederek yardım listesini yaptılar.
Oysa ülkede sporu yöneten devlet kurumu. Ellerinde bulunan ve kendilerinin çıkardığı branş tescili, lisanslama ve başarılar ellerinde. Bu kriterleri göz önüne almayıp, futbol listesine göre hareket etmeleri doğru mu?
Devletin spor yapan herkese, yaptıran her kulübe, her branşa eşit davranması gerekmiyor mu? Sporun toplum ve gençlik üzerindeki katkısı inkar edilemez.
Biraz destek ile spora olan sevgiyi daha da arttırmaya çaba gösteren kulüplerimize bu dönemde de büyük işler düşecek.
Karşılıklı güven, sevgi ve saygının getireceği işbirlikteliğiyle İzmir’in bir spor kenti olmaması için hiç bir neden görülmüyor. Doğru isimler bulup, sporu “spor olarak” yapan, yapacak ve yaptıracak olanların rolü çok önemli.
Seçilmişler tarafından atanacakların gelecek spor başarısında önemi ve rolünün çok fazla olacağını her halde bilmeyen yok.
“Adama göre iş” değil, işe göre “işin ehli” en doğrusu…
Değişen belediye başkanlarıyla önümüzdeki dönemde pek çok spor kulübünün de kaderi değişebilir.
Özellikle profesyonel liglerde mücadele eden belediye takımlarıyla, “har vurup harman savuran” belediye spor kulüplerinin geçmişi iyice araştırılıp, geleceği ona göre sağlam temeller üzerine inşa edilmeli ki, “enkaz edebiyatı” devam etmemeli…
Pek çok kulüp, ki bunların arasında yıllardır Süper Ligde büyük başarı göstererek mücadele eden “Türkiye Kupası”yla “Süper Kupa”yı müzesine götüren Akhisar Belediyespor da var. Futbol ve basketbol takımı şimdi siyasi olarak da el değiştirecek. Babasının “Belediyespor”a dönüştürdüğü kulübe bakalım oğlu nasıl yön verecek?
Şimdi, profesyonel futbol liginde başarıyla mücadele eden Tire, Uşak olmak üzere pek çok kulübün profesyonel takımları diken üstünde…
Sadece futbol mu?
Basketbol, voleybol, hentbol başta olmak üzere pek çok spor branşını başarıyla yürüten veya borç batağına saplanan kulüp takımları da belirsizlik var ve tüm sporcular endişe içinde…
Mutlaka değişimle sevinenler de yok değil…
Bakalım mazbatalar alınsın, koltuklara oturulsun… Ekipler kurulsun… Sonrasını mutlaka “iyi ve güzel” olarak düşüneceklerdir…
Unutmayın ki; “Bir yerde yaşam varsa orada umut da vardır.”
Ama geçmişi hatırlayıp da; “Bir insana yapılacak en büyük kötülük, ona umut verip sonra hiçbir şey olmamış gibi gitmektir” sözü unutulmamalıdır…
Bir de umutlar; İdam sehpasında hapşıran mahkuma “çok yaşa” demek gibi olmasın…
SEN DE DÜŞÜNCELERİNİ PAYLAŞ!