Seçim öncelerini çok seviyorum…
Gerek siyasi partiler, gerek vakıflar ve gerekse STK’lar seçimlerin arifesinde üyelerini, seçmenlerini o kadar sık arıyorlar ve aratıyorlar ki, çoğu zaman bıkkınlıktan telefonunu bile açıp açmamak arasında gidip geliyoruz…
Bu spor kulüplerinde de aynı, bizim meslek örgütlerinde de…
Yok, aslında birbirlerinden farkları… Hele siyasi dünyadaki seçimler bizim “Biz” olduğumuzu hatırlatıyor.
Düşünün koskoca adamlar, ekip halinde ayağınıza kadar gelip elinizi sıkıyor, yanaklarınızdan öpüyor… Üstelik de “Var mı bir isteğiniz?” diye sorarak yanındakilere emrediyor: “Yazın bu istekleri…”
“Vay anasını sayın seyirciler” diyen spikerler aklıma geldi…
Ünlü replik ilk kez 70'li yıllarda spiker Güneş Tecelli tarafından canlı yayında kullanılmış ve onu üne kavuşturmuştu. Daha sonra dillerde pelesenk oldu… Sadece spor spikerleri değil, çoğu sunucu tarafından da espri anlamında kullanıldı. Kullanılmaya da devam ediyor…
Gerçekten de öyle değil mi?
Seçim öncesi arayanlar, seçildikten sonra bir daha ararlar mı?..
Sanmıyorum…
Arasan da, ya ulaşamazsın veya randevu alamazsın!..
Aramak dedim de…
Ama gelin görün ki, ligden düşen takımlar ile alt liglerde oynamaya başlayan sporcular o günlerini çok arıyorlar…
Takımlarını, şöhretlerini, hasılatlarını, seyircisini aramak ne kelime; pişmanlık duyuyorlar ama iş işten geçmiş oluyor… Bir yıl sonra eski yerine çıkanlar, başarıyor... Ya çıkamayıp, hele de ekonomik krizde olanlar ise girdabın içine girerek paraşütsüz gidiyor…
Buna en güzel örnek Akhisarspor…
Yeşil Siyahlıların son dönem yaşadıkları Spor Akademilerinde ders olarak anlatılmalı… Gelen yönetimler, gidenler, yaptıkları ve yapamadıkları… Yönetim tarzları, yöneticilikleri… Genel kurullar…
Aslında çok takım var böyle aktaracağımız.
Sadece futbolda değil. Basketbolda, voleybolda, hentbol de… Durum hep aynı…
Unutmadan; acaba İzmir Büyükşehir Belediyespor Kulübünde yönetim değişince, zihniyet de değiştiğinde, sutopu takımının akıbetini ne olacak?
Yabancı antrenör ve yabancı sporcular bünyede tutulacak, o bütçe havuz takımı için yeniden oluşturulacak mı?
Şampiyon takımın oyuncuları geldikleri ülkelere, şehirlere mi dönecek? Havuz sutopu yerine yüzücülere mi kalacak?
Yok olmaya yüz tutan veya bölgesel ligde oynayan bir zamanların Süper Lig takımları yeniden dirilecek mi?
Bekleyip göreceğiz…
Akhisarspor’dan bahsetmiş, Süper Lig’den muhtemel bir amatör kümeye düşüş serüveninin ders niteliğinde olduğunun altını çizmiştik.
Akhisarspor dediğimde benim için akan sular durur…
Kuruluşundaki tüm resmi evrakları daktilo ile yazarak, resmiyetine kadar takip eden ve formasını da giyen birisi olarak kalbimde önemli bir yer tutar…
Sizi şöyle gerilere kadar götüreyim ama önce Akhisar’a inanılmaz hizmet eden ve bir spor müzesi kazandıran İbrahim Macana’dan söz edeyim. Macana, arkadaşı (Rahmetli Emin Otal’ı da saygıyla anıyorum) ile birlikte kapı kapı dolaşarak, fotoğraflar ve belgeleri topladı. Bir anda dağ gibi yığılan belgeler sonunda Akhisar Spor Müzesi’nin oluşmasını sağladı.
Kısıtlı imkânlarına karşın Türkiye’ye örnek olan Akhisar Spor Müzesi, Türk Spor Tarihi için de önemli bir kazanç. Fenerbahçe Başkanı Ali Koç’un bile ekip göndererek incelettiği müze, şu an İbrahim Macana ve birkaç fedakâr sporseverin fedakarlıklarıyla ayakta duruyor. Müzeyi “Akhisarlıyım” diyen herkesin ziyaret etmesi, desteklemesi gerekiyor.
Akhisar Spor Müzesi’nde tarihin tozlu yaprakları ve sararmış fotoğraflarını görmeniz olası. Futbol Akhisar’da her dönem sevilerek oynandı ve nice futbolcular milli takımlara kadar yükseldi.
Bugün Akhisar’da futbol dendiğinde akla ilk gelen Akhisarspor…
Akhisar’da futbolun tarihine bakarsak, 1924 yılında kurulan Gençlik Spor Kulübü’nün önemi göze çarpar. Yine kuruluş yılı 1920 olan Türk Ocağı adlı takım diğer bir tarihi gerçek. Maçların oynandığı Akhisar Stadı’nın tarihi de eski. İlçe stadı 1952 yılında yapılmış bir değer. En büyük özelliği de Akhisar halkının stadın yapımında taş, toprak, kireç getirerek ve insan gücüne destek vererek çalışmalara katkıda bulunması. Bu nedenle de Akhisar Stadı’nda Akhisarlının katkısı kadar alın teri de bulunmaktadır…
Akhisar’da en önemli futbol kulüpleri olan Gençlikspor, Güneşsspor ve Doğanspor varlıklarını ve birbirleri ile kıyasıya mücadelesini yaklaşık 50 yıl devam ettirdi. 1970 yılına gelindiğinde futbolseverler şehir meydanında “Akhisarspor’u istiyoruz” yazılı pankart açarak bu üç takımın birleşmesinin ilk adımını attı. Böylece tarihe yeni bir sayfa açıldı.
O günleri öğrenci/sporcu/taraftar/gazeteci kimliği ile yaşayan birisi olarak, şu an bile heyecanlanıyorum…
Çok uzun süren toplantıların başlıca konusu birleşmenin hangi kulübün altında ve hangi renklerde olacağıydı. Taraftarlar kentin çeşitli sandık koyarak renk oylaması yapmış ve mor beyaz olarak Akhisarspor ortaya çıkmıştı. Bir süre bu renklerle takım kuruldu ama yine de uzun tartışılmalar sürdü. Sonunda Akhisar Belediye Başkanı Orhan İlker başkanlığında, 80 Evleri yapan mimar Yılmaz Atabarut, 1. Noter İrfan Başaran, öğretmen, millî futbol hakemi İsmail Tunalı ve yönetimde bulunan Mustafa Teldemir’in yer aldığı heyet 08.04.1970 tarihinde son toplantısında Akhisarspor’un kurulması yönünde karar aldı.
Yakın tarihte kaybettiğimiz Yılmaz Atabarut kurucu başkan ve 1 numaralı üye olurken, ilk yönetim kurulunda şu isimler yer aldı: Veli Erkmen, Yahya Şahin, Refik Demirel, Ahmet Cevdet Sıdal, Mustafa Kahramanlıoğlu, Nail Prese ve Halil Boduroğlu.
Akhisarspor Gençlikspor’un siyahını, Güneşspor’un yeşilini aldı. Doğanspor’un sarısı da logodaki sarı renk oldu. Kulüp kurulunca, Akhisar’da heyecan daha da arttı ve futbol popüler hale geldi. Amatör ligdeki şampiyonlukla da hedef profesyonel lig olarak belirlendi.
1984 yılında 3. Lig kurulunca bu lige dâhil olan kulüp, on yıl bu ligde oynadıktan sonra 1993-94 sezonunda Bölgesel Amatör Lig'e (BAL) düştü. Takım, 1994-1995 yılında Bölgesel Amatör Ligde Bursa'da gerçekleşen Play Off maçında Yeni Bosnaspor'u yenerek yeniden 3. Lig'e yükseldi. 2007-08 sezonuna kadar 3. Lig'de kalan Akhisar, 2007-08 sezonunu ikinci olarak tarihinde ilk kez 2. Lig'e yükseldi. 2 yıllık 2. Lig mücadelesinin ardından, 2009-10 sezonunda ilk kez 1. Lig'e çıktı. 2011-12 sezonunu Şampiyon olarak tamamladı ve yine tarihinde ilk defa Süper Lig'e yükseldi. Böylece Büyükşehirler'in merkez ilçeleri dışında, Akçaabat Sebatspor'dan sonra Süper Lig'e yükselen ikinci ilçe unvanını da aldı.
Süper Lig'deki ilk sezonunda (2012-2013) iskelet kadroyu koruyan ve az transfer yapan takım Eskişehirspor'u 1-0 mağlup ederek lige galibiyetle başladı. İlk yılı 14. Sırada, 2013-2014 sezonunda 10. sırada tamamladı. 2014-2015 sezonuna iyi başlayan takım 10 maç üst üste kazanamayarak düşüşe geçti, kulüp tarihinin ilk yabancı teknik direktörü olan Roberto Carlos'u takımın başına getirdi. Takım sezonu 12. sırada bitirdi. 2015-2016 sezonuna iyi başlayan ve ilk 14 haftada sadece 2 mağlubiyet alarak ligin 14. haftasını 3. sırada tamamlamasına karşın düşüşe geçerek sezonu 8. sırada tamamladı. Türkiye Kupası'nda çeyrek finale çıkıp, çeyrek finalde Galatasaray'a elendi.
Akhisarspor, Süper Lig'deki en iyi derecesini ise 2016-2017 sezonunda ligi 7. sırada tamamlayıp elde etti. Bu sezonda Türkiye Kupası’nda çeyrek finale yükseldi, Başakşehir'e elendi. 2017-2018 sezonunda ligi 11. sırada bitirse de 10 Mayıs 2018'de Diyarbakır'da Fenerbahçe'yi 3-2 yenerek tarihinde ilk defa Türkiye Kupası'nı kazandı. Böylece bu kupayı kazanan ilk Anadolu ilçe takımı oldu. Takım ayrıca Türkiye Kupası şampiyonluğu nedeniyle de tarihinde ilk kez UEFA Avrupa Ligi'ne katılmaya hak etti. Bu sezon takım 1999 öncesi olduğu gibi Akhisar Belediyespor ismini terk ederek Akhisarspor ismini kullanmaya başladı. 28 Ocak 2018'de Antalyaspor maçı ile Spor Toto Akhisar Stadyumu açıldı, 5 sezondur Manisa'da maçlarını oynayan takım, ilçesine geri döndü. 2017-18 Türkiye Kupası şampiyonu olarak 2018 Türkiye Süper Kupası'nda sahaya çıkan Akhisarspor, Galatasaray'ı penaltılarla yenerek ilk kez Türkiye Süper Kupası'nı kazandı. Bu kupayı da kazanan ilk Anadolu ilçesi takımı olarak tarihe geçti. Türkiye Kupası şampiyonu olarak ilk kez UEFA Avrupa Ligi'nde gruplarda mücadele etti. Kısıtlı kadrosuyla hem Lig hem Avrupa'yı götüremeyen Akhisarspor, sezonu son sırada tamamlayarak 7 sezon sonra Süper Lig'e veda etti. Ligden düşerken Türkiye Kupası’nda ise finale çıktı. Sivas'ta oynanan final maçında Galatasaray'a 3-1 kaybetti. Galatasaray Lig Şampiyonu da olduğu için 2019 Süper Kupa maçını oynamaya hak kazandı. Ankara Eryaman Stadında oynanan Süper Kupa maçını da Galatasaray'a 1-0 kaybetti.
2018 ve 2019 yıllarında 2 sezonda 2 kez Türkiye Kupası finali, 2 kez de Süper Kupa maçı oynayan takım, bunu başaran ilk Anadolu takımı olarak tarihe geçti geçmesine de; 2019-20 sezonunda 1. Lig'de mücadele eden kulüp devre arasında eski futbolcularına olan borçları nedeniyle transfer yasağı aldı. Ligi 4. sırada tamamlayabildi. Süper Lig'e yükselmek için oynanan Play Off maçında Karagümrük'e elendi. 2020-21 sezonunu Transfer yasağı devam ettiği için yeni oyuncu alınamadığı gibi, takımdaki tecrübeli oyuncuların çoğu da takımdan ayrıldı. 2020-21 sezonunda 1. Lig'den düşen Akhisarspor, 2021-22 sezonunda da 2. Lig'den düştü. 2024 yılı Ocak ayında FIFA'dan yapılan açıklamada kulübe yeniden transfer yasağı getirildi. 2021-2022 sezonunda ise 3. Lig'e düştü.
Paraşütsüz düşüş 3. Ligden de devam edeceğe benziyor…
Üst üste yapılan hatalar zinciri artık kırılmalı. Bunu da sağlayacak olan Akhisarlılardır. Son dönemde yönetime gelenler hep “Eğer bana bir şans daha verirsen sana söz veriyorum hatalarımı telafi ediyorum” dedi ama nafile… Unutmayınız hayat acımasızdır, her zaman her şeyi telafi etme şansını vermez…
SEN DE DÜŞÜNCELERİNİ PAYLAŞ!