Bulgaristan’a daha önce spor amacıyla, Varna, Kırcaali, Ruscuk, Tırnova gibi şehirlerine gitmiştim…
En son Varna’ya Tuborg Basketbol Takımıyla Avrupa Koraç Kupası maçı için İzmir’den çok sayıda spor yazarı arkadaşımızla özel bir uçakla seyahat ettik. Karadeniz kıyısında şirin bir kent olan Varna gerçekten görülmeye değerdi. Kırcaali ise Türklerin yoğun olduğu bir yerleşm yeri olması açısından bizler için önem taşıyordu. Bulgaristan’da unutamadığım bir anı da rahmetli Ümit Kayıhan ve Ender Elat ile birlikte özel araçla Steu Bükreş-Galatasaray maçına giderken Bulgaristan’da geçirdiğimiz keyifli saatlerdi…
Bu kez Bulgaristan’a çok ilginçtir ki, Shumen’de (Şumen) 120. Kez düzenlenen Korolar Festivali’ne katıldım… Müzikle ilgimi soracak olursanız, sadece iyi bir dinleyiciyimdir. Her türünü severim. En son Sakız Adası’nda dostumuz, arkadaşımız Maria Soulika’nın davetlisi olarak 2 gün, yaklaşık 8 saat her türden Yunan Müzikleri dinlemiştim.
Bu kez de Bulgaristan’da iki gün Bulgarların çok sesli müziğini neredeyse ezberledim… Gerçekten sanata ve sanatciya verdikleri önem takdir edilmeli. Harika korolar ve sesleri ayakta alkışladım…
Shumen (Şumen veya Şumlu) Bulgaristan'ın kuzeydoğusunda, Türklerin çoğunlukla yaşadığı Deliorman Bölgesinde bulunun bir şehir. Şumen kelime anlamı olarak gürültülü demek olduğunu orada öğrendik. Şehrin ismi hakkında 2 rivayet var. Birincisi Bulgar Hanı Şimeon’un isminden geldiği, bir diğeri de Bulgar Hanı’nın şehrin kurulduğu yerin zengin doğal yapısından meydana gelen orman ve hayvan gürültüsünden dolayı şehre “Şumen” adını verdiği şeklinde. 3200 yıl önce kurulmuş antik bir şehir. Romalılar, Bizanslılar, Bulgarlar ve Osmanlı şehirde hüküm sürmüş. Şehirde Osmanlı’dan bugüne kalan en önemli eser 1741 yılında Şerif Halil Paşa tarafından yaptırılan Şerif Halil Paşa Camii. Şerif Halil Paşa Cami halk arasında “Tombul Cami” olarak geçiyor. Tombul cami denmesinin sebebi 25 metre yükseklikte bir kubbeye sahip olmasındanmış. Cami aynı zamanda 40 metre uzunluğunda bir minaret de yer almakta.
Şerif Halil Paşa Camii ve medresesi, Türkçe’de sık kullanılan bir deyiş olan “Ben sana paşa değil, adam olamazsın dedim” diyen babayı memnun etmek için yapılan cami olduğunu öğrenince de oldukça şaşırdık…
Kent de, Türklerden kalan eserlerden bir başkası da, Şerif Halil Paşa tarafından yaptırılan Saat Kulesi. Mehmet Doducuoğlu tarafından inşa edilen saat kulesinin önünde taş işlemeli bir çeşme var. Kulenin mermer kitabesinde “Bu saat kulesini inşa eden usta, eserinin muhteşemliğini ve eşsizliğini kanıtlamıştır ki dünyada benzeri yoktur” yazılı olması bizi gerçekten gururlandırdı…
Şumen’nin her tarafından görülen “Bulgar Devleti Kurucuları Anıtı” gerçekten görülmeye değer. Bulgar Devleti Kurucuları’nın 1300. Yıldönümü nedeniyle 1981 yılında yapılan yapılan ve Asparuh Han’ın Kral Simeon’a (681-927) kadar olan dönemi temsil eden bu heykeller şehir merkezinden tam 1300 basamakla çıkılan bir tepede yer almakta. Merdiveler her yılı temsilen 1300 basamaktan oluşmakta.
Böylesine eserlerin yer aldığı kentte iki gün bu yıl 120.si düzenlenen Korolar Festivali’ndeydik. Başkanlığını yaptığım Karşıyaka Sanat Derneği’nin Biz Bize Türk Sanat Müziği Korosu ile Türkiye’yi temsil ettik. Mustafa Seven şefliğindeki 33 kişilik korumuz 29 Ekim Cumhuriyet Bayramı nedeniyle de tamamen ulu önderimiz Mustafa Kemal Atatürk’ün sevdiği şarkılardan oluşan repertuvar ile gönülleri mesetti…
Büyük alkış alan Karşıyaka Sanat Derneği korosu ülkemizi başarıyla temsil etmekten öte Atatürk’ün sevdiği şarkıları bir kez de Community Cenner Dobri Voynikov 1856’de söyledi ve büyük takdir topladı…
Özikizler Turizm’in vip otobüsünün konforoyla 1700 kilometrelik yolculuğumuz o kadar rahat geçti ki, anlatamam… Şoförlerimiz, özellikle bizi Bulgaristan topraklarında sorunsuz taşıyan Selahattin kardeşimize ve patronu Ali Bür’e ne kadar teşekkür etsek azdır…
Türkiye’den festivale sadece Karşıyaka Sanat Derneği’ni davet eden Shumen Belediye Başkan Yardımcısı Desislava Zlateva, Festival Komitesi Başkanı Nikolay Nikolov, yardımcısı Anatoli Stoyanov, Shumen Koro Şefi Hristo Atanasov, Şumen’de kafilemize tercümanlık yapan, Shumen Korosunun kadife sesli elemanı Ayla Prashko’ya ve bizi festivaller buluşturan, Bulgaristan’da halk oyunları ve korolar festivali denince akla gelen ilk isim olan Ceylan Demir ve yolculuğumuzda kafilemize rehber olan Vasvie Demir’e teşekkürü borç biliriz…
SEN DE DÜŞÜNCELERİNİ PAYLAŞ!